Özellikle kızlarda yaygın olarak görülen, erkeklerde de görülebilen biyo-psiko-sosyal bozukluklardan olan yeme bozukluklarını öncelikle, beslenme bozukluklarından ayırmak gerekir.

Yeme bozukluğu yaşayan kişilerin fiziksel belirtilerine baktığımızda, kilo kayıpları yanı sıra, kiloda sık sık değişimler olduğu göze çarpar. Her an bayılacakmış gibi bir görünüme sahiptirler. Bu vakalarda; Güçsüzlük, Yorgunluk, Baş dönmesi, Laterji (Yaşama işlevlerinin çok zayıfladığı, çok derin ve sürekli patolojik uyku durumu), Deride kuruluk, Saç dökülmesi, Saç kayıpları, Ödem (El, ayak ve göz kapaklarında şişmeye neden olan durum), Amenore (Adet görememe), Oligomenore (Adet kanamasının azalması), El-ayak parmaklarında solukluk, Konstipasyon (Kabızlık) en sık gözlenen fiziksel belirtiler arasındadır.
Yeme bozukluğuna sahip bireylerle yapılan görüşmelerde, bu bireylerin yiyecekler, yiyeceklerin kalorileri ve yağ oranlarıyla normal olmayan boyutlarda ilgilendikleri gözlenir. Çoğunlukla normal kilo sınırının da altında oldukları halde şişmanlıktan şikayet eder, her daim diyet (herhangi bir beslenme uzmanı veya doktor kontrolü olmaksızın bilinçsiz, kulaktan duyma..) ve aşırı egzersiz yaparlar. Hiçbir şey yemedikleri halde, aç olmadıklarını söylerler. İnsanlardan uzaklaşmalarının ve diğer insanlarla beraberken yemek yememelerinin en büyük nedeni budur. Yemediklerine şahit bulunmasından korkarak, arkadaşlarıyla ailesiyle yemek ortamlarına girmek istemezler. Çok az bir yemek yediklerinde bile şişkinlik yaşadıklarını söyleyerek bir süre sonra gerçektende söylediklerine kendileri de inanmaya başlarlar. Düşünce kalıplarının büsbütün bozulduğunu fark etmezler.. Gün içinde sık sık teraziye çıktıkları, gramlarla ifade edilen kilo değişimlerinde bile aşırı kaygı yaşamaktan kendilerini alamadıkları göze çarpar. Çoğunlukla arkadaşlarıyla görüşmedikleri, onların görüşme isteklerine cevap vermedikleri, kabuklarına çekildikleri, hiçbir sosyal ortama girmedikleri, başkalarıyla yemeğe oturmadıklarını ifade ederler. Aşırı gerginlikten, duygusal ve düşünsel sıkıntılardan, gün içinde ruh hallerinin an be an değiştiğinden şikayet eden bu vakalarda; aşırı ve çarpık özeleştiri, dürtüsellik, depresif (daha önceden keyif aldığı iş veya durumlardan keyif almama) ve obsesif kompulsif belirtiler (yiyecek biriktirme ve ya atma şeklinde) yanı sıra yemeklerden sonra sık sık tuvalete gitme, kusma, boşaltım sistemini hızlandıran ilaçlar ve çayları kontrollü kullanmama davranışları izlenir.

Anoreksiya Nevroza
Bu durumu yaşayanlar çoğunlukla yiyecekler; yanı sıra beden imajları hakkında çarpık inançlara sahiptir. En büyük korkuları şişmanlamak ve kilo almaktır. Yaşlarına, boylarına ve harcadıkları enerjiye uygun kiloya sahip değildirler. Çoğunlukla halk arasında “Bir deri bir kemik” olarak nitelendikleri, aşırı zayıf oldukları halde kendilerinin çok kilolu olduklarını iddia ederler. Bazı vakalarda boy, yaş ve yaptıkları işin gerektirdiği enerji düzeyi dengesi aşırı bozuktur. Nihayetinde, kilonun da verilebileceği bir alt sınır mevcuttur. Bu sınırın altına düşüşler ölüm tehlikesiyle burun buruna getireceğinden, Anoreksiya Nevroza da hayati bir tehlikede söz konusudur.

Bulumia Nevroza
Bu durumu yaşayanlar aşırı yer, hemen yemeğin ardından kilo alacakları kaygısı sebebiyle büyük pişmanlık duyarak çeşitli yollarla (kusma, aşırı egzersiz, laksatif ilaçlar…) yediklerini çıkarmaya çalışırlar.
Yeme Bozukluklarının Nedenleri ve Tedavisi
Yeme bozuklukları çok çeşitli nedenlere dayanabilmektedir. Bilindiği gibi, özellikle bedendeki değişimlerin hızlandığı (boy,ses,görünüm…) ergenlik döneminde, hem kız hem de erkek ergenlerde ilgi bedene doğru kaymış, bakımlı olmak, diğer kişiler tarafından beğenilmek, güzel görünmek, popüler olmak onların en büyük kaygıları haline gelmiştir. Ergenlerin bu dönemde gösterdikleri davranışlar, onların gelişimlerinin normal seyrinde olduğunu anlamamıza yardımcı olur.

Bununla beraber, özellikle son 15 yıldır mankenlerin doğru olmayan yöntemlere başvurarak (İlaçlar, çaylar, kokain…) aşırı zayıflamaya çalışması ve onların bu davranışlarının paparazi programlarında, ana haber bültenlerinde, gençlik programlarında, çeşitli gençlik dergilerinde… yayımlanarak gençlerin aşırı zayıflığa özendirilmesi, başka bir yeteneğiyle ön plana çıkamayan gencin bu yolla dikkat çekmesinin çevre tarafından ödüllendirilmesi, Anoreksiya ve Bulumia Nevroza vakaların sayısını gün geçtikçe çoğalttığından, medya ve yayımcıların bu konularda bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Hali hazırda bedensel olarak bir yetişkine benzemeye başlayan, bununla beraber çocuksu hatlardan kurtulamamış, henüz tam bir yetişkin bedene sahip olamamış olan ergen (sesi tam oturmamış, burun yüze göre daha büyük…) sürekli ayna karşısında vakit geçirmekte, bedeniyle haşır neşir olmakta, onu tanımaya, kendini anlamlandırmaya çalışmaktadır. Bilindiği gibi, ergenler için ilk sırada arkadaş gelir. Aile, anne baba ergen için en son sıradır. Arkadaşlarının kendi hakkında ne düşündüğü, ne hissettiği, okuldaki ve mahallesindeki statüsü onun için her şey demektir. Arkadaşları tarafından beğenilmemek, onların alay ve eleştirilerinin hedefi olmak bir ergenin en büyük kabusudur. Eğer arkadaşlarının alaylarına ve eleştirilerine maruz kalırsa sağlam bir beden imajına sahip olamaz, egosunu koruyamaz ve kendini saldırı altında hissetmekten alıkoyamaz.

Aile içi özellikle de anneyle olan iletişimin kalitesinin korunamaması, çarpık düşünce şekillerini ayırt etmekte ustalaşmamış, kimliğini tam olarak oluşturamamış ergen için bu tür yeme bozukluklarının oluşumuna zemin olabilmektedir.

Kilosuyla ne kadar ilgilenir?
Kilosunu dert eder mi?
Kiloyla ilgili şikayetlerini sık sık dile getirir mi?
Yeme davranışlarında herhangi bir farklılık gözlemlediniz mi?
Eskisi oranla yemesi nasıl?
Önceden yediği bir yemeği yemeklere karşı ilgisinde herhangi bir değişim var mı?
Sık sık tartılır mı?
Zayıflamak için herhangi bir beslenme uzmanına başvurmadan diyet yapar mı?
Zayıflamak için aşırı egzersiz yapar mı?

Eğer sorulara verdiğiniz cevaplar sizi düşündürdüyse bir uzmana danışmanız sizler için yararlı olabilir. Bildiğiniz üzere erken teşhis hayat kurtarır. Bu durum Anoreksiye Nevroza ve Bulumia Nevroza vakalarını da kapsamaktadır. Erken teşhisin, öncelikle yanlış davranış alışkanlıklarının oturmasını önlemede ve tedavinin daha olumlu sonuçlar vermesini sağlamada büyük fayda sağlar.

Tedavisi kolay olmayan bu tür sorunların üstesinden gelebilmek için; gerekli fiziksel muayeneyi, hormon, kan, kemik…için gerekli tıbbi testleri yapacak bir doktora, doktorun verdiği bilgiler ışığında sağlıklı beslenme ve diyet hakkında gerekli düzenlemeleri yapacak olan bir beslenme uzmanına ve ruhsal durumun düzenlenmesinin yanı sıra sağlıklı düşünme ve davranış alışkanlıkları kazandırmada yardımcı olacak bir psikoterapiste ihtiyaç olacaktır. Bu ayakların birindeki eksiklik, tedavi süresinin uzamasına ve çarpık davranış alışkanlıklarının kemikleşmesine neden olacağından, daha baştan itibaren titiz bir tedavi programı hazırlanması yerinde olacaktır.