sen sevdanı helal et!
Salkım salkım çocuklara özenmiş güzelliklerdi onlar
lodoslar yaladı şiirlerini pembe repliklerinin. elimi bile sürmedim..
dedim ki: sevginin nöbetidir bu; elbet bir gün sona erecek!
baharın ağzından gökyüzüne döküldü özgür şiddetimin salyası
nokta korku yoktu dilimde, teninde ayrılıkların haşarı sağanakları!
ıpıslak saklandık renklerine hüznün, yüzümüzde büyüdü ay
ben seni çoktan affettim, sen sevdanı helal et!
ihanet nutukları attık bütün şehirlerin siyah kürsülerinde
üstümüzde sersefil hayatların zehirli ezgisi
adaşım belledim cehennemi, titredim, tek yıldız hissetmedim!
elele uçuşan iki sinek gibi gidip konduk alnına zararlı meleklerin
kanat çırptık!. kanat çırptık!. kanat!. ah! uçamadık!
ben seni çoktan affettim, sen sevdanı helal et!
böyle depremlere hazır ol!.. diyordun!. direnmelisin!.
son çığlıklarına hazırlanmış savaşçılar gibi beklemelisin!.
yiğit kardeşlerimi terslenmiş dağlarda kaybettim ben, ağlıyorum!.
her zaferin sonunda, yenilmiş askerler gibi apoletlerimden oluyorum!.
erdemimi istememin ne tuhaf elleri var.. ne tuhaf, güçlü elleri.. anla!.
al beni, kalbinin kalbinin düşman erişmez kayalıklarında, oyuklarında sakla!.
bitti.. bitti.. bir çılgın aşk, bir çılgın genç beni uçurumlardan aşağı itti!.
ben seni çoktan affettim, sen sevdanı helal et!
ölüm bu! insanı sancaklarından sarsa sarsa yürüyor
aç susuz bıraktığında kanını eme eme ürüyor!
şimdi sana bir ağrı sesleniyor yanık keman sesinin yamaçlarından
dudaklarımda çürüyor zincirleme kazaların, terk edilişlerin büyüsü
nar kokan bebeğim! sıcak kar kokan bebeğim!
artık, kavgam senin şefkatine, senin kızarmış gözlerine emanet
barış çubuğu parmaklarım yine de senin ılık, ceylan saçlarını arıyor
ben.. ben seni çoktan affettim, sen.. sen sevdanı helal et...