Bir kadının menopoza kesin olarak girdiğini söyleyebilmek için en az bir yıldır adet kanaması görmüyor olması gerekir. Ülkemizde yapılan çalışmalar Türk kadınlarının menopoz yaşı'nı ortalama 46 olarak göstermektedirler. Bazı Avrupa ülkelerinde bu yaş ortalaması 51’e kadar çıkmaktadır. Yaygın inancın tersine menopoz yaşı ilk adet yaşından etkilenmez. Fakat sigara içenlerin içmeyenlere göre 2 yıl daha erken menopoza girdikleri tespit edilmiştir. Doğum sayısı fazla olanlar daha geç menopoza girmektedirler.
Menopoz yakınmalarının hepsinin nedeni kadınlık hormonu olan Östrojenin eksikliğine bağlıdır. Bu yakınmalar daha adetten kesilmeden ve ilk adet düzensizlikleri ile genelde başlarlar ve adetin kesilmesinden sonraki ilk 5 yıla kadar da devam edebilirler. En sık ve en erken görüleni sıcak basması ve terleme nöbetleridir. Bu şikayetler ile birlikte başlayan, belirti vermeyen fakat yıllar sonra çok büyük problemlere neden olan kemik erimesi (Osteoporoz) ve kalp hastalıkları menopozun kadılara verdiği en büyük zararlardır. Tüm bu şikayetlerin tedavileri mümkündür. Yapmanız gereken menopoza girip girmediğinizin kesin tespiti için kadınlık hormonlarınızın ölçümünün de yapılabildiği bir menopoz merkezine veya hastanemizin menopoz kliniğine başvurarak tedavinize doğru bir şekilde başlamanızdır. Unutmayın kimenopoz günümüzde kendinizi ve çevrenizi sıkıntıya sokabilecek bir hastalık değil rahat bir dönemin başlangıcıdır.

“38 yaşındayım ve yaklaşık 4 yıldır adet görmüyorum. Rahatsızlığımla alakalı birçok doktora gittim. Menopoza girdiğim söylendi. Bu durumda ne yapmamı önerirsiniz?”
Menopoz belirtilerinin 35 yaşından önce ortaya çıkmasına erken menopoz denilmektedir. Genetik nedenlere bağlı olarak ortaya çıkanda, ailede erken menopoz hikayesi vardır. Veya yumurtalıkların cerrahi olarak çıkartılması gibi yumurtalıkların tahribine bağlı görülebilir. Bunlara ilave olarak yoğun çalışma ortamı, ani üzüntü, sigara gibi durumlarda da erken menopoz meydana gelebilir. Günümüzde 35-40 yaşları arasında hiçbir organik nedene bağlayamadığımız erken menopoz durumlarına sık olarak rastlanılmaktadır.
Erken menopoza giren bayanlarda gerekli incelemeler yapıldıktan sonra, kullanıma engel olacak durum söz konusu değilse hormon tedavisi mutlaka başlanmalıdır. Çünkü normal yaşta menopoza girenlere göre, erken menopozdaki bayanlar kemik erimesi dediğimiz osteoporoz yönünden daha yüksek risk altındadırlar.

Menopozdan korkma, tanı!
Ortayaş kadınının ‘‘öcü’’sü güç kaybediyor. Video Kolposkopi ile takip son silahlardan biri Menopoza girmiş kadın denilince, ‘‘sıcaklar basan’’, alıngan, birdenbire terleme nöbeti tutan, unutkan, uykusuz, gergin bir kadın tipi akla geliyor. Yüzde 75'inde bu böyle. Kalanı ise hafif geçiriyor. Bu üç beş yıl devam ediyor, sonra bitiyor. Herkes menopozu bu sanıyor. Ama öyle değil'' şeklinde ifade ediyor Ulusal Menopoz Osteoporoz Derneği Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Ertüngealp: ‘‘Menopoz kadının fizyolojik olarak değişim gösterdiği bir dönem. Hayatının büyük bölümünü östrojenle geçiren kadın ömrünün kalanını östrojensiz geçiriyor. Terim olarak yüzyılımıza 1900'lü yılların başlarında girmiş. Menopozla birlikte deride meydana gelen bozukluklar çok önemli. Cilt inceliyor, kırışmalar artıyor. Östrojensizlikten kadının hücreleri kuruyor, vajen dahi inceliyor. Ve bu yüzden cinsel yaşam bozuluyor. Üriner sisteme çok etkisi var. İdrar torbasında istem dışı gelişen altına kaçırma meydana geliyor.’’
Bütün bunlar kadına psikolojik olarak ihtiyarlamış hissini verdiği için menopoz, kadın için yalnızca fizyolojik bir değişim dönemi değil. Sonrasında daha ağır bir tablo var. Erkekleri tehdit eden kalp krizi, menopoz dönemi sonrasında da oklarını kadına çeviriyor. Prof. Ertüngealp kalp hastalıklarından sonra gelen bir sonraki problemi kemik erimesi olarak görüyor: ‘‘Osteoropoz halk tarafından kemik erimesi olarak biliniyor. Doğrusu, kemiğin mineral dokusunun azalması. Kemiğin görünüşü normal ama içinin mukavemeti azalıyor bu yüzden kemik kırılıyor.’’
Araştırmalar kalça kemiği kırığından kadınların hayatını kaybeden kadınların sayısının çokluğuna işaret ediyor. Prof. Ertüngealp menopozun bir halk sağlığı problemi olduğu görüşünde: ‘‘Kırığın tedavi masrafları çok yüksek. Bir iki milyarı buluyor. Tedavisi uzun, hasta uzun süre yatağa bağımlı kalıyor. Protez konuyor, bel kemiği kırığı ise felce yol açabiliyor. Beyin damarlarına da hasarı var.’’
ÖSTROJEN TEDAVİSİ
Kadında östrojen eksikliği, beraberinde hastalıklar getirdiğinden tedavi şart. Dünyada kadınlar arasında akciğer kanserinden sonra en çok ölüm nedeni meme kanseri. ‘‘Bu yüzden 20 yaşından sonra smear testiyle birlikte meme taraması yapılmalı’’ diyor uzmanlar. Menopoz öncesi ve sonrası yılda bir mamografi, vajinal ultrasonografi gerekiyor.
Vajina kanseri de menopoz sonrasında çok görülen hastalıklar arasında. Rahimiçi kanseri de keza öyle. Prof. Ertüngealp, kolestrol ve lipid seviyesinin ölçülmesine de değiniyor: ‘‘Yemeğe dikkat edilmeli. Kolestrol yükseltici yiyeceklerden kaçınılmalı. Güneş ışığından yararlanılmalı. Ve mutlaka kalsiyum alınmalı. Diyet sütlerle protein alınması lazım. Her yaşta pasif jimnastik hareketlerini yapmak gerekiyor ama orta yaştan sonra hergün egzersiz yapılmasında fayda var.’’
Menopoz döneminde koruyucu hekimlere büyük iş düşüyor. Menopozu rahat ve hafif atlatmak için kadına menopoz öncesi dönemden başlayıp menopoz sonrasında devam ederek östrojen tedavisi yapılması gerekiyor. Takviye, ağızdan hapla ya da ciltten yapıştırma flaster şeklinde veriliyor: ‘‘Rahmi olan kadınlar östrojenle birlikte progesteron almalı. Yalnızca östrojen alınırsa rahim kanserini başlatan faktör ortaya çıkar. Kadının rahmi yoksa progestron gerekli değil. Ağır karaciğer hastası, böbrek yetmeliği olanlara hormon vermiyoruz. Onlara da hormon verilmeden yapılan tedavi uygulanıyor’’ diyor, Prof. Ertüngealp.
Edebiyatçının menopozu romanda
‘‘Menopoza girmiş olduğumu hiç düşünmüyorum nedense. Hastaneden çıkacağım gün bir ampul depo östrojen yapıyorlar kalçamdan. Hemşire menopoz yüzünden bunun gerekli olduğunu ve yaptığını, dozun bana bir ay yeteceğini söylüyor. Menopoza girmiş olduğum için huzurlu muyum, yoksa kaderime razı mı oluyorum, bilmiyorum.’’ Yazar İnci Aral, ‘‘İçimden Kuşlar Göçüyor’’ adlı kitabının bir yerinde böyle açıklıyor girdiği menopoz dönemini. Kitabında yalnızca menopoz sürecini değil, yaşadıklarını da hiçbir şeyin arkasına sığınmadan irdeliyor.
Menopozu ağır geçirmenizde döneme erken girmekten öte cerrahi menopoz geçirmeniz daha önemli, öyle değil mi?
-Evet. Fizyolojik ve psikolojik olarak ani girdim. Cerrahi menopoz geçirdim çünkü. Kendiliğinden yavaş bir şekilde geçirebilirdim, böyle olmadı. Organlarım alınarak birdenbire çok şiddetli bir biçimde girdim menopoza. Erken girmekten öte hazırlıksızdım.
Kitaptaki kadın niye hep hüzünlü?
- Menopoz kolay birşey değil. Hafife de almayalım. Fizyolojik ve psikolojik değişiklikler getiriyor. Yaşadığım herşeyi net olarak anlatmaya çalıştım. Aynen böyle yaşadım. Bu benim deneyimim. Ben hüzünlü yaşadım.
Kitapta ‘‘henüz genç olduğumu düşünürken, orta yaşlı, menopozlu kadınlar safına geçiveriyorum’’ diyorsunuz. Sonra bir dinginlik, yaşlanmayı kanıksama kaplıyor kitabın sayfalarını, neden?
- Evet. Yaşlanmanın bir huzur dönemi olduğunu yazdım. Bunu kabul etmek bu noktaya gelmek biraz zaman alıyor, insan hırpalanıyor. Ama bu bir süreç. Geçiyor sonra. Daha huzurlu, daha dengeli ve daha mutluyum çünkü. Yeniden 18-28-38 yaşında olmak istemiyorum. Bu yaştan hoşnutum. Çok daha duruldum. çok daha iyimser bakıyorum. Hayatı seviyorum.
Menopozla birlikte cinsel hayata da küsüyorsunuz?
- Ben hadım edildim. Yumurtalıklarım, rahmim alındı. Ameliyattan sonra da başıma gelecekler konusunda uyarılmadım. Kendi kendime başıma gelecekleri yaşayarak, yine kendi kendime anlam bulmaya çalıştım. Ve bu yüzden menopoz tedavisine başlamadan önce de cinselliğe olan bütün isteğimi yitirmiştim.
Cinselliği her kadın böyle yaşamıyor umarım.
- Kadınlar çok değişik belirtiler gösteriyor. Kimi aşırı ilgi gösteriyor. Kimi uzak kalmayı yeğliyor. Bireysel farklılık ve kendi duygusal dünyaları ile ilgili birşey bu konuda. Hep söylüyorum bu benim deneyimim. Birçok kadının deneyimi benimki ile örtüşebilir, örtüşmeyebilir.
Neden tek başına bir menopoz kitabı değil?
- Bu tek başına bir menopoz kitabı olamaz. Kitapta hayatın dönüm noktası sayılacak ölümcül bir hastalıkla menopozu bir arada yaşayarak kendimi ve kendi hayatımı sorgulama var. Ne tek başına bir menopoz kitabı ne de tek başına bir anı kitabı. Bunların iç içe olduğu bir kitap.
Menopozla birlikte hastalığın nüksetmesi ölümü düşündürdü mü size?
- Evet, ölümle ciddi olarak yüz yüze geldim. Bizim hayatımız ölümlü olduğumuz gerçeğini unutmakla geçiyor. Oysa ölüm çok gerçek ve çok yanımızda.
Sanırım kitabınızı erkekler de okumalı.
- Bu kitabı eşlerin de okuması gerekiyor. Yaşanan şeyleri erkeklerin de çok iyi tanımaları gerekiyor. Örneğin eşim çok büyük destek oldu. Halen de desteği devam ediyor. Jimnastik yapmam konusunda hiç rahat bırakmaz. Kilomu korumam konusunda dikkat gösterir. Yaptığım işle ilgili de büyük destek veren bir insan.
Menopozun yıkımlarını atlatmada tedavi de etkili olmuş olmalı.
- Ayrıntılı olarak durduğum şey menopozun tedavi gerektiren bir durum olduğu. Evet. Tedavi edildikten sonra, uğradığım yıkıntının üzerinden geçtim. Çok iyi oldu. Hala tedaviye devam ediyorum.
Kitabınız ses getirdi mi?
- En çok kadınlar telefon ediyor. Arayanlar çok değişik kesimlerden ve çeşitli yaşlardan. Kitapta kendimizden çok şey bulduk diyorlar. Çok iyi tepkiler alıyorum. Doğrusu bu kadarını beklemiyordum. O yüzden doğru birşey yaptığımı düşünüyorum.
Menopoz arifesindeki kadınlara ne önerirsiniz?
- Öncelikle jinekoloğa görünecekler. Gerçi çok yeni Türkiye'de. Bir kaç yıllık bir geçmişi var. Benim yaşadığım dönemde bu tedaviyi yapan çok az hekim vardı. Gerekli olduğu da bu yoğunlukta henüz kavranamamıştı. Ben el yordamıyla bir yol bulmaya çalıştım. Şimdi ise birçok hastanede menopoz klinikleri var. Şimdiki kadınlar ve bundan sonraki kuşaklar daha şanslı.
Gözlerimle görüyorum!
Her kadının özellikle 40 yaşından sonra yılda bir defa jinekolojik muayene yaptırması gerekiyor. Çünkü rahim kanserinin görülme oranı bu yaştan sonra artıyor. Özellikle de menopoz öncesi dönemde kadınların bu muayeneyi yaptırmaları şart. Eskiden rahim ağzından dökülen hücreler bir fırça yardımı ile alınır, tespit edip, mikroskop altında bakılırdı. Bu işlemler yapılırken rahim içi bir ışıklandırma yardımıyla görülebiliyordu. Şimdi ise video kolposkopi denilen bir cihaz çıktı. Cihaz renkli bir televizyon ekranına benziyor. Video kolposkopide gözle görülemeyen şüpheli hücreler rahatlıkla görülebiliyor. Çünkü cihaz kanser öncesi gözle görülmeyen hasarlı hücreyi büyüterek gösteriyor. Daha sonra şüpheli görülen bölgeden smear alınıyor. Kanser olmadan hücreyi yakalandığında ise yüzde yüz sonuç alınabiliyor. Üstelik hasta da hekim de işlemi ekranda anında görebiliyor. Cihaz yalnızca jinekologların imdadına yetişmemiş. Fizyoterapist, ortopedist, psikiyatr, kardiyolog ve geriatrlara da faydası olan var. Prof. Ertüngealp hastanın içinin rahat etmesi için herkesin bundan faydalanması gerektiğini söylüyor: ‘‘Görüntü hasta eğitimi açısından faydalı. Yara (rahim ağzı erozyonu) varsa yarayı, damarlanma varsa damarları görüyor. Eskiden yara var diyorduk, hasta 'yara ne demek?' diyordu. Rahim poliplerini bile görme şansları var. Hastanın kafasındaki acabayı kaldırıyor. İkinci muayenede tekrar yara var mı, geçip geçmediğini görüyor. Cihaz özellikle menopoz için önemli. Menopoz dönemindeki hastalar rutin olarak video kolposkopi ile takip ediliyor.’’
Menopoz belirtileri
Kırklı yaşlarda menopozun ilk belirtileriyle karşılaşılıyor. Bu dönemde yumurtalıklar giderek daha az üretimde bulunuyorlar. Menopoz dönemi ve öncesinde mutlaka doktor kontrolünden geçmek gerekiyor.
Menopoza dair sıkıntılarınızı bazı basit tedbirlerle de gidermeye çalışabilirsiniz. Uykusuzluk, gündüz yorgunluk hissi, gece uyuyamama gibi sorunlarınız varsa, bitkisel çayları her zaman elinizin altında bulundurun. Eğer idrar kaçırma probleminiz varsa, kas egzersizlerini öğrenin. Kilo artışı için uygulayabileceğiniz sağlıklı diyetleri ise doktora sormalısınız.
Menopoz yaşı gelenlere müjde
Amerikalı araştırmacılar menopoz döneminde kadınlarda meydana gelen kemik erimesini önlemek için alınan östrojenin iyi taraflarını ortaya çıkarıp, göğüs kanserine yol açabilen kötü huylarını yokeden bir ilaç geliştirdi. Raloxifene adlı bu ilaç sayesinde kadınlar, kemik erimesine karşı östrojen hormonu alırken, göğüs kanserine yakalanmaktan korkmayacaklar. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nin de tavsiye ettiği bu ilaç tek başına kemikleri korumuyor, ancak uzun dönemli östrojen kullanımı halinde ortaya çıkan kanser riskini sıfıra indiriyor. Kadınlar genel olarak östrojen kullanıp kullanmamakta kararsız kalıyorlar. Bu hormon kemik erimesini önlediği gibi kalbi de koruyor. Ayrıca Alzheimer hastalığına karşı da etkili olduğu belirtiliyor. Ancak bu hormon yeniden adet görmeye yol açtığı gibi, kanser riskini de beraberinde getiriyor. Östrojen kullanmaya karar veren kadınlar, kanser riskini de göze almış oluyorlar. Ancak Raloxifene sayesinde kadınların artık ikileme düşmesine gerek kalmıyor, çünkü kanser riski ortadan kalkıyor.
Erken menopoza son
Kadın 70'inde bile anne olabilecek...

New York'un dünyaca ünlü Methodist Hastanesi'nde görevli Dr. Kutluk Oktay ve iki Türk asistanı, yumurtalık nakline yol açacak ilk hücre aşılamasından başarılı sonuç elde ettiler ve tıpta bir ilke imza attılar. Tıp dünyasında büyük heyecan yaratan yeni teknikle, kadınlar 70 yaşında bile çocuk sahibi olabilecek, erken menopoz tarihe karışacak, kanser tedavisi gören kadınlarda ortaya çıkan kısırlığı da giderecek.
Müthiş gelişme basın-yayın organlarında geniş yankılandı. İngiliz Daily Telegraph ve Daily Mail gazeteleri dün haberi manşetten verdi, BBC Radyosu ayrıntılı olarak duyurdu.
Türk doktorlar, 30 yaşındaki Amerikalı dansçı Margaret Lloyd-Hart'a geçen şubat ayında başarılı bir yumurtalık dokusu aşılama operasyonu yaptılar.
‘Yumurta yaması’ adı verilen yumurtalık dokusu aşılama operasyonu tekniğini Leeds Üniversitesi'nden Profesör Roger Gosden geliştirdi. Mucize yöntemin fikir babası ve uygulayıcısı ise Dr. Kutluk Oktay ve Türk asistanları. BBC'ye konuşan Dr. Oktay, ‘‘Sağlıklı yumurtadan alınan dokuların sahibine yeniden nakledilmesiyle yapılan ameliyat kanser tedavisi gören hastaların üretkenliklerini korumak için de kullanılabilecek. Henüz çalışmanın ilk aşaması gerçekleştirildi. Denemeler sürecek. Menopoz 10 yıl kadar geciktirilebilir ve kadının yeniden doğum yapması sağlanabilir’’ dedi.
Mucize operasyon ise şöyle gerçekleştirildi: Leeds Üniversitesi'ndeki ‘Yumurta yaması’ çalışmalarına katılan Dr. Kutluk Oktay, Prof. Roger Gosden'in aynı yöntemle bir koyundan kuzu dünyaya getirmesinin ardından deneylere başladı. Ve 1996 yılında, insan yumurtalık dokularını fareler üzerinde denedi. Bir süre sonra insan dokuları yumurta üretmeye başladı.
Dr. Kutluk Oktay'ın bu çalışmaları ve elde ettiği başarılı sonuçlar tıp dergilerinde yayınlandı. Lloyd-Hart da internet aracılığıyla Kutluk Oktay'ın çalışmalarını öğrendi.
YENİDEN REGL
Lloyd-Hart'ın ilk yumurtalığı 17 yaşındayken kist yüzünden alınmıştı. Dr. Kutluk Oktay'a ulaşan Lloyd Hart'ın ikinci yumurtalığı ise hormonal bir rahatsızlık yüzünden geçen yıl çıkarıldı. İkinci yumurtalık vücuttan çıkarılmadan önce dokusu alınıp donduruldu ve aynı bölgeye başarılı bir şekilde aşılandı, hormonlarla beslendi ve böylece yumurtalık yeniden oluşturuldu.
Ameliyattan 4,5 ay sonra genç kadının vücudu bir yumurta üretti. Ameliyatın amacına ulaştığına delil olan bu gelişme sonunda doktorlar genç kadının birkaç aya kadar normal regl görebileceğine inanıyorlar.
Yeni bir hayat verdi
Margaret Lloyd-Hart. Profesyonel dansçı. Henüz 30 yaşında annelik şansını yitiren, menopoza giren genç kadına, New York Methodist Hastanesi doktorlarından Kutluk Oktay'ın da aralarında bulunduğu bir ekip, yumurta yaması tekniğiyle yeni bir hayat armağan ediyor.
Yaşlanma gecikecek
DR. Kutluk Oktay, ilk resmi tebliği gelecek perşembe günü Kanada'nın Toronto Kenti’nde yapılacak bir konferansta Leeds Üniversitesi'nden Dr. Roger Gosden ile birlikte yapacak. Yeni yöntem, erken yaşta menopoza girmiş ve kanser tedavisi yüzünden doğurganlığını yitirmiş kadınlar kadar, geç yaşta anne olmak isteyenlere de doğum yapma imkanı sağlayacak. Bilim adamları, yöntemin, yumurtalıkların vücuda konulması sonucunda sadece yumurta üretimi değil, hormon üretimi de sağladığı için yaşlanmayı geciktirici etki de yapacağına işaret ediyorlar.
Yumurta nakli yapılabilecek
LLOYD Hart'a uygulanan başarılı ameliyat, dışarıdan alınacak yumurtalıkların bir başka canlının vücuduna aşılanabileceğinin işaretlerini veriyor. Doktorlar, bir başka kişiden organ nakli yapılması gibi kişinin kendi yumurtalıklarının da dondurulup saklanarak, daha sonra yeniden vücuduna yerleştirilebilmesinin yolunun açıldığını vurguluyor. Bu yöntem kanserli olan ve ağır kemoterapilere giren kadınların doğum yapmalarının önündeki engelleri de kaldırıyor. Bu hastaların kemoterapi öncesinde alınacak yumurtalıklarının tedavi bitiminde yeniden vücutlarına nakledilebileceği belirtiliyor.
Menopoz kadın kalbini her yönden etkiliyor
Kadınlar erkeklerden daha uzun yaşıyor. Yalnız gelişmiş ülkelerde değil, gelişmekte olan ülkelerde de bu böyle.

İyi ki de öyle! Kendilerine iyi bakma konusundaki özürleri iyi bilinen erkeklerin daha uzun yaşadığı bir dünyanın ne kadar bakımlı olabileceğini düşünürseniz, Tanrı'nın kadınlara tanıdığı bu bağışın önemini daha iyi kavrarsınız!
KADINLAR gelişmiş ülkelerde 80-85 yıllık yaşam beklentisini çoktan yakaladılar. Bu süre, ülkemizde ortalama 72 yıl civarında (70-75 yıl arasında değişiyor.) Türk kadınlarının menopoza girme yaşları ise 45-48 yaşları arasında. Bu rakamların anlamı kadınların yaşamlarının üçte birini, hatta neredeyse yarısını menopozda geçirdiği ve menopozu yaşayan kadınların sayısında ciddi artış olduğudur. Modern tıp ve sosyal bilimler kadınların menopoz dönemlerine ilişkin ruhsal, bedensel ve sosyal sorunları üzerindeki çalışmalarını bu nedenle hızlandırdı.
MENOPOZ ARA VERME Mİ
Yaşlanma sürecinin bir yönüyle ‘‘ara vermeler, bölünmeler ve geri çekilmeler süreci’’ olduğunu düşünebilirsiniz. Bu ‘‘ara’’ların tıp dilindeki adı ‘‘panse’’dir. Yaşlandıkça, ortaya çıkan bu doğal aralarda bedenimizden ve ruhumuzdan, bir şeylerin çekildiğini ve bizi terk ettiğini istesek de istemesek de fark ederiz. Öncelik hormonal çekilmelerdedir. Kadınlarda ádetlere ara verme (ádet kesilmesi) ‘‘menopause’’, erkeklerde testosteron azalması ‘‘andrepause’’ olarak tanımlanır.
Menopoz fizyolojik bir dönemdir ve geriye doğru tanımlanır. Eğer menopoz yaşındaki bir kadın son bir yılda ádet görmemişse gördüğü son ádete menopoz denmekte ve o kadın için ‘‘menopoza girmiş’’ söylemi kullanılmaktadır. Bu dönemde kadının üreme şansı sonlanmakta, doğurma yeteneği ortadan kalkan kadın için yeni bir süreç başlamaktadır. Ve bu süreç her kadında değişen sayı ve ağırlıkta olmak üzere erken veya geç pek çok belirti ve sorunun ortaya çıkması ile birliktedir.
Menopoza girme yaşı'nı nelerin daha çok etkilediği hep merak edilmiştir. Menopoz yaşımuhtemelen çok faktörlü bir sonuçtur. Bekár, çalışkan, sigara içen kadınların daha erken, ilk adet görme yaşı erken, çok doğum yapmış, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek ve genetik öyküsü uygun kadınların ise menopoza daha geç girdiği düşünülmektedir. Menopoz belirtilerinin sıklığı ve yoğunluğu da ülkeden ülkeye, kültürden kültüre ve aynı ülke içinde bölgeden bölgeye değişim gösterir.
Yaşlanmanın cilt belirtileri kadınlar için en önemli sorundur. Yaşlanma süreci ile birlikte kadın cildince başlayan kuruma, incelme ve kırışma ile karakterli değişimler menopozda hızlanabilmektedir. Bu değişimlerin menopozun hormonal farklılaşmalarıyla bağlantısıyla her zaman kesin olmayabilir. Menopoz dönemi ve sonrasında kadınlarda alın-saç sınırında açılma ve saç kaybı görülebilir. Avuç içi ve ayak tabanlarında, özellikle topuklarda kalınlaşma ve sertleşme oluşabilir. Saç kuruluğu ve dökülmesi, tırnaklarda kırılma ve cilt gerginliğinde azalma bu dönemde kadınları oldukça üzen sorunlardır.
Menopoz döneminin ruhsal ve sinirsel yansımalarının bazen can sıkıcı boyutlara ulaştığı bilinir. Uyku sorunları, özellikle uykuya dalma ya da geceleri sık sık terleme ve sıcak basması ile uyanma can sıkıcıdır. Menopoz kadınları daha sinirli ve alıngan yapabilir. Odaklanma güçlüğü, ellerde ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma gibi şikáyetler, migren tipi zonklayıcı başağrısı atakları, anlam verilemeyen kulak çınlamaları, baş dönmeleri, nörolojik ve psikolojik belirtilerin en sık görülenleridir. Özellikle menopozun ilk iki üç yılında gereksiz yere kendini kötü hissetme, bitkinlik, halsizlik, yorgunluk ve neredeyse elini kaldıramayacak kadar güçsüzlük hissi ve hatta depresyon tablosu bazı kadınlara oldukça güç dönemler yaşatabilir. Bütün bu sorunlar cinsel istekte biraz azalmaya ve cinsel yaşamda geri çekilmeye de neden olabilmektedir. Bu belirtilere zaman zaman adale ve eklem ağrıları da eşlik eder.
KADIN GÜÇLENMELİ
Menopozu sadece fizyolojik bir süreç olarak değerlendirdiğinizde işte bu nedenle yanılırsınız. Biyolojik, psikolojik ve sosyal özellikleri ile çok yönlü bir sendrom olan bu enteresan sürecin kadınlar için mutlu, keyifli, dingin ve sağlıklı bir dönem haline getirilebilmesi için yapılabilecek pek çok şey olmalıdır. Menopozun yaşam kalitesini etkilememesi için kadınlarımızın, ailelerin ve toplumun daha çok bilinçlendirilmesine ihtiyaç var. Bu dönem salt bir hormonal yetersizlik olarak görülmemeli, daha menopoz kapıyı çalmadan çok önce bedensel ve ruhsal güçlendirme programları başlatılmalıdır.
Kadınların menopoz dönemi sorunlarıyla başetmelerinde dayanacakları en önemli güç kendi bedensel ve ruhsal organizasyonlarıdır. Hekimler ve toplumsal örgütlerin görevi, kadınların bu organizasyonlarını güçlendirmek, özgüvenlerini arttırmak olmalıdır.
MENOPOZ SİNDİRİMİ BOZABİLİR!
Menopozda nedensiz bazı sindirim sistemi arızaları da ortaya çıkabilir. ‘‘Fonksiyonel dispeps’’ olarak tanımladığımız yanma, ekşime, kaynama, gaz gibi mide sorunları ile reflü ve bağırsak spazmları, kabızlık çoğu kadında önemli bir sorundur.
Cinsel organlar ve üriner sistemde de problemler oluşabilir. Sık sık idrara gitme, ağrılı idrar yapma, idrar kaçırma, tekrarlayan idrar yolu ve genital sistem enfeksiyonları kadınların en çok belirttikleri menopoz sonrası yakınmalardır.
Kalp, hem duygusal hem fiziksel açıdan etkilenir
Menopoz kadın kalbini sadece duygusal yönden değil, yapısal yönden de etkiler. Kalp ve damar hastalıkları menopozdan önce kadınlarda daha az görülürken, menopoz ile birlikte kadınlar bu üstünlüklerini kaybeder. Elli yaş sonrasında kalp ve damar hastalıkları kadınlar ve erkeklerde aynı oranlardadır. Önemli bir nokta da menopoz dönemindeki kadınlarda kalp ve damar sistemine ilişkin komplikasyonların daha ağır ve sinsi seyretmesi, farklı belirtileri nedeniyle de sıklıkla gözden kaçmasıdır. Kalp krizleri kadınlarda erkeklere oranla yaşamı daha çok tehdit etmekte, enfarktüs sonrası bir yıllık yaşam süresi kadınlarda daha düşük belirlenmektedir. LDL kolesterol (kötü kolesterol) menopoz öncesinde kadınlarda erkeklerden daha düşüktür. Menopoz sonrasında kadınlarda LDL kolesterol belirgin bir artış göstermektedir. Ne yazık ki HDL kolesterol (yararlı kolesterol) de menopoz öncesi dönemde erkeklerden daha yüksek iken, menopoz sonrasında hafif de olsa azalmaktadır.
Menopoz bilgisine ihtiyaç var
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Tayyar, Türkiye'de kadınların ortalama ömrünün 66'ya yükseldiğini, menopoz yaşının ise ortalama 46 olduğunu belirterek, "Türkiye'de kadınlarımız menopoz sonrası ortalama 20 yıl yaşamaktadır. Bu rakamlar dikkate alınırsa kadınlarımız hayatlarının üçte birini menopozda geçiriyor" dedi.

Menopozda kadınların hiçbir özelliğini yitirmediğini, sadece doğum yapamayacağını belirten Doç. Dr. Mehmet Tayyar, menopoz öncesi dönemde yumurtalıktan salgılanan östrojen hormonunun oldukça az miktara düştüğünü belirtti. Tayyar, "Bu hormonun azalmasına bağlı olarak genital organlarda gerilem, idrar yollarından şikayetler, göğüslerde küçülme, ateş basmaları, kemik erimesi, kemik erimesine bağlı kırıklar, damar hastalığı, kalp krizi, ciltte incelme, kırışıklıklar, uykusuzluk, sinirlilik, halsizlik gibi şikayetler ortaya çıkmaktadır" şeklinde konuştu.
SİGARA, ERKEN MENOPOZA YOL AÇIYOR
Menopoz döneminin kendine has problemleri ve özellikleri olduğunu belirten Doç. Dr. Tayyar, "Sigara, erken menopoza yol açmaktadır. Kadınların bu konuda hassas olması gerekir" dedi.
MENOPOZ İLAÇLARI KULLANILMIYOR
Menopoz döneminin problemlerinin en aza indirilmesi için kadınların bilinçlendirilmesi ve uygun tedavilerinin yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Mehmet Tayyar, Türkiye'de menopoz ilaçlarının kullanımının yüzde 1 civarında, gelişmiş ülkelerde ise yüzde 25'ler seviyesinde olduğunu belirtti. Doç. Dr. Tayyar, yeni çıkan hormonal ilaçların menopozdaki kadınlarda yeterince test edildiğini ve istatistikî bilgilerin bulunduğunu da kaydetti.
Günümüzdeki kadının menopozal hormonların faydasının riskinden fazla olduğunu ifade eden Doç. Dr. Tayyar, hekimlerin menopoz konusunda kadınları bilgilendirerek bu dönemi, rahat, huzurlu ve sağlıklı geçirmelerini sağlamak amacıyla uygun ilaçları, periyodik kontrol ve muayeneleri tavsiye etmeleri gerektiğini vurguladı.
Hanımların önemli dönemi
Hanımlar üzerinde psikolojik ve metabolik birçok etki oluşturan menopoz döneminde, hormon replasman tedavisi uygulanıyor. Bu tedavi yöntemiyle bozulan hormonal denge tekrar sağlanmaya çalışılıyor.

Bayanlar için çok önemli bir dönem olan menopoz, adetten kesilme olarak tanımlanıyor. Amerikan Hastanesi doktorlarından Ramazan Mercan, hanımlarda menopoz döneminde birçok değişiklik olduğunu, metabolik ve psikolojik olarak görülen bu değişikliklerin, en önemlisinin kanlarındaki yağ oranlarının değişmesi ve buna bağlı olarak kalp hastalığı riskinin artması olarak görüldüğünü açıklıyor. Dr. Mercan hanımların, damarları ve kalbi koruyan, yüksek tansiyonu önleyen protein miktarının düşmesiyle, kalp hastalıklarında erkeklerle aynı riski taşır hale geldiklerini belirtiyor. Bu noktada diyet faktörünün ortaya çıktığını söyleyen Mercan, daha çok hayvansal yağlardan kaçınılması, bitkisel yağların ve yüksek tansiyonu etkileyen proteinlerin kullanılması, kalori içeren yiyeceklerden uzak durulması ile bunun gerçekleşemeyeceğini vurguluyor. Menopoz döneminde hormonlardaki değişimler de kadınların ruh sağlığını olumsuz etkileyebiliyor.
Tedaviyle vücut dengesi sağlanıyor
menopozla birlikte hanımlarda kemik yoğunluğunun azalması gibi bir sorun ortaya çıkıyor, bu durum hormon eksikliğinden kaynaklanır ve hormon replasman tedavisiyle önlenebilir. Dr. Ramazan Mercan, eğer hastada bu tedaviye engel olabilecek bir durum varsa, kalsiyum içeren yiyeceklerin tüketilmesini önererek bunun çözülebileceğini söylüyor. menopozdaki aşırı kilo alımının ise bazal metabolizmanın ve fiziksel aktivitenin azalması sonucu oluştuğunu ve bunun belli bir yaştan sonra bütün insanlarda olabileceğini belirtiyor. Aşırı kilo alımının olmaması için aldıkları yiyeceklerde kalori miktarına dikkat edilmesi gerektiğini de belirten Mercan, bir insanın aldığı besinleri eritebilme durumu olan bazal metabolizmanın, otuzlu yaşlardan sonra yavaşlama gösterdiğini ve belirgin hale geldiğini söylüyor. Hasta ne kadar az hareket ederse ya da oturursa, bazal metabolizma hızı o kadar azalır ve buna bağlı olarak hasta şişmanlar. menopozdaki hormonal değişikliklerin özel olarak getirdiği bir şişmanlık yoktur. menopoz döneminde hastalarda stres artışı oluyor ve bu kişilere göre değişiyor. Bazı hastalar bu durumu kadınlığın sonu olarak gördüğü için depresyona giriyor. Hastalar az uyuma ya da düzensiz uyuma gibi uyku düzenlerinde sorun yaşayabiliyorlar.
Menopoz bir hastalık değildir
Menopoz döneminde kadınların en çok sorduğu konulardan biri olan hormon tedavisinin, yumurtalık ve rahim kanserine yol açmadığını belirten Hüma Kadın Sağlığı doktorlarından Opr. Dr. Zehra Demir, kadınların yanlış yönlendirildiğini söyledi.

Menopozun, kadınlar için dikkatli yaklaşımda bulunulması gereken bir dönem olduğunu belirten Demir, menopozun hastalık değil yaşam biçimi olduğunu ifade ederek, bu dönemdeki kadınların kendilerini iyi hissetmemesinin normal olduğunu, bu nedenle strese girmemelerini önerdi. Kadınların bu dönemde hastalanıp, her şeyden etkilenebilir bir psikolojide olduklarını hatırlatan Demir, "Kadınlara bu dönemde hassas yaklaşılmalı. Çünkü menopozlu kadınlar, güvensizlik duyabilir." dedi. Menopoz döneminde hormon tedavisi gören kadınların rahim ve yumurtalık kanserine yakalandıkları gibi yanlış bir bilginin ortalıkta dolaştığına dikkat çeken Demir, bunun asla doğru olmadığını ifade ederek şöyle konuştu: "Hormon tedavisinin kanser yapma riski diye bir şey yok. Bu konu yanlış adlandırılıyor. İsteyen hormon tedavisi yaptırabilir."
Menopoz şikayetleri
* 63 yaşındayım ve 15 yıldır menopozdayım. 6 aydır yanma, kaşıntı şikayeti ile gittiğim doktorlar mantar ilaçları verdiler fakat bu şikayetimde gerileme olmadı. Ara sıra idrar da kaçırıyorum. Ne önerirsiniz? (Y.A-Nevşehir)

Menopoz kadınlarda sadece kemik erimesi ve kalp hastalıklarına sebep olmamakta, ayrıca bütün dokularda incelmelere ve buna bağlı ciltte kurumalara da yol açmaktadır. Sizdeki bu kaşıntı, yanma ve aralıklı idrar kaçırmanın sebebi de menopozdur. Hormon eksikliğine bağlı cildiniz kurumuş olduğundan mantar ilaçları ile kaşıntınızın geçmesi mümkün değildir. Uzun süredir menopozda olduğunuzdan dolayı ağızdan size hormon ilacı verilmeyecektir. Fakat bu şikayetlerinizin geçmesi için iyi bir kadın doğum muayenesinden sonra gerçekten sebep hormon eksikliği ise o bölgeye süreceğiniz kadınlık hormonu içeren kremler ve kullanacağınız fitiller ile hem kaşıntı ve yanma şikayetiniz geçecek hem de idrar kaçırmanız bir süre sonra azalacaktır.

Merhaba doktor bey, ben 36 yaşındayım. Bu ay adet görmedim. Hamilelik olabileceğini düşünmüyorum çünkü 3 yıl önce tüp bebek yöntemiyle hamile kalmıştım. Bu durumda ben acaba erken menopoza mı girdim? Hangi testleri yaptırmalıyım?

CEVAP: Bu ay adet görmemeniz daha önce tüp bebekle çocuk sahibi olmanıza rağmen eşinizde azospermi, sizde iki taraflı tüp tıkanıklığı veya kronik anovulasyon [yumurtlayamama] yoksa kendiliğinden gebe kalmış olabileceğiniz gibi stres, yumurtalık kisti ya da erken over yetmezliği sebebiyle de adet görmemiş olabilirsiniz. Kendiliğinden test yaptırmak yerine baş vuracağınız bir jinekolog olayı daha sağlıklı olarak aydınlatabilir.

40 yaşındayım ve iki yıldır ilaçlarla adet görüyorum. Son kontrolümde menopoza girdiğim söylendi ve menopoz hapı verildi. İlaç kullanmak istemiyorum, bol bol süt ve yoğurt yesem yine de kemik erimesi olur mu? (D.D. )
Yurdumuzda menopoza girme yaşı ortalama 45-49 yaşları arasında değişmektedir. Ancak bazen menopoz daha erken yaşlarda görülebilmektedir. Menopoz belirtilerinin 35 yaşından önce ortaya çıkmasına erken menopoz denilmektedir. Erken menopozu etkileyen birçok faktör olabilir. Ailede erken menopoz hikayesi, geçirilen ameliyatlar, yoğun çalışma ortamı, stres ve sigara içimi v.s. Yine günümüzde 35-40 yaşları arasında hiçbir yapısal nedene bağlayamadığımız erken menopoz durumlarına sık olarak rastlanmaktadır.
Normal yaşta menopoza girenlere göre, erken menopozdaki bayanlar kemik erimesi dediğimiz osteoporoz yönünden daha yüksek risk altındadırlar. Bedenen ve zihnen sağlıklı yaşamanın temel öğelerinden biri, ömür boyu yeterli ve dengeli beslenmedir. Tabii ki menopoz döneminde de kalsiyumdan zengin süt, yoğurt, peynir gibi süt ürünlerinin, kurubaklagil ve yeşil yapraklı sebzelerin bol miktarda alınması gerekir. Fakat tek başına yeterli değildir.
Hangi yaşta olursa olsun, menopoza giren bayanlarda gerekli görülen inceleme yapıldıktan sonra, kullanıma engel olacak durum söz konusu değilse, hormon tedavisi mutlaka başlanmalıdır. Hormon replasman tedavisine başlama zamanı ise ideal olarak menopozal döneme girince olmalı. Bu konuda gecikmenin üç yılı aşmaması istenir. Menopoza girdikten beş yıl sonra başlanan tedaviden yararlanma daha güç olmaktadır. Ancak özellikle kemik erimesine yönelik koruyuculuk açısından her yaştaki menopoz vakasında tedaviye başlanmalıdır. Menopozda kemik erimesi veya risk altındaki kalp hastalığının korunması için uzun süreli tedavi önem taşır. Özellikle osteoporozda süre açık olmamakla birlikte en az 5 yıllık tedavinin faydası olacaktır. Bu süre 10 yıla veya daha uzun süreye uzayabilir.
Tedaviye devam edilirken düzenli aralıklarda kontrollerinizi ve tetkiklerinizi yaptırmanız gerekir. Belirli periyotlar ile kan biokimyasal tetkikleri, pelvik ultrasonografi, mammografi, cervical smear, kemik dansitometresi yapılması gereken tetkiklerin başında gelir.

Menopoz Yaşı Geciktirilecek mi?
Antalya’da yapılan 2. Uluslararası Üreme Sağlığı Kongresi, birçok uzman doktoru biraraya getirdi. Kongrede yer alan konulardan biri de, geç yaşta çocuk sahibi olmaktı.

Dr. Kutlukhan Oktay, menopozu geciktirmek için bazı çalışmalar yaptığını, fakat menopozu geciktirmek için dokunun dondurulması tekniğini doğru bulmadığını açıkladı.
Dr. Oktay, kadın yumurtası ve yumurtalığı uzun süre saklanabileceğini bildirdi. Dr. Oktay ayrıca, bir süre önce kanser tedavisi görmüş bir kadına, tedavi sonrasında dondurulmuş yumurtasının veya yumurtalığının yine eski yerine ya da deri altına yerleştirilebileceğini ekledi.
Oktay, yumurta dokusunu dondurarak, menopozu geciktirme yöntemi üzerinde çalışmalarının devam ettiğini, ama menopozu geciktirmek için dondurma yöntemini desteklemediğini, bu yöntemi şimdilik meme kanseri için kullanmak istediklerini belirtti. Dr. Kutluhan Oktay çalışmalarının büyük bölümünün yaşlı kadınları nasıl çocuk sahibi yapabileceklerine yönelik olduğunu bildirdi.
Kongre’ye ABD’den konuşmacı olarak katılan Dr. Mina Alikani, tüp bebek yönteminde yaptığı çalışmalarla dikkat çekti. Menopozu geciktirmek için yapılan çalışmaları desteklediğini belirten Dr. Alikani, menopozu geciktirmek için birçok çalışmanın yapıldığını, ama yeterli verimin alınamadığını bildirdi.
Menopoza girme yaşı hakkinda aciklamalar Menopoza girme yaşı konusunda bilgiler.Anahtar Kelimeler:Menopoz yaşı,Menopoza girme yaşı,menopoz yaşı kaçtır,menopoza girmek ne demek,menopoza girmenin belirtileri nelerdir,Menopoza Ne Zaman Girilir?, menopoz yaşı kaçtır, menopoza kaç yaşında gidilir, kaç yaşında menopoza gidilir