Köpek hastaları
İnsan ve köpek, dünyanın en mükemmel çiftini oluşturuyor. Birbirlerini ideal ölçülere varacak şekilde tamamlıyor, hani neredeyse monogam bir ilişki yaşıyorlar. Aynı yatağı, koltuğu, buzdolabını paylaşıyorlar. Tabii bu arada köpeklerin beslenme tarzının bizimkine göre çok daha sağlıklı olduğunu da belirtmek gerekiyor.
Bugün yeryüzünde yaşayan birçok insan, köpeklerde koşulsuz ve sınırsız sevgiyle bağlılığı, mükemmel uyumu buluyor. Çünkü köpekler zaman içinde kesinlikle sahiplerine benzemeye, kendilerini sahiplerinin kişiliğiyle özdeşleştirmeye başlıyorlar. Ama bu arada bazıları salt bir ‘‘moda aksesuarı ve prestij nesnesi’’ olarak kullanıyor köpekleri...
İnsan ilişkilerinde aradığı sıcaklığı bulamayan birçok ünlü kişi için köpekler, hem sadık birer hayat arkadaşı işlevi görüyor, hem de sahiplerine sayısız faydaları dokunuyor. Moda dünyası da köpek düşkünü ünlülerden geçilmiyor. Örneğin Naomi Campbell'in Paris'teki defilelere giderken bile yanında taşıdığı Bokser cinsi köpeği, hem güçlü kuvvetli, hem de çok kıskanç. Yani istenmeyen kişileri Naomi'nin yanına asla yaklaştırmıyor. Ayrıca joggingi çok sevdiği için insanın formunu korumasına da yardımcı oluyor.
Eva Herzigova da aynı Naomi gibi her gittiği yere köpeğini de götürüyor. Maltız cinsi ‘‘Angel Face’’ (Melek Yüz), Herzigova'yae o kadar düşkün ki, çok minik olduğu için sürekli sahibesinin ceket ceplerinde dolaşıyor.
Malibu'da yaşayan ünlü Alman model Tatjana Patitz de Husky cinsi ‘‘Bosco’’suna çok düşkün. Bir havyan bakımevinde görüp aldığı Bosco'nun ‘‘mavi gözlerine karşı koyamadığını’’ belirtiyor ünlü top model.
Ünlü İtalyan modacı Valentino'nun beş adet bücür Mops'un en avantajlı yönü, insana kolay ayak uydurmaları. Bu köpekler, Valentino'nun stilini tamamladıkları gibi Paris'teki defilelere giderken hiç huysuzluk etmiyorlar.
Erkekler arasında, kendileriyle özdeşleştirildiği için, maço tipli köpek besleme modası da geçmiş gibi görünüyor. Aynı Valentino'nun bücürleri gibi Fransız aktör Jean-Paul Belmondo da minik köpekleriyle dolaşıyor. Belmondo ve sevgilisi Nathalie, Maya ve Calypso adlı Yorkshier Terrier cinsi köpeklerini bir an olsun yanlarından ayırmıyorlar. Bu arada köpek delisi ünlü çiftler de var. Formula 1 yarışlarının en ünlü ismi Michael Schumacher ile eşi, dört köpekle birlikte yaşıyor. Bir suikaste kurban giden ABD Başkanı J. F. Kennedy'nin oğlu John Kennedy Jr. ve eşi Carolyn Bessette de ‘‘Friday’’ adlı kırma köpeklerini her gittikleri yere götürüyorlar.
Kuyruğun dili
EVCİL köpeğin kuyruğunun durumu, karşılaştığı sorunun ne olduğuna bağlıdır. Kuyruk farklı durumlarda farklı tepkileri yansıtır. Saldırı halinde kuyruk omurganın devamı durumunda ve neredeyse yere paralel hareketsiz durur. Bunun nedeni bütün gücün vurucu uçlara aktarılıp, saldırıda etkili olmayan kuyruğa boşuna enerji ayırmamaktır. Kuyruğun bu biçimde duruşu, vücudun vuruş gücünü artırır.
KUYRUĞUN hareketsiz olduğu bir başka durum, arka bacaklar arasında tutulduğu zaman ortaya çıkar. Köpek, karşısındakinden zarar gelebileceğini hissederse bu pozisyonu alır. Bunun nedeni de saldırı anında yaşamsal önemi olan cinsel organını ve vurulması, dişlenmesi halinde büyük acı veren dışkı çıkış deliğini kapatmaktır.
KUYRUĞUN sallanması; ya sağdan sola veya soldan sağa hafif hafif, ya da kökten çevrilip daireler çizdirme veya ucunu hareket ettirme biçiminde olur. Kökten çevirip daireler çizdirmek, köpeğin koşarken hızını artırır ve dengesini sağlamasına yardımcı olur.
KUYRUĞUN bir yandan öte yana sallanması, köpeğin saldırı amacında olmadığının göstergesidir. Köpek saldırmayacağını bildirerek karşı tarafın kendisini dost kabul etmesini sağlar. Dostluk maddi ve manevi paylaşmayı da kapsadığından, köpek istediğini daha kolay elde eder. Köpeklerde her bireyin yeri belli değildir.
KUYRUK sallama ancak daha üst düzeydekilere karşı sergilenen bir davranıştır. Evcil köpek sahibini üstün kabul ettiği için böyle bir davranışta bulunur. Yoksa halk dilinde dendiği gibi bir ‘‘yaltaklanma’’ sözkonusu değildir.
Bunlara dikkat
Yavru köpeğin belli bir yere çiş ya da kaka yapmaya alıştırılmasından önce hatırlanması gereken iki önemli konu var:
1- 3-4 aylık dönemden önce yavru köpek henüz mesane ve bağırsak kontrolünü geliştirememiştir. Çünkü kasları gelişmemiştir. Bu nedenle sizin belirlediğiniz bir yere alıştırmayı denemek faydasızdır. Yavru yaklaşık 6-8 aylık olmadan eğitmek olanaksızdır.
2- Kazalarından dolayı ona ceza vermeyiniz. Ceza ile çiş arasında kesinlikle bağlantı kuramaz. En önemlisi, burnunu pisliğe sürtmeyiniz. Bu ona kendi pisliğini yeme fikrini verebilir. Dahası, kaka yapmanın bir suç olduğunu düşünüp ortadan kaldırmak için yiyebilir.
SİZİN için zorunlu olsa da, yavruyu içeride kağıt eğitimine almanız doğru olmaz. Daha sonra dışarı pislemeye yönlendirmede zorluk çekersiniz. Yavruyu ilk gününden başlayarak her saatte bir geçmiş olduğunuz yere götürünüz.
HAYVANI kesinlikle kendi yolunu bulur düşüncesiyle kapı dışına bırakmayınız. Tuvaletine özellikle siz götürüp, ihtiyacını giderene kadar sabrediniz. Daha sonra, onu çok iyi yaptığı bu işten ötürü bol bol övüp ödüllendiriniz. Başını okşayıp aferin demek onun için en büyük ödüldür.
EĞER halı kenarında veya masanın ayağında havayı kokluyorsa, kendi etrafında daireler çiziyorsa, ya da kışkırtılmış gibi hareket ediyorsa, geç kalmadan onu dışarı çıkarmalısınız. Onunla ilgilenemeyeceğiniz durumlarda arasıra meydana gelen kazalardan kurtulmak için fazlaca zarar veremeyeceği yerlere hapsediniz (balkon veya banyo gibi). Hatta onu, özellikle çişin rahatça emilmesini sağlayan tabanı kağıtlarla döşeli büyük ve geniş kafesine bırakmayı da düşünebilirsiniz.
Erkeklere köpek eğitimi
DÜNYACA ünlü Pop yıldızı Madonna'nın da son günlerde elinden düşürmediği belirtilen Karen Salmansohn'un yazdığı ‘‘Projesyonel Köpek Eğiticilerinin Tekniklerini Kullanarak Erkeklerinizi 21 Günde Uslandırabilirsiniz’’ isimli kitap, best-seller oldu. Akademisyenlerin bile ilgi ile okuduğu 96 sayfalık kitabı hakkında BBC'nin sorularını yanıtlayan Salmansohn, yazdıklarının kişisel deneyimleri olduğunu ve önerilerinin sonuç verdiğini söyledi.
Karen Salmansohn, kitabı mizah içerikli olmasını düşünerek kaleme aldığını, ancak kitabı okuyan erkeklerin kendilerini, kadınların ise kocaları veya erkek arkadaşlarını sayfalarda görmeye başladıklarını anlattı. Kitapta ‘‘Köpeğin arkasından koşmayın’’ önerisinin nedenini açıklayan yazar, ‘‘Köpek eğiticilerine göre bir köpeğin arkasından koşarsanız, köpek önünüzde koşabilmek için daha fazla koşmaya başlar. Bu, erkekler için de geçerli’’ dedi. Yazarın kitabı ile ilgili ilginç yaklaşımları şöyle:
‘‘Kitapta 'Köpek karşısında sakin durun' deniyor. Çünkü köpekler insanların korku ve güvensizliklerini hemen hisseder. Köpeği sevdiğinizi, ondan hoşlandığınızı göstermeniz gerek. Hayvanlar genelde eğlence neredeyse orada olmak ister. Eğiticiler 'Köpeğe renkli bir şey gösterin ve önünde sallayın' derler. Kitabımda bu öğütün yer aldığı bölümde bir kadın sütyenini sallarken görülüyor. Kitapta ayrıca acıkan köpeklerin iyi huylu olduğu yazılı. Bunun nedeni, köpeklerin kendilerine bir ziyafet geliyorsa, kendilerine tatlı bir şey verilecekse, daha iyi davranmaya başlamasıdır. Erkekler için de ziyafet veya tatlı şey neyse, onları ondan biraz mahrum bırakmak yararlıdır. Tatlı şeyi kaçırmamak için daha iyi tavranmaya başlarlar.’’
KÖPEK ÇEŞİTLERİ
Yazar, köpek çeşitlerini ve özelliklerini şöyle sıraladı:
Av köpeği: Bol egzersize ihtiyaçları var. Sürekli oynamayı, hareket etmeyi severler. Oldukça hareketlidirler.
Çoban köpeği: Çok çalışırlar. Bu köpeklerin koruyuculuk hisleri güçlüdür. Sahiplerine sadıktırlar.
Süs köpeği: Tamamen gösteriş içinde bulunurlar. Siz kıskanç biriyseniz süs köpeğinden kaçınmanız daha doğru olur. Çünkü süs köpekleri,yabancılarla hemen ısınır ve dost olur, sizden uzaklaşırlar.
Yaşlı köpek: Yaşı ilerledikçe yaşlı köpeklere yeni numaralar öğretmek güçleşir. Yaşlı bir köpeği eğitmek için önce eski alışkanlıklarından kurtarmak, bunların yerine yenilerini kazandırmak gerek. Bu oldukça zorlu iştir.
Gerçek dost Golden Retriever
SU, avcılık, dostluk... Golden Retriever ırkı köpekleri anlatan üç öge. İçlerindeki büyük sevgi sizi birbirinize bağlar. Hareketli, uysal, akıllı, duygulu, sevimli bir başka hayvandır onlar. Bacağından çıkarılan diken parçaları onun canını yakarken, o, sizin elinizi yalar. Kötülüğe karşı bile sevgi ile yaklaşmasını iyi bilmiştir. Gelişmiş sezgileri ve mükemmel koku alma duygusuna sahip olan retrieverler yalnızlığınızı unutturacak iyi bir dosttur. Yüz ifadenizden neler yapabileceğinizi kestirebilirler. Ev için en uygun hayvanlardır.
Kedi ve köpeğinize diplomalı kuaförSon yıllarda yeni meslek dalları ile tanışıyoruz. Tatilcilerin kedi ve köpekleri için bir güzellik salonu açmak birkaç yıl evvel dudak bükülecek bir iş olabilir di ama bu gün 5 kişi çalışıyor yine de yetişemiyor.
Diplomalı Köpek Kuaförü Mustafa Kaya, İHA’ya yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin ilk diplomalı kedi-köpek kuaförüyüm. Bu işi öğrenmek için Amerika’ya gittim. Teksas’ta ünlü ‘Gromig School’ Köpek Bakım Okulu’nda eğitim gördüm, diploma aldım. Erdek’te çok yabancı turist var. Turistler tatile gelirken yanlarında kedi ve köpeklerini de getiriyor. Burada büyük bir potansiyel var” dedi.
Diplomalı kuaför kedi ve köpeklerinizi sadece 9 milyon lira karşılığında temizliyor ve güzel bir görünüme kavuşturuyor.
Köpek bakımı
Bunte Dergisi’nin ekinde köpeklerin neyi niçin yaptıkları anlatılıyor.
Evde yalnızken niye havlıyor?

Evde korkan köpekler korkularını havlayarak belli ediyorlar. Bir kulübeleri varsa ya da küçük bir yerde durmaya alıştırılırlarsa daha az korkuyorlar.
Kendileriyle aynı cinsten olan köpekleri tanıyorlar mı?

Kendi cinsinin fazla bilincinde olmasa bile anne babasını, kardeşlerini hatırlayan köpekler kendi cinslerinin de az çok farkına varıyor.
Ne kadar sık dışarı çişe çıkmalılar?

Her su içişten 15 dakika sonra.
Dişleri fırçalanmalı mı?

Dişlerde bir leke varsa fırçalanmalı, kemik kemiren köpekler zaten dişlerini temizlemiş oluyor.
Kendilerinden korkulduğunu nasıl anlıyor?

Köpekten korkan insanlar belirgin bir tavırda oldukları, hareketleri farklılaştığı için. Köpeklerden korkanlar mümkün olduğu kadar onları önemsemiyormuş gibi davranmalılar.
Köpekler neden çimenleri yiyor?
Çimen sindirime yardımcı olduğu için.
Köpekler kedilerden neden nefret ediyor?

Köpekler nefret etmez. Ancak, köpeklerin kedilerin davranış biçimini - özellikle koşarken - sevmediği için kedi görünce sinirleniyor.
Oyuncağa ihtiyacı var mı?

Köpeklerin kesinlikle oyuncağa ihtiyaçları var, bu ihtiyaç yaşla azalıyor.
Köpekler ne kadar süreyle olan olayları anımsıyor?
Çok iyi bir hafızaları var. Olayları -özellikle büyüme çağlarında olanları - ömür boyu hatırlıyorlar.
Vejateryen gıda ile beslenebilir mi?

Evet, kedinin aksine köpekler etten alınacak besin maddelerini bitkisel gıdalardan da alabilirler.
Köpeklere formda kalmaları için hormon verilmeli mi?

Özellikle gerekmiyorsa verilmemeli.
Köpekler uçakta taşındıkları bölmede korkuyorlar mı?

Çok sinirli olanlar haricinde, evde yalnız kalmaya alışık olanlar korkmaz.
Televizyon programlarını takip edebilir mi?

Televizyondaki hareketlere anlam verip, tanıdıkları kişilerin seslerini tanıyabilir.
Dişiler çocuklara daha mı iyi davranıyor?

Bunun cinsiyetle bir ilgisi yok. Doğduktan sonraki ilk 12 haftada çocuklarla haşır neşir olduysa çocuklarla arası çok iyi oluyor.
Köpekler yüksek sesli müzikten rahatsız oluyor mu?

İnsanlardan 17 kat daha iyi duydukları için evet.
Köpeğin beden dili
Hadi benimle oyna: Kulaklar ve kuyruk havada, çene ve burun öne doğru uzanmış. ‘‘Canım sıkıldı, haydi benimle biraz oyna.’’
Okşa beni: Sakin, ama kuvvetli bir havlama. Köpek arka ayakları üzerinde oturuyor. ‘Okumayı bırak da benimle ilgilen. Sırtımı okşa’

Karnım acıktı: Köpek asık bir suratla, arka ayakları üzerinde oturuyor. ‘Beni artık kimse sevmiyor. Karnım acıktı kimse ilgilenmiyor.’

Yanıma yaklaşma: Dudaklar gerilmiş, kulaklar yatık vaziyette, gözlerden kıvılcımlar çıkıyor.‘Burnumdan soluyorum, yanıma yaklaşma.’

Bir şey duydum: Kulaklar dikilmiş durumda. Baş yavaş yavaş sesin geldiği yöne çevriliyor.‘Senin duymadığın bir şeyler duyuyorum.’

Üzgünüm: Köpek gecenin bir vaktinde ağlamaya başlıyor. Köpekler yalnızlık duyduklarında gözyaşı dökmeden ağlarlar. Tavsiye; Köpeğinizi asla yatağınıza almayın, çünkü bir daha kurtulamazsınız. En iyisi onun sepetini yatak odasının kapısının önüne koyun.
Köpek kuaförleri
ANİMALİA
Bir hayvan hastanesi olmasının yanında kuaför hizmeti de veryor. Kuaför kısmında üç görevli bulunuyor. Pazar hariç her gün 10.00-20.00 saatleri arasında açık. Köpekler için traş, banyo, tarama ve tırnak kesimi; kediler için sadece tırnak kesimi yapılıyor. Fiyatlar köpeğin büyüklüğüne, tüy uzunluğuna göre değişiyor.
MUSTAFA’NIN KÖPEK GÜZELLİK SALONU
Diplomalı köpek kuaförü Mustafa Yaka’nın sahibi olduğu köpek güzellik salonu her gün 08.00-19.00 saatleri arasında açık. İsminden sadece köpeklere yönelik olduğu gibi bir izlenim edinilse de kediler için de bakım yapılıyor. Banyo, kesim, anal bakım, tırnak ve kulak bakımı yapılıyor. Çeşitli hastalıklara karşı özel ilaç banyoları da var. Bunların yanı sıra istediğiniz zaman kedi ve köpeğinizi emanet edebileceğiniz bir oteli bulunuyor.
ANİPA
Moda’da bulunan Anipa, sekiz yıllık bir geçmişe sahip. Hayvanların sağlığı yanında güzelliklerini de korumak için kuaför hizmeti veriyor. Her gün saat 09.30-20.00 arasında açık. Kedi ve köpekler için modelli traş, banyo, kulak ve tırnak bakımı yapılıyor.
TARABYA VETERİNER
Tarabya Veteriner Kliniği, pansiyondan kuaföre kadar tam teşekküllü bir hayvan hastanesi. Her gün 10.00-19.00 saatleri arasında açık. Kesim, banyo gibi hizmetleri var.
KÖPEKEVİ
Köpekevi’nin sahibi Ertunç Bey, 30 senedir baba mesleğini devam ettiriyor. Pazar günleri özel randevuyla diğer günler 09.00-19.00 arasında çalışıyor. Traş, banyo, modelli kesim, tırnak ve kulak bakımı yapılıyor. Bunların yanında müşterilerine günlük barındırma ve evden alıp eve götürme gibi hizmetler de sunuyor.
VETLAND
Vetland, 24 saat açık olan bir veteriner kliniği. Ayrıca pansiyon ve kuaförü de bulunuyor. Pazartesi hariç 10.00-18.00 arasında açık olan kuaförde isteğe göre makine veya makasla tüy kesimi, banyo, kurutma, tırnak kesimi ve hatta tırnak boyama bile yapılıyor.
SNOOPY
1976 yılında kurulan Snoopy’de sadece köpeklere bakılıyor. Yapılan tüm hizmetlerde en titiz oldukları konu temizlik. Her gün 08.00-19.30 saatleri arasında açık olan Snoopy’de kesim, banyo, kurutma, tırnak ve kulak temizliği yapılıyor.
Köpeğe alerji testi
Türkiye'de ilk kez köpeklerde alerji testi, Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı'nda uygulanıyor. Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı'ndan Dr. Arzu Kırkpınar, köpeklerde kaşıntıyla seyreden deri hastalıkları içinde alerjinin önemli bir yeri bulunduğunu söyledi. Alerjinin genellikle kalıtsal bir hastalık olduğunu, klinik belirtilerin 6 ay ile 7 yaş arasında saptandığını belirten Dr. Kırkpınar, köpeklerdeki alerjinin kaşıntı, deride kızarıklık, kırmızı döküntüler, tüy dökülmesi ile kendisini belli ettiğini anlattı. Dr. Kırkpınar, köpeklerdeki kaşıntının, sahipleri için de önemli bir sorun olduğunu, hastalığın genellikle bahar ve yaz aylarında başladığına dikkati çekerek, şöyle dedi: ‘‘İnsanlarda alerji yapan alerjenler, köpekler için de geçerlidir. Polen, çayır otu, söğüt, kavak gibi alerjenler mevsimsel olmasına rağmen, ev tozu, ev tozu akarları, küf ise tüm yıl boyunca alerji oluşturmaktadır.’’
Köpeklerde göz akıntısı
DEVAMLI göz akıntısı pek çok köpeğin sorunudur. Her gün yapılan pansumanlar, göze uygulanan damlalar, hayvanın diyetinin düzenlenmesi çare olabilir. Peki, ya akıntı yine geçmezse...
KÖPEKLERDE, insanlardan farklı olarak üç gözkapağı bulunur. Biri yukarıdan aşağıya, biri aşağıdan yukarıya, diğeri ise içten dışa doğru gözü korumaya alır. İçten dışa gözü saran oluşumun adı, üçüncü göz kapağı (palpebra tertia) olup, görevi korneanın nemli kalması için salgı salgılamaktır.
ÖZELLİKLE rüzgarlı havalarda uçuşan toz, toprak, polen, kum, kurumuş yaprak parçaları korneanın üzerine yapışır. Üçüncü gözkapağı, korneayı temizlemek için açılıp kapanırken, bu maddeler gözün iç açısına yani üçüncü gözkapağının içine taşınır. Burada bulunan mikrolenf nodülleri, bu yabancı cisimlere karşı reaksiyona başlarlar.
YANGI dediğimiz bu reaksiyon sonucu üçüncü gözkapağı içerisinde, böğürtlen benzeri şişlikler oluşur. Bu şişkinlik, kornea üzerine baskı oluşturduğundan, devamlı bir akıntıya neden olur.
AYRICA kornea için salgı üreten harder bezine bağlı çeşitli fonksiyon bozuklukları da benzer tablolar ortaya çıkarabilir.
HER iki olayda da tedavi yapılmazsa, bir dönem sonra kornea kurumaya başlar. Ayrıca gözkapağında çişetli problemler de yaratabilir.
ERKEN dönemlerde teşhis edilirse, çeşitli ilaç ve gözdamlaları ile tedavi şansı olan bu problemler, eğer geç kalınmışsa, operasyonu gerektirir.
Dişi mi, erkek mi
Toplumumuzda, köpek alırken, 'Mutlaka erkek olmalı' şeklinde yerleşmiş bir tercih var. Sanırım bu, toplumumuzun özel yapısından kaynaklanıyor. Tıpkı, çocuk bekleyenlerin de hep erkek bebek yolu gözlemesi gibi. Geçen yıl eğittiğim 100 köpekten 93'ü erkekti. Eğittiğim yedi dişinin, erkeklerden bir eksiğini görmedim. Hatta, eğitim sırasında dişiler biraz daha az yordu.
Bence, erkekle dişi arasındaki farkı ortaya koymak biraz zor. Dişi köpek yılda bir kez 'Kızgınlığa' gelir ve 13-14 günde biter. Dilerseniz çiftleştirirsiniz. Dilerseniz çiftleştirmezsiniz. Yavru sahibi bir köpek, inanılmaz sertleşir. Yavrularının yaşama garantisi oluverir. En küçük bir tehditte, çok sert karşılık verirler. Bu koruma güdüsü iyi destek görürse, hayvan yaşamı boyunca onu sürdürebilir.
Erkek köpek, fiziki olarak dişiden daha fazla gelişmiştir. Ama bu daha cesur, daha dayanıklı olduğu anlamına gelmez.
Dişi köpekler bulundukları yerni terketmezler. Kızışmış bir dişi köpeğin kokusunu alan erkek köpek, koruduğu alanı terkedip, günlerce onun peşinden gidebilir.
Liderlik sevdasındaki erkek, sık sık çişini yapıp iz bırakır. Dişi, bir defada çişini yaptığından, onunla gezmek kolaydır. Görülüyor ki, her iki cinsin de avantajları ve dezavantajları var.
Önemli olan düzgün karakterli, iyi bir köpek seçebilmek. Bu dişi de olabilir, erkek de.
Pitbull Terrıer
İnsanoğlu amacına ulaşmak için çoğu kez amacı aşan tasarruflarda bulunur. Saatte 300 kilometre hız yapan otomobil alırız ama onun performansını yakalamak, ülkemiz yollarında ve trafik kurallarında imkansızdır.
Çok güçlü bir hoparlöre dünya kadar para verip, apartmanda sesini açamayız. Ama mantık hep aynı en iyi kızı, en büyük evi ben kapayım.
Şimdi köpek sahibi olmak isteyenlerde de aynı mantığı görüyorum. En güçlü, en yırtıcı, en parçalayıcı köpek benimki olmalı. Peki ama senin yapmadığını, yapmayacağını neden zavallı köpeğe yaptırıyorsun? Benim mantığıma göre köpek bir evlat, bir dost, bir yardımcıdır. İşte köpek, insanın içindeki o negatif fırtınaları dindirir. İnsanla doğa arasında bir köprüdür. İnsanı doğaya yakın tutar, onun elektriğini alır.
Ama yok bazı gözü dönmüşler, Pitbull Terrierler edinip içinde ne kadar acımasız duygular varsa, onları köpeği ile kusmak istiyorlar.
Bu köpekler genetik agresif kökenli olmalarına karşın bir de mübalaalı bir biçimde tahrik edilip adeta çıldırtıyorlar. Bu köpeklerin ne insanlara ne de topluma ufacık bir yararı yoktur. Dengeli insanlara tavsiye etmem. Ne alıp ne de satarım, eğitmem bile. Elimi bile sürmem. Köpekle uğraşan insanların, yani hayatını köpeklere adayanların misyonu ülkemiz insanlarına köpeği sevdirmektir, korkutmak değil. Dikkat ederseniz yıllardır insanımıza hep kolay anlaşacağı, toplumun reddetmeyeceği akıllı, uzlaşmacı köpekleri önerdim.
Korkutucu değil, eğitici oldum. Geçen hafta gazetem Hürriyet'in arka sayfasında Arjantin'de bile bu köpeklere kısıtlama getirildiğini okudum. Bir ülke bir hükümet mecbur kalmadıkça hürriyetlere yasaklama koyamaz. Bu resmen bu köpeklerin potansiyel tehlike olduğunun tescilidir.
Amaç koruma, bekçilik veya taciz etmek ise ülkemizdeki en akıllı köpeği Alman Kurdu'nu kefil olarak öneririm. Safkan, iyi birer ana-babadan olmuş yavrular içinden ne koruma köpekleri çıkar inanamazsınız.
Yeter ki siz amacınızı bilin ve dengeli bir koruma köpeği seçin. Doğal olarak her Alman Kurdu da iyi çıkacak diye bir kural yoktur. Ne amaçla olursa olsun mutlaka seçtireceksiniz.
Ve alırken satanın bilgili olmasına dikkat edeceksiniz.
Bence safkan Alman Kurdu'nun üstünde dengeli koruma köpeği yoktur. Mesela Alman Kurdu, IQ sıralamasında üçüncü iken Pitbull'un IQ sıralamasındaki yeri otuzdördüncüdür.
Hadi siz gelin de Alman Kurdu'na saygı duymayın.
Köpek insanı daha iyi tanıyor
Asırlardır insanoğlunun yanında ev arkadaşı, av arkadaşı ve koruyucu olarak yerini alan köpeklerin insanlardan ‘‘daha duygulu’’ olduğu iddia ediliyor. ABD'li yazar Elizabeth Marshal Thomas, Köpeklerin Gizli Dünyası adlı kitabında köpeklerin genlerinde ‘‘yalan’’ olmadığını, sahiplerine karşı sahiplerinin onlara gösterdiğinden çok daha fazla anlayış gösterdiklerini anlatıyor. Thomas'a göre, köpekler insanların hayatını güzelleştiriyor ve sahiplerinin onlara karşı olduğundan çok daha sadıklar.
Thomas, köpekleriyle konuşan kişilerle alay edenlerin çok yanlış yaptıklarını, köpeklerin gerçekten olan bitenin farkında olduklarını, sahipleriyle iyi ve kötü günleri paylaştıklarını savunuyor.
Bu konuda en iyi örnek, sahibi iyiyken mutlu olan bir köpeğin bir hastalık veya terslik söz konusu olduğunda hemen yemeden içmeden kesilmesi. Köpeklerin daha iyi görmesi, koklayarak algılaması, insanların konuşmasını, hareketlerini, sesin iniş çıkışını dikkatlice incelemeleri sahipleriyle hayatı paylaşmalarını sağlıyor.
SADIK VE DUYARLI

Kitaptaki iddiaya göre, köpekler bizim hakkımızda bizim onların hakkında bildiğimizden daha çok şey biliyor. Ve köpekler o kadar sadık ve duyarlı ki, birçok psikiyatrist tarafından sakinleştirici hap gibi, bir tür terapi gibi öneriliyor.
Köpeğin varoluşundan beri tek amacı birine ait olmak olduğunu, ‘‘insan bilimi’’ni çok iyi bildiğini vurguluyor Thomas. Ama, bu onların köpeklerle anlaşmadığı anlamına gelmemeli. İnsanlara ait olmaktan hoşlansa da etrafında kendi familyasının bireylerinin olmasından da çok hoşlanıyor köpekler.
Aile ortamını seven sadık dostlarımız, eş ve çocuklarla beraber yaşanan topluluklarda son derece uyumlu yaşıyorlar.
Eğitim ve sonrası
Bir köpek, eğitilirken sürekli izlenmeli, eksi ve artılarının altı çizilmelidir. İyi bir eğitmen, bu eksi ve artılardan hareket ederek, o köpeğin başka hangi alanlarda başarılı olabileceğini saptayabilir.
Bir köpek süper koruma yapabilirken, diğeri iz takibinde daha başarılı olabilir. Bu nedenle, çok dikkatli karar verip, bir köpeği yalnız bir görev için eğitmekte yarar vardır. Bu köpek, her görevi birarada yapamaz. Eğitmen, köpekte yetenek görmedikçe üzerine gitmemeli, belki eğitmemeli.
Bir başka durum da köpeğin eğitmenini sevmemesidir. Bu durumda, başka bir eğitmene teslim edilmesi gerekir. Eğitmen ve bakıcısı, bir tim gibi çalışır. Köpekle bakıcı arasında mutlaka bir dostluk tesis edilmeli ve bir daha müdahale edilmemelidir.
Eğitmende alışkanlıklar önemlidir. Dolayısıyla, nelerle, ne şekilde eğitilmişse öyle devam edilmeli, hiç bir şey değiştirilmemelidir.
Köpekler, yanızca bizleri mutlu edecek, arkasından da ödül alacakları görevleri başarmak için çalışırlar. Bu demektir ki köpeğin mutluluğu, başarısı ile zirveye çıkar. İşte, iyi bir eğitmen de köpeğinin eğitimini mutlaka başardığı bir komutla sonlandırıp, ertesi güne istekli bırakır. Burada, köpek görevden başarılı ayrılmış olur. Morali yüksek kalır. Sürekli zor komutlar seçip, başaramadan ara vermek tehlikeli olur. Eğitimi uzatır. Koruma köpeklerinde ödül, mutlaka bilinmeyen bir şey olmalı, farklı bir sevme biçimi kullanılmalıdır.
Köpeklerden azami fayda sağlamak için, her koşulda eğitime çıkarmalı, özellikle gece eğitimlerine önem verilmelidir.
İyi bir eğitim için, köpeğin sağlığına, beslenmesine, temizlik ve her türlü bakımına özen gösterilmelidir. Bu hizmetlerin tümü, bizzat eğitmen tarafından gerçekleştirilmeli, mutlaka çalışan köpekler için hazırlanmış kuru mama ile beslenmelidir. Kuru mamaya alışmış bir köpeğin, sokakta gördüğü herhangi bir şeyi yeme isteği, diğerlerine göre yüzde 50 daha az olur.
Koordinasyon

Yerel yönetimler, sokak köpeklerine yönelik çalışmalarında iflasın eşiğine geldiler.
Kısırlaştırma yok. Uzun ve kısa vadeli planları yok. Koordinasyon yok. Hayvan hakları yasası yok.
Bu atmosferde, sorun giderek serpiliyor.
Türkiye'nin her yerinde, sokak köpeklerinin sayısı çığ gibi artıyor.
Tepkiler büyüyor.
Sayısı artan köpeklere, çöplüklerdeki sınırlı yiyecek kaynakları az geliyor. Sokakta aldıkları taşlı sopalı tepkiler, köpeklerin savunma içgüdülerini kamçılıyor.
Kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırmış ürkek köpeklerin yerini, bir liderin peşinde dolaşan sekizerli, onarlı gruplar alıyor.
Avcı yaşamlarına geri dönen, sürü psikolojisi içindeki sokak köpekleri daha agresif davranıyorlar.
Hafta ortasında Isparta'da, işten dönen 47 yaşındaki Nedime Önem'in sokak köpeklerinin saldırısına uğrayıp ağır yaralanması, bu son derece tatsız gelişmenin ilk işaretlerinden.
Sayıları katlanarak artan köpekler, devletin çarklarının yavaşladığı seçim öncesi aylarda üreme dönemine girecekler.
Önümüzdeki aylarda, sokaklarda gördüğümüz köpeklerin sayısı hiç kuşkunuz olmasın şimdiki manzarayı aratacak. Her yaz mevsiminin sonunda tatilcilerin yüzlerce köpek terkettiği turistik beldeler de sorunun merkezinde yerini alacak.
Kısacası, bu işi yerel yönetimler kıvıramıyor.
Çevre, Sağlık, Tarım ve Turizm bakanlıklarının, valilikler kanalıyla yerel yönetimlere ulaştırdıkları genelgeleri de kimse dinlemiyor.
Devlet, hiç vakit geçirmeden sorunu ele almalı.
Tüm ilçe belediyelerde, kısırlaştırma işlemleri planlı ve sistemli bir şekilde yapılmalı.
Yoksa, daha çok can yanacak.
Bu keşmekeşin bedeli, köpeklere ödetilecek.
Köpeklere diyet hapı

Şişmanlık, köpekler ve kediler için en büyük sağlık riskidir. Amerika'da 50 milyondan fazla kedi vve köpek fazla kiloludur. Ciğer hastalıkları ve diyabetik hastalıklara yakalanıyorlar bu yüzden. Hayvanınızı Pet Trim diet haplarıyla beslerseniz, iki haftada vücutlarındaki yağın yüzde üçünü kaybedebilirler.