Dünya sağlık örgütü (WHO) nun yapmış olduğu araştırmaya göre , günümüzdeki hastalıkların yüzde 75 inden fazlası dengesiz ,düzensiz , ve aşırı beslenmeden kaynaklanmaktadır. BESLENME : İnsanın büyümesi ve gelişmesi sağlıklı ve üretken olarak yaşamını sürdürmesi için gerekli olan besinlerin alınmasıdır.
Sağlıkı büyüme ve gelişme ve özellikle zeka gelişimi için , yeterli ve dengeli beslenme şartdır.
Doğru beslenme dokuların yenilenmesini ve bağışıklık sisteminin sağlıklı olarak çalışmasını sağlar.
Yetersiz ,tek yönlü ve dengesiz beslenme vucut direncini azalttığından hastalıklara yakalanma olasılığı artmakta ve hastalıklar daha ağır seyretmektedir.
Sağlıklı beslenme , iş yaşamında verimliliğe ve üretkenliğin artması açısından çok önemli bir rol oynamaktadır.
Besinlerin bileşiminde değişik miktarda ‘besin öğesi’ dediğimiz kimyasal moleküller bulunmaktadır.
İnsanın,büyüme,gelişme ve sağlıklı olarak yaşamını sürdürebilmesi için gereksinimi olan besin öğelerini 6 gurupta toplayabiliriz.
1-Karbonhidratlar
2-Proteinler
3-Yağlar
4-Vitaminler
5-Mineraller
6-Su
Karbonhidratlar :
Vucuda Enerji veren,besin öğelerinden biridir.Vucudun harcadığı enerjinin büyük bir bölümünü sağlarlar.
Beyin dokusu ,enerji için genellikle karbonhidratları kullanır.
Ağır fiziksel haraketler için , karbonhidratların daha elverişli enerji kaynağı olduğu bilinmektedir.
Proteinlerin enerji olarak kullanılmasını önleyerek proteine olan gereksinimi azaltırlar.
Normal olarak günlük alınan enerjinin % 50-60 ‘ı karbonhidratlardan gelmektedir.
Diyetimizde günlük en az 100-125 g karbonhidrat bulunmalıdır.Bu da 400-500 kalaorilik enrji verir.
Proteinler :
Proteinler,kas ve diğer yumuşak dokular ve enzimlerin temel yapı taşlarıdır.
Büyüme ve gelişme,doku yapımı ve onarımı, enfeksiyonlara karşı savaşan bağışıklık hücrelerinin oluşumunda,kan proteini olan hemoglobin ile vucut çalışmasında görev alan enzimler ve hormonların yapımı da proteinlerin en başlıca görevlerindendir.
Proteinler enerji sağlamaktadır,fakat bu onların temel görevi değildir.
Amino asitler proteinlerin yapı taşlarıdır.Kimyasal olarak proteinler , 22 amino asidin çeşitli kombinasyonlarda bir araya gelmesinden oluşmaktadır.
8 tane amino asıdi vucudumuz yapamaz.Bu amino asitlere ‘esansiyel amino asitler’ denir ve mutlaka gıdalarla alınmalıdır.
Suda çözünmeyen, eter, kloroform, benzen gibi çözücülerde çözünen organik bileşiklerdir.
Yağlar en çok enerji veren besin öğesidir.
Elzem yağ asidi ve yağda eriyen vitaminler vucuda yağın etkisiyle alınır.
Deri altı yağ tabakası
vucut ısısının kaybını önler.
Yağlar :
Suda çözünmeyen, eter, kloroform, benzen gibi çözücülerde çözünen organik bileşiklerdir.
Yağlar en çok enerji veren besin öğesidir.
Elzem yağ asidi ve yağda eriyen vitaminler vucuda yağın etkisiyle alınır.
Deri altı yağ tabakası
vucut ısısının kaybını önler.
Vitaminler :
Normal büyüme ve yaşamın sürdürebilmesi için gerekli olan, yiyecekler de,doğal olarak bulunan,organik bileşiklerdir.
Vitaminlerin;büyüme ve sağlıklı nesillerin oluşmasına,sinir ve sindirim sistemlerinin normal çalışması,besin öğelerinin elverişli kullanılması ve vucut direncine yardım gibi görevleri vardır.
Vitaminlerin yetersiz alınımında,vucut çalışmasında bozukluk ortaya çıkar.
B gurubu ve C vitaminleri suda eriyen vitaminler olduğundan , vucudun ihtiyacından fazla alınması durumunda idrar yoluyla atılırlar.
Minareller :
Vucutta yapılamayan ve beslenme
yolu ile dışarıdan alınması gerekli olan
öğelerdir.
Vucudun sağlıklı olarak büyümesi ve
yaşamını sürdürmesi için elzem olduğu
bilinen minerallerin başında kalsiyum,
fosfor , sodyum, potasyum , klor, demir, magnezyum manganez, kükürt , bakır,iyot, çinko, flor ve selenyum gelmektedir.
Bütün mineraller,vucutta farklı etkileri olmasına karşın, genel olarak kemik geVucuda enerji vermediği,içinde bazı mineraller dışında besin öğesi bulunmadığı halde,su içmeden 3 gün kadar yaşayabiliriz.
Su yediğimiz gıdalardaki , besin öğelerinin çözünüp sindirilmesi ve emilmesi , vucut sıcaklığının ayarlanması ve vucuttan atık maddelerin uzaklaştırılmasını sağlar.
Yeterince su içilmediği zaman kalsiyum gibi bazı mineraller , böbreklerde çökerek , böbrek taşına neden olabilir.
Sağlık açısından yetişkin bir insanın günde 8-10 bardak ,temiz , kaliteli ve saf su içmesi gerekmektedir.
Yanlış beslenmenin yol açtığı hastalıklar :
Obezite , fazla ve aşırı kilolar
Diyabet , şeker hastalığı
Yüksek Tansiyon
Kalp ve Damar Hastalıkları
Reflü
Osteoporoz (Kemik Erimesi)
Cild Hastalıkları
Hormon Bozuklukları
Depresyon
Horlama
Safra kesesi taşı
Böbrek taşı
Gut Hastalığı
Kansızlık
Kanser
Diş ve diş eti ve kemik Hastalıkları
Obezitenin sebep olduğu hastalıklar :
Ateroskleroz (Atar Damarların kireçlenmesi ve daralması)
Kalp Krizi
Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon)
Beyin Kanaması
Felç (inme)
’’Hipertansiyon’’ sistolik ve diyastolik kan basıncının devamlı olarak 160/90 mmHg den yüksek olmasıdır.
Hipertansiyon serbrovasküler hastalıklar için önemli bir risk kaynağıdır.
Vucut ağırlığının ,her bir kiloluk düşüşü kan basıncını da 2 mm/Hg aşağıya düşürür.
Diyabet (Şeker Hastalığı) :
Tip I Diyabet sıklığı
şişman kadınlarda zayıf olanlara nazaran orta yaşlardan itibaren % 30 fazladır.
Bugün itibari ile Almanyadaki Diyabetiker sayısı: 5 Milyon Kişi .
2010 yılında bu sayı 10 Milyon olacak.
1988 yılından bu yana % 43 artış olmuş.
Her 3 Diyabetikerden birisi,Kalp Kırizi ile hayatını kaybediyor.
Kanser :
Kanserin değişik çeşitlerinin şişmanlıkla ilgili olduğu saptanmıştır.
Postmenapozal dönemde meme kanseri,over kanseri bunlardan biridir.
Unutulmamalıdır ki kanser hücreleri yağ hücresinden beslenir.
Az sıvı tüketimi ayrıca mesane,prostat ve testis kanser riskini arttırır.
Reflü :
Mide ile yemek borusu arasındaki kaslardan oluşan kapağın gevşemesinin önemli nedenlerinden biri de şişmanlıktır.
Safra kesesi taşları :
20-60 Yaşlar arasında kadınlarda safra taşı görülme sıklığı erkeklere nazaran 3 kat fazladır.
Yaş-şişmanlık-sık doğum safra taşı görülme sıYaşımıza uygun olan boy-kilo ölçümünü (BodyMassİndex) ve vucut yağ oranımızı bilmek.
Böbrek taşaları :
Sıvı alımı yetersizliği ve yanlış beslenmeden kaynaklanan şişmanlık böbrek taşı oluşmasının nedenlerinden biridir.
Osteoporöz (Kemik Erimesi) :
Özellikle Bayanlarda Menapoz döneminde başlıyor.
Her iki bayandan birisi kemik erimesi hastalığı ile karşılaşmakta.
Astım Bronşit :
Obezite ile birlikde akciğer kapasitesi daraldığından nefes alıp verme,merdiven çıkma zorlaşır.
Allerjiye karşı meyil artar.Allerjik astıma yakalanma riski artar.
Obeziteden korunmanın yolları :
Yaşımıza uygun olan boy-kilo ölçümünü (BodyMassİndex) ve vucut yağ oranımızı bilmek.
Hormonlarımızın doğru çalışıp çalışmadığını kontrol ettirmek.
Stresle baş etme tekniklerini öğrenmek.Meditasyon,yoga gibi..
Fiziksel aktiviteyi arttırmak.
Öğün atlamamak.
Bir besin alerjisi olup olmadığını test ettirmek.
Genetik yapımızı bilmek.
Uyku saatlerine özen göstermek.
Boşaltım sisteminin iyi çalışmasını sağlamak.
Doğru zamanda,doğru miktarda,doğru besinleri vucudumuza almak,bunun için bir Hekimle iş birliği yapmak ve beslenme alışkanlıklarımızı yeniden yapılandırmak.
Kendinize Sağlıklı bir Beslenme Piramidi oluşturmak.
Beslenme piramidinin temelini , kepekli ve tam tahıl unundan yapılan ekmek , sebze meyve ve yağsız süt , ve süt ürünleri oluşturmalıdır. En son ve uç kısmına ise et , hayvansal yağlar ve karbonhidratlı besinler gelmelidir.
Günde en az beş öğün sebze ve meyve ve duruma göre 2/ 3 litre su tüketmeli en az 40 dakika yürüyüş veya buna benzer bir spor yapmalı ve beslenmemizi dengeleyici gıda takviye ürünleri kullanmalıyız.
Dünya sağlık örgütünün tavsiyeleri , modern tıbbın tavsiyeleri , ve Peygamer efendimizin (sav) tavsiyeleri hep aynı yönedir. Yani mutlaka aşırı yemekten kendimizi korumalıyız.
‘’ Ademoğlu tıkabasa doldurduğu midesinden daha kötü bir kap doldurmamıştır. Mutlaka doldurması gerekiyorsa midesinin üçte birini , yemeğe , üçte birini suya , kalan üçte birini de kendisine ayırsın ‘’ hadisi şerifi bize her şeyi açıklığı ile anlatıyor. Bu yolu izleyebilen mutlaka sağlığını ciddiye alıyor ve sağlığını korumak için bir şeyler yapıyor demektir.