Başbakan, Okmeydanı'ndan yaşanan olaylara ilişkin, "Molotoflarla saldırdılar. Polis eli kolu bağlı mı duracak. Nasıl sabrediyorlar anlamıyorum" dedi.
Başbakan Erdoğan AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'da Okmeydanı'nda çıkan olaylarda başına aldığı kurşunla hayatını kaybeden Uğur Kurt'un adını hiç anmadı. Erdoğan, Okmeydanı'nda yaşanan olaylara değinirken "Soma'yı bahane edip yeni cinayetler işleyen kan tacirleri karşısında susmayacağız. Dün Berkin Elvan’ı anmak için törenler düzenleyeceklermiş. Kusura bakmayın biz her ölüm hadisesinde anma mı düzenleyeceğiz? O zaman bütün işleri bırakalım tören düzenleyelim. Ölmüştür geçmiştir, bitmiştir. Molotoflarla, maskelerle, havai fişeklerle saldırdılar. Bunlara karşı polis eli kolu bağlı mı duracak. Nasıl sabrediyorlar anlamıyorum." dedi.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
"HAYAT RİSKLERLE DOLU"
"Soma'da bölgede yaraları sarmak için canla başla hala çalışanlar var. Çarşamba günü yaptığımız toplantıda gerek maden yapısı, gerek iş sağlığı yasalarına ne gibi ilaveler yapılacağı hususunda görüşmeler oldu. Bu konularda kademe kademe adımlar atılacaktır. Soma'dan temsilen 10 kişi geldi. Gerek ben, gerek bakan arkadaşlarımla görüştüler. Kazanın neden olduğunu anlamak için onları dinledik. Hayat risklerle dolu bir şeylerde istediğiniz kadar testler yapın, kaza oranını sıfırlamak söz konusu değildir.Minimize etmek en idealidir. Ama sıfıra indirmek mümkün değildir.
"YASAL DÜZENLEMELER ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ"
Yeni acıların yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler hakkında çalışıyoruz. 77 milyonun tamamı zor zamanlarda birlik olmayı bizlere yeniden gösterdi. Soma'da yaşanan kazanın ardından 77 milyon Soma'nın acısını kendisininki gibi görerek gösterdi. Bosna Hersek'te 1,5 milyon insanı etkileyen sel felaketine ilk yardım eli Türkiye'den geldi. Bir gazetede okudum. Bosna'daki kardeşlerimiz sel felaketinde Türk kardeşlerini görünce Soma'yı sordular.
"BU NASIL VİCDANSIZLIK, BU NASIL İNSAFSIZLIK!"
Soma'daki kazanın hemen ardından "Somali'yi bırak, Soma'ya bak" dediler. Bunlar insanlık dışı ifadelerdir. Bizim yardım göndermemizden rahatsızlık duyanlar var. Türkiye 12 yıl önceki Türkiye değil. Kendi afetleriyle mücadele eden aynı zamanda Bosna'ya Somali'ye yardım eden bir Türkiye var.
Hamdolsun, 12 yıl önceki Türkiye yok. Kendi afetleriyle uğraşırken Bosna’ya Sırbistan’a el uzatabilecek bir Türkiye var.
Bu nasıl bir ufuksuzluk, nasıl bir vicdansızlık, nasıl bir insafsızlıktır? Bunları eleştirenler Soma’yı da bilmezler. Haritada yerini dahi gösteremezler. Somali bunlara ne kadar uzaksa, Yozgat da o kadar uzaktır.
"BOĞAZA NAZIR VİLLALARDA ELLERİNDE AKILLI TELEFON TWEET ATARLAR"
Saraybosna bunlara ne kadar uzaksa, Diyarbakır, Van, Şırnak da o kadar uzaktır. Dünyayı kendi küçük semtlerinden ibaret zannederler. Lüks kafelerde otururlar, boğaza nazır villalarında demlenirler. Ellerinde akıllı telefonlarıyla tweet atarlar, ahkâm keserler, provokatörlük yaparlar. Dünyayı kendi küçük semtlerinden ibaret sanarlar.
"DİZ KIRIP SOFRAYA OTURMAZLAR"
Twitter’da gündem listesine girmiyorsa, onlar için hiçbir şey ifade etmez. 140 karakterle dünyayı kurtarıyorum sanarlar. Bir yoksulun elinden tutmazlar, bir yetimin başını okşamazlar, bir fakirin evine ayakkabısını çıkarıp girmezler. Niye, çünkü kendi evine öyle giriyor da ondan. Diz kırıp bir sofraya oturmazlar. Bizim inancımazda sol elin verdiğini sağ el görmeyecek. Sen bugün "Somali'yi bırak" derken yarın bir gün sana yardım edecek birini bulamazsın. Olayın siyasi ve insani bir boyutu vardır.
Sen bugün Bosna'nın meselesine sırtını dönersen yarın birgün kendine de destek bulamazsın. Afganistan, Bosna Hersek, Suriye her yere yardım eli uzatacak güçteyiz. Nerde eksiğimiz var bunlar için çalışıyorum. Hemen şu anda, bu anda bunu en iyi kim yapıyorsa ekipler halinde oraları gezeceksiniz onların teknolojisini gerekirse buraya transfer edeceğiz.
Obama, Putin, Merkel bu teknolojilerde iyi olduklarını ve her türlü desteği vermeye hazır olduklarını ilettiler. Soma madeninden gelen 10 kişilik heyet 'Ne zaman işimize başlayacağız' diyorlar.
Duvarlara "zulüm 1453 başladı" diyenler bizim tarihimizi anlayamazlar. Onlar tarihiyle iftihar edenler değil, onlar tarihini kötüleyenlerdir. Biz bu tarihimizle şeref duyuyoruz. Biz bu bakiye üstünde yaşıyoruz. O Selçuklu'nun eserleriyle övünüyoruz. Bunları konuşanlara sorun kaç tane eserin var, ne yaptın eser olarak. Bugün Türkiye'ye 36 milyon turist geliyorsa kusura bakmayın Osmanlı eserlerine geliyor. 13 milyondan 36 milyona çıkan bir turist sayısı var.
"KÖMÜRÜN ÇİLESİNİ ÇEKEN BİZİZ"
Kömürle, madenle sadece eline istismar malzemesi çıktığında ilgilenenler bizi anlayamaz. Birileri ölünce, ellerini ovuşturan bir zihniyet bizi anlayamaz. Kömürün çilesini çeken biziz, en zor işlerde ölümle burun buruna çalışan biziz. Biz oralardan geliyoruz, her an zaten oralardayız.
"KÖMÜR OCAKLARINA İNMİŞ BAŞBAKAN'IM"
Başbakanınız kömür ocaklarına inmiş bir başbakandır. Bakanlarım da kömür ocaklarına inmişlerdir, onlarla yemek yiyen bir ekibiz biz. Bunlar sadece varsın demlensinler, kendilerine gelen yanlış bilgilerle bizi yargılasınlar. Çıkmışlar bazı vekiller oturma eylemi yapıyorlar.
"SİZ OTURMAYA DEVAM EDİN, BİZ ÇALIŞACAĞIZ"
Oturun oturun, devam edin, sizin hayatınız zaten oturmakla geçti zaten. Zaten böyle devam ettiğiniz için bir yere varamıyorsunuz. Biz çalışmaya devam edeceğiz.
"BUNLAR 77 MİLYONUN YÜZÜNE TÜKÜRMESİ GEREKEN İNSANLARDIR"
“Onlara müstehaktır" diyen köşe yazarlarının insanlıktan nasibi olabilir mi? Bunlar da ne insanlık ne vicdan var.
Onu gazetesinin köşesinde yazdıranda da vicdan yok ki. Başka bir yazarda güya bayan. Ne şehittir, ne gazi ardından Niyazi diyor… Güya kadın…
Hani kadın hakları dernekleri, başka bir şey olsa ayağa kalkıyorsunuz. Neden ayağa kalkıp bunların yüzüne tükürmüyorsunuz? 301 şehidimize bu hakareti edenler, 77 milyonun yüzüne tükürmesi gereken insanlarıdır. 301 kardeşimizin ailelerinin bunlara dava açması lazım. 50 kadar dava açan var ama hepsinin açması lazım. Yine bir bayan Soma’ya yardım etmeyin diyor, bunların evi var diyor. Sen kimsin ya sen kimsin?
"ÜFLÜYORSUN, ÜFLENİYORSUN..."
Sende zaten vicdan yok. Üflüyorsun, üfleniyorsun, üfürüyorsun kurulu tezgahında. Bunların en ücret aldığını nasıl bir hayat sürdüğünü biliyor musunuz? Ak Parti’ye oy verdiler, başlarını musibet geldi diyor bir terbiyesiz. Allah’ın iradesini kendinde görecek kadar aşağılık birisi. Sen bunu nasıl söylersin. Yaşanan her musibet bir siyasi irade sebebi öyle mi? Sormak lazım acaba siz önceki musibetlerde oylarınızı kime. Bunlar ne akılsız, ne densiz adamlar ya… Ellerinde kalem gidiyorlar. Ama zihniyet bu, anlayış bu. Bütün mesele ‘kılavuzu karga olanın’ meselesi. Kargaya da hakaret etmeyelim…
"HER ÖLÜMDE ANMA MI DÜZENLEYECEĞİZ, ÖLMÜŞTÜR GEÇMİŞTİR"
Sormak lazım siz bundan önce bu ülkede meydana gelen musibetlerde oyunuzu nereye vermiştiniz? Bunlar ne akılsız adamlar, ne densiz adamlar. Ellerinde kalem çalakalem gidiyorlar. Zihniyet bu. Biz bu ülkede gerilimin tarafı değiliz. Medya yolu ile, sosyal medya ile estirilen ırkçılığın, şiddet çağrısının içinde değiliz. Yürekler yanarken sustuk, şehitlerimiz üzerinde sokaklarda terör estirilirken sustuk. Şımarıklık karşısında, nefret suçları karşısında susacak değiliz. Soma’yı bahane edip yeni cinayetler işleyen kan tacirleri karşısında susmayacağız. Dün Berkin Elvan’ı anmak için törenler düzenleyeceklermiş. Kusura bakmayın biz her ölüm hadisesinde anma mı düzenleyeceğiz? O zaman bütün işleri bırakalım tören düzenleyelim. Ölmüştür geçmiştir, bitmiştir. Kılıçdaroğlu’na göre bu ekmek almaya giderken bir çocuğumuz. Dürüst ol dürüst, resimlerle kayıtlar ortada. O evladı aldatanlarda ortada. Olayların olduğu yıldönümü bunu gerekçe tuttular. Molotoflarla, maskelerle, havai fişeklerle saldırdılar. Bir Molotof polis aracına düştü ve polislerimiz yanmaya başladı. Arkadan gelen polis aracı orada müdahale etme noktasına gitti.
"POLİS ELİ KOLU BAĞLI MI DURACAK, NASIL SABREDİYORLAR ANLAMIYORUM"
Bunlara karşı polis eli kolu bağlı mı duracak. Nasıl sabrediyorlar anlamıyorum. Bir kızımız Güneydoğu’da polis aracında yandı, kendini camı kırarak attı. Ondan gazetelerde haber duydunuz mu? Onu ananları duydunuz mu? Bunları bu ülkede sorumluluk mevkisinde olan biz konuşmayacağız mı? Biz ellerinde molotoflarla polisimi, esnafıma saldıranları mı konuşacağız.
"MALUM MİLLETVEKİLİ"
Ana muhalefet onların yanında yer alıyor. Biz onların yanında yer alamayacağız. Biz mağdur, mazlumun yanında yer alacağız. İkide bir işte dünde malum vekil bunların Tunceli milletvekili Okmeydanı Hastanesine gitmiş nasıl terörize etme gayreti içinde. Geçen yıl Gezi’de, Kızılay’da polise küfür eden vekil gördük. Ne milletvekili ya. Genel başkan'ın bunlara "ne yapıyorsunuz" dediği yok. Biz 301 şehidimizin acısı tazeyken sustuk.
Erdoğan, Okmeydanı olaylarından bahsederken dün hayatını kaybeden Uğur Kurt'la ilgili tek kelime etmemesi dikkatlerden kaçmadı.
"SOKAK EYLEMLERİNDEN MUHALEFETE EKMEK ÇIKMAZ"
Sokak eylemlerinden HDP'ye, CHP'ye, MHP'ye ekmek çıkmaz. Biz çeşitli bahanelerin arkasına sığınılıp yapılan saldırılara karşı dimdik durmaya devam edeceğiz. Biz gerilimin tarafı olmayacak, gerilimin kaynağı hiç olmayacağız.
"DÜN KILIÇDAROĞLU'NUN YÜZÜNE DE SÖYLEDİM"
Dün TOBB’da karşımda oturuyordu beyefendi. Arkasından konuşmadım yüzüne söyledim. "Anayasa değişikliği deniliyor" taraf burada dedim. Dürüstseniz 47 madde ortadayken biz bunu çıkarmaya hazırız. Arkadaşlarımızı gönderdik. Gelin yapalım. Beyefendi yine manevra yaptı. 4 parti imza atmış ama ikimizin oyları buna yetiyor çıkaralım. Çıktı yine her zamanki gibi dürüst konuşmadı. Farklı konuştu. Bizim sözümüz var. O maddelere 4 parti imzasını koyduktan sonra mesele bitmiştir. Hayır dürüst değil.
"SİVİL CUMHURBAŞKANI" TARTIŞMASI
Sivil cumhurbaşkanından bahsetti ona da kılıf uydurdu. Siz bunlara alışmışsınız. Gazi Mustafa Kemal onu kenara koyalım. Partinin vazgeçilmezi diye söylenen İsmet İnönü apoletliydi. Onu cumhurbaşkanı yaptınız. Bu ülkede apoletliler vardı. Üzülme Kılıçdaroğlu çalış senin de olur. Halkı kucakla, halkın karşısında mütevazi ve dürüst ol. Halk dürüst siyasetçiyi sever. Sen de böyle ol. Kimsenin arkasından yalan yanlış konuşma, iftira atma. Sen bunları yapmadığın zaman sana prim yok.
"ALMANYA'YA 'GİTMEYİN' DİYORLAR"
İşte bakın aynen bu mantık şu anda yarın Almanya’ya yapacağım ziyaret öncesi çok manidar şekilde. oranın da terörize edilmesine gayret ediyorlar. Bazıları da “Başbakan'ım Almanya’ya gitmeyin” diyorlar. Kusura bakmayın biz oraya gideriz. Bize o aklı verenler, o aklı kendilerine saklasınlar.
Orada eğlence olmayacak sadece düşünceler yansıyacak. Diyanet’ten de alınacak destekle hatimler indirilecek. Konuşmalarımız yapıp akşam döneceğiz. Rahatsızlık duyanlar içerideki maşalarını yola çıkardılar. İçeride ve dışarıda maşalar tarafından çeşitli bahanelerle saldırılar diri tutulmaya çalışılıyor. Bu saldırıların şahsıma yönelik olduğunu düşünenler varsa yanılgı içerisindeler. Bütün bu saldırılar artık tartışmasız şekilde bu millete ve değerlerine yönelik saldırılardır.
"ARTIK YENİ TÜRKİYE VAR"
Bizim büyük ekonomi olmamızdan, etkin bir dış politikası olmasından rahatsız olanlar eski Türkiye yok. Artık yeni Türkiye var. İçeride dışarıda boynu bükük kimse olamayacak. Türkiye'yi değiştirmeye devam edeceğiz.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Cumhurbaşkanlığı seçimi için 2.5 ay gibi bir süre kaldı. Kamuoyu araştırmalarını tamamladık. Son değerlendirmeleri yapacak kısa sürede kararımızı vereceğiz. Bir kaosa, belirsizliğe mahal vermeyeceğiz. Biz burada sadece Cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz. Reformlarımızda kesinti olmadan yolumuza devam edeceğiz.
Bu seçim 2015 seçimlerinin işaret fişeğidir. Onlar çatıyla uğraşıp dursunlar o çatı 30 Mart'ta uçtu gitti. CHP ve MHP'nin şimdiden umutlarını yitirmiş durumda. Yapılan açıklamalar, ziyaretler cumhurbaşkanlığı konusunda iddiaları olmadığını ortaya koyuyor.
Ak Parti'nin göstereceği aday 77 milyonu kucaklayacak bir aday olacaktır.
YALOVA SEÇİMİ
1 Haziran'da Ağrı ve Yalova'da seçimler olacak. Arkadaşlarımız burada gerekli çalışmaları yapmaktalar. Ben de Pazar günü Yalova'da olacağım. Bu iki ilimizi Allah'ın izniyle kazancağız.
Diğer partilerin burada vereceği bir hizmet yok.