Psikiyatrist Dr. Tanju Sürmeli, uykusuz geçen zamanın kadın sağlığına etkilerini anlatarak bizleri aydınlatıyor…

Uyku yanlızca günlük hayatımızdan yaratılan bir zaman aralığı değil, aktif olarak hergün fiziksel ve akıl sağlığımızı yenilemek için diet ve eksersiz kadar gereklidir. Amerikalıların 100 milyondan fazlası uykusunu iyi ve kaliteli alamadığından bahsetmektedir, bu neredeyse Amerikanın yarısıdır. Çoğu insan için 7-9 saat uyku gerekliliği olduğu halde 30 yaş üstü çalışan kadınların genelde 6 saat 45 dakika uyudukları biliniyor. Kadınlar erkeklerden daha çok uykusuzluk çekiyorlar. Özellikle adet, menopoz ve doğum sonrası sendromlar da artıyor.

Uyku ve uyanıklığın 84 hastalığı günlük hayatımızın kalitesini bozuyor ve sağlıklı yaşamı azaltıyor. Bunlar trafik ve endüstriyel kazalara neden olarak toplumu tehlikeye sokabiliyor. Bu hastalıklar,
Uykuya dalmakta zorluk, tüm gece huzursuz uyumak, derin uykuda olamamakUykuda konuşmak, bağırmak, çok hareketli olmak, uyurgezerlik, gece kalkıp yiyecek atıştırmak (Bir çalışma yüzde 66 sının kadın olduğunu söylüyor. Uyurgezerlikde de bu durum görülebiliyor ve bazen kullanılan ilaçlar (antidepresantlar, hipnotik gruptan uyku ilaçları, huzursuz bacak tedavisinde kullanılan ilaçlar) buna neden olabiliyor.Horlamak, uykuda diş sıkma veya diş gıcırdatma, kâbusUyku apnesi (nefes almada kesilme) 50 yaş ve üstü kadınlarda görülebiliyor. 65 yaş üstünde yüzde 25 oranında rastlanıyor. Normal kilodan fazlası buna en çok katkı yapan nedenlerden biri. Bir başka nedeni progesteron azalması gibi hormonal değişiklikler.Gece terörü (karabasan); uyku sırasında daha çok çığlık atma tarzında görülen ve sonradan anımsanmayan dönemlerle karakterize bir uyku bozukluğuGece ağrılarından kadınlar erkeklerden daha çok şikâyet ediyorlar. Migren, kas kasılma baş ağrısı, romatoid artrit, artrit bunun en çok rastlanan nedenleri.
Huzursuz bacak sendromu (Uykuda bacakları hareket ettirerek huzursuzluk oluşmasını azaltmaya çalışmak. Kadınların yüzde 18’inde görülüyor ve bunların yüzde 80’ininde eşleride aynı yatakda yatarken huzursuz olduklarını rapor ediyor.
Erken saatte uyanmak, sabah kalkmakta zorlanmak, dinç ve uykuyu almış olarak uyanamamakGüne enerjisi düşük başlamak, baş ağrısı ile uyanmak, gergin uyanmak, takıntılı düşüncelerle uyanmak gibi şikâyetlere neden olabildiği gibi ölümle de sonuçlanabiliyor.


UYKU BOZULURSA
• Gündüz uyuma isteği, dikkat eksikliği, konsantrasyon bozukluğu, unutkanlık, karar verme mekanizmalarında bozulma
• Hayattan zevk almamak, anksiyete, kalp atışında hızlanma, vücut ısısında düşme
• Büyüme hormonu salınımında ve immun sistemde bozulma ortaya çıkabiliyor.

Uyku düzeninden sorumlu sirkadiyen ritim uykuyu ayarlayan merkez hipotalamus ve melatonin üreten pineal gland ile birlikte düzenlenir. Uykuda büyüme hormonu salınımı ve hafıza konsolidasyonu (pekinleştirmesi) gerçekleşir.
Japonya’da 6 saatten az uyuyan 40 ile 79 yaş arasında 24.000 kadın ile yapılan 8 yıllık takipli çalışmada, uykuda salınan Melatonin hormonunun azalmasına bağlı estrojen hormonu salınımı artarak kadınlarda Meme kanseri yapma riski yüzde 60 arttığı bulundu. Gece lambasında ışık olarak kullanılması gereken tek renk kırmızıdır. Yapılan çalışmalarda bir tek kırmızı ışık gece melatonin üretimini etkilemiyor, diğer ışıklar üretimi durduruyor. Hatta her 2 saatte bir, 1 dakikalık beyaz ışığa maruz kalan deneklerde melatonin üretiminde yüzde 65 azalma görülmüş.


Sirkadiyen ritim olumsuz etkileyen faktörler
– Alarm saati
– Işık (kırmızı hariç)
– Yemek zamanı
– Kafeinli içecekler
– Çok sigara içme
– Çok soğuk hava
– Yatak odasında TV, Bilgisayar olması

Yatak odasının renkleri yeşil, lila ve açık mor tonları olabilir (yatak odası takımı veya duvar rengi), uykuya rahat geçmeyi sağlar. Kadınların makyajlarını yatmadan önce mutlaka temizlemeleri ciltlerinde bir reaksiyon olmaması için önemlidir.
Tedavisinde Amerikan Uyku Tıbbı Akademisi’nin de önerdiği uyku ve ağrılarda oldukça etkili Biofeedback yöntemi, relaksasyon teknikleri ve kognitif terapi kullanılabilir. Tekrar uyku sirkadian ritmin geri dönmesinin bozulmaması için hipnotik ilaçlar maksimum bir ay kullanılabilir. Uzun süre kullanımının depresyon ve bazı kanserlere neden olduğu birçok çalışmada gösterildi. 10.529 Hipnotik ilaç kullanan uyku bozukluğu olanla 23.674 normal insan karşılaştırıldığında hipnotiklerin ölümü arttırdığı tespit edildi. Bunların içinde yüksek doz hipnotik verilenlerde yüzde 35 kanser görülme arttığı görüldü. Hipnotik ilaç çalışmalarında melanoma olmayan (bazal hücre) deri kanserleri, yumurtalık kanseri, akciğer kanseri, böbrek ve tiroid gibi kanserler görülmüş. Plasebo grupta kanser görülmemiş.