Östrojen hormonunun koruyucu etkisi menopoz dönemine kadar sürse bile günümüz şartları, kadınların kalp hastalığı riskini arttırıyor.
Şeker hastalığı, kan basıncı yüksekliği, kan yağları yüksekliği, şişmanlık, insülin direnci, sigara kullanımı, hareketsiz yaşam, yoğun stressin artması kalp - damar hastalığının kadınlarda da, erkeklerde olduğu gibi, erken yaşlarda ortaya çıkmasına yol açıyor.
Prof. Dr. Günsel Şurdum Avcı, kadınlarda ölüm oranını arttıran kalp hastalığının nedenlerinin, kalp damarlarının küçük çaplı olmasına, tanı ve tedavide karşılaşılan güçlüklere, kalp hastalığının ağır seyretmesine bağlı olduğunu belirtiyor ve kadınların kalbini korumanın yollarını anlatıyor.
Erkeklere Göre Kadınlarda Damarlar Daha Küçük
Erkeklere göre kadınların kalp damarlarının çapının daha küçük olduğunu, bu nedenle, ufak damar sertliği plaklarının bile damarlarda kan akımını ciddi derecede engelleyen darlıklar oluşturduğunu söyleyen Prof. Dr. Günsel Şurdum Avcı; küçük çaplı damarlardaki darlıkların balon-stent ile açılmasının ya da bypass ameliyatı ile tedavisinin mümkün olmadığını belirtiyor. Bu girişimsel tedavilerin uygulandığı durumlarda, kısa süre içinde yeniden daralmaların oluştuğunu ve hastalığın tekrarladığını söylüyor.
Kadınlarda Hastalık Belirtisi ve Tanı Testleri Yanıltıcı Olabilir
Prof. Dr. Günsel Şurdum Avcı, kadınlarda hastalık belirtilerinin yanıltıcı olabildiğine değinerek, koroner kalp hastalığının tipik belirtisinin yol yokuş gibi eforlarla gelen, dinlenmekle geçen göğüs ağrıları olduğuna, kadınlarda ise ağrının yerinin, geliş zamanının ve şiddetinin farklılıklar gösterebildiğine dikkat çekiyor. Kadınlarda tanı testlerinin de yanıltıcı olabildiğine, efor testinin ve kalbin kanlanmasını gösteren ilaçlı efor testinin (miyokard sintigrafisi) de kadınlarda yanıltıcı sonuç verebildiğine değiniyor. Erkeklere göre kadınlarda ince kılcal damar hastalığının ön planda olduğunu, kalbin ana besleyici damarlarında daralma olmadığı için koroner anjiyografide damarların normal görüldüğünü söylüyor. Prof. Dr. Avcı, “Hastada göğüs ağrısı yakınması ve diğer testlerde kalpte kanlanma azlığı saptanmasına rağmen, koroner anjiyografinin normal bulunması, hastalığın tanısını zorlaştırabiliyor. Ayrıca, ince damar hastalığında, balon-stent ve bypass ameliyatı ile tedavi olanağı da bulunmuyor” diyor.
Kadın Kalbini Nasıl Koruyabiliriz?
Kalbi korumak için sağlıklı beslenmenin, düzenli spor yapmanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Günsel Şurdum Avcı, açıklanan nedenlerden dolayı hasta olan kadın kalpleri için ideal tedavinin kısaca “EECP” diye tanımlanan “Ritmik Masaj Tedavisi” olduğunu belirtiyor. Bu tedavinin, kadınlar için yukarıda sayılan tüm olumsuzluklara karşı iyileştirici etkisini şöyle anlatıyor: “Kalbin ana besleyici damarlarını genişletir. Böylece, ufak damar sertliği plaklarının kan akımını engelleyici etkileri azalır, kalbin kanlanması düzelir. Balon-stent ve bypass ameliyatı uygulananlarda yeniden daralma ve tıkanmaları önler, bu tedavilerle elde edilen iyiliğin daha uzun ömürlü olmasını sağlar. İnce kılcal damarları genişletir, damar ağını zenginleştirerek doğal bypasslar oluşturur. Böylece de, kalbin kanlanması düzelir, yakınmalar kaybolur. Kılcal damar daralmasına bağlı kalp hastalığının tedavisi için Ritmik Masaj en etkili yöntemdir. Damarları damar sertliğinden korur. Vücutta kan dolaşımını canlandırarak damarlarda damar sertliği plaklarının oluşumunu önler, var olanların küçülmesini sağlar. Şeker hastalığının kontrolünü kolaylaştırır. Tüm doku ve organların kanlanmasını arttırarak daha iyi fonksiyon görmesini sağladığından, pankreasdan insülin salgılanmasını arttırır; metabolizmayı hızlandırır; insülin direnci düşer; kan şekeri kontrolu kolaylaşır. Yüksek şekerin damarlarda yapacağı hasar önlenmiş olur. Yüksek kan basıncının kontrolünü kolaylaştırır. Damar genişletici ve idrar söktürücü etki ile yüksek tansiyonun tedavisini kolaylaştırır. Hücre yenilenmesine destek olur. Doğal kök hücre sayısını ve aktivitesini arttırarak, harap olmuş doku ve hücrelerin yenilenmesini uyarır” diyor.
Prof. Dr. Günsel Şurdum Avcı, menopozdan sonra gelişen şişmanlık ve eklem bozulmaları nedeniyle egzersiz yapamayan kimselere ritmik masaj tedavisinin, kalp ve damar sistemine egzersiz kadar yarar sağladığına vurgu yapıyor. Geçirilen kalp krizleriyle kan pompalama gücü azalan ve yetersizliğe giren kalbe, kalp pili, yapay kalp aygıtı ve kalp nakli gibi yöntemler yerine bu yöntemin uygulanabildiğini söylüyor. Ritmik masaj ile tüm doku ve organların kanlanmasını arttırarak genel vücut gücünü arttırdığını, hastanın moralini yükselttiğini, hastalık seyrini yavaşlatarak, sık Hastane başvurularını, tekrarlanan tetkik ve tedavilerin gereksinimi azaltarak, kaliteli bir yaşam sağladığına dikkat çekiyor.
Ritmik Masaj(EECP) Tedavisi Nasıl Uygulanır?
Prof. Dr. Avcı,. Ritmik Masaj(EECP) Tedavisinin, vücudun belden aşağısına, kalp ritmi ile uyumlu olarak yapılan derin bir adale masajı olduğunu, günde 1-2 saatten ortalama 35 saatlik kürler şeklinde uygulandığını, çok ağır olmayan hastaların hastanede yatmasının gerekmediğini, günlük tedavi alındıktan sonra ev ya da işte normal yaşantının sürdüğünü sözlerine ekliyor.