Atatürk’ün Okuduğu Kitaplar
Haberler - İlk Kurşun
25 Mayıs 2012
Mustafa Kemal Atatürk, hayatı boyunca kitap tutkunu bir insan olarak tanınmıştı. Çocukluğundan askeri okula, cephelerden meclise kadar her yerde her fırsatta okurdu.
Uludağ Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fügen Berkay onun kitap sevgisi hakkında şöyle diyor:
Atatürk, okumayı öylesine severdi ki bu alışkanlığını cephede de sürdürdü. Ortalama insan ömrüne göre kısa bir yaşamı oldu. 57 yıllık yaşamı boyunca toplam 3 bin 397 kitap okudu. Bizzat kendi notları ve işaretlerinin bulunduğu harita ve belgeler bu sayıya dahil değil. Bu sayı, kendi alanında uzman bir aydının ortalama okuması gereken bir kitap sayısıdır.
**
Ömrü cephelerde geçmiş olmasına rağmen ömrüne bu kadar kitap sığdırabilen Atatürk’ün her konuda kendini geliştirmeye çalıştığını okuduğu kitaplardan anlıyoruz.
1 Aralık 1921 günü Meclis’te yaptığı konuşmada Jean-Jacques Rousseau’dan bahseder. Onun eserlerini analiz ettiğini belirtir, ondan örnekler vererek tam 3 bin kelimelik bir konuşma yapar.(1)
Her görüşten Osmanlı aydınlarının oluşturduğu Millet Meclisi’ni idare etmek için sık sık okuduğu kitaplara başvurur. Oldukça sıkıntılı süreçleri bilgece atlatmasını bilir.
Saltanatın kaldırılmasından sonra gelenekçi vekillerin itirazları ve taşkınlıkları sonucunda ortalığı yine Mustafa Kemal yatıştırır. Turgut Özakman’ın Diriliş isimli kitabında da okuduğum üzere, Atatürk hem İslam tarihinden hem de okuduğu kitaplardan kaynak ve alıntılar yapar, devrimlerin gerekliliğine işaret eder.
Atatürk, askeri okul döneminden itibaren Türklük ve “milletçilik” kavramlarına büyük önem vermiştir. Atatürk’ün üzerinde derin bir etki bırakan ilk kitaplardan biri Necip Asım’ın Türk Tarihi isimli eseridir. Meşrutiyet yıllarında Türk Yurdu dergisinden birçok makale okumuştur.(2)
Ayrıca milliyetçilik konusunda eğilimlerinin oluştuğu bu dönemde, Altay Dilleri ve Gruplamalar (1885), Hititler Veya Unutulmuş Bir Topluluğun Hikâyesi (1888),Ulusun Göçü (1911), Türk Dillerinin Hint-Avrupa Dilleriyle Olan Eski Bağıntıları (1912), Sümer-Türk Kelimesinin Karşılaştırılması (1915) gibi kitaplardan etkilenmiştir. (3)
Türk dili ve tarihi ile ilgili çalışmaları için birikimlerini bu kitaplardan edindiğini rahatlıkla görüyoruz.
Atatürk’ün bir diğer ilgi alanı ise sözlüklerdi. Atatürk sözlüklere çok önem verirdi. Bunlar arasında V.V. Radloff’un 4 ciltlik Türk Lehçeleri Sözlüğü (1888-1911) ile E. Pekarskiy’nin yine 4 ciltlik Yakut Sözlüğü ’ne sık sık bakar ve baktırır, bu lehçedeki kelimeleri eskiliklerinden dolayı esas sayardı.(4)
Okuduğu edebi eserler ile ilgili bilgilere ise ilk olarak Ruşen Eşref’in 1918 yılındaki “Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal’le Mülakat” isimli röportajında rastlıyoruz.(5)
Ruşen Eşref, röportaj esnasında Atatürk’ün odasında gördüklerini şöyle anlatır:
“Yazıhanesi üzerinde Balzac’ın Colonel Charbet’i, Maupassant’ın Boule de suif’i, Lavedan’ın Servir’i duruyordu. Şüphe yok ki Paşa, sükûnetli dakikalarının boşluğunu edebiyatla dolduruyor”
Paşa’nın edebi eserlere olan ilgisinin bir diğer tanığı da Siirt vekili Mahmut Bey’dir. Mahmut Bey günlüğünde şöyle yazar (6):
“21 Ağustos 1922, Akşehir – Düşmanda bir hassasiyet var. Bizim tarafta fevkalâde bir hareket, birşey olduğunu hissetmiş gibi… Temenni edelim ki asıl hedefi keşfetmemiş olsun. İki gündür Paşa, Çalıkuşu’nu okuyor. Öyle beğendi ve sevdi ki… Büyük hareketlerin arifesinde böyle bir şey okumak da çok dinlendirici.”
Son olarak Atatürk’ün şiire olan ilgisinden bahsetmek istiyorum. Önder’in Faruk Nafiz’e olan hayranlığını Afet İnan’dan dinleyelim(7):
“Atatürk’ün yeşile hayranlığı, Faruk Nafiz’in şu şiir parçasını tekrarladığı zamanlarda ne kadar belli olurdu:
Yeşil hem de
Ben bu rengi taşırdım can köşemde.
Yeşilde ne arar da bulmaz insan oğlu?
Yeşil bu… Varlık dolu, gök dolu, umman dolu.
Bir ucu gözlerimde, bir ucu engindedir.
Bir çini rengindedir bahar, deniz, kır, orman.
Bana Tanrımı gözükür yeşil dediğim zaman.
Mustafa Kemal bu şiiri okuduğu zamanlarda pür sıhhat bir varlıktı, fakat kendisi yeşile hasret çektiği zaman ise, fâni varlığının erimekte olduğunu hissediyordu.
Böylece o, bu son arzusu ile çam ağaçları ve yeşillikler arasında olmak istemiştir.”
**
Atatürk’ün bu kadar büyük işler yapabilmesinin ve ileri görüşlü olmasının en büyük sebebi birikimiydi. Bu birikimi de okuduğu kitaplardan edinmişti.
Hayatı cephelerle, yoklukla, mücadele ile geçmiş, hiçbir zaman dinlenememiş bir insanın böyle bir birikime sahip olması onun neden hala kalplerde olduğu sorusunun en güzel yanıtıdır.
Atatürk, bizlere büyük bir örnektir. Kıymetini bilelim…
Sevgilerimle.
ORHAN EFE ÖZDEMİR
İlk Kurşun
1- Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri I, s. 182-214.
2- Atatürk ve Türk Dili, Ankara 1963, s. 45.
3- Atatürk ve Türk Dili, Ankara 1963, s. 45.
4- Atatürk ve Türk Dili, Ankara 1963, s. 42.
5- Ruşen Eşref Onaydın, Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal’le Mülakat, Varlık Yayınları, 3. baskı, s. 17.
6- Hayat Tarih Mecmuası, sayı 7/1966, s. 14.
7- Afet İnan, Atatürk’ten Hâtıralar, 1950, s. 187.