İstanbul 7'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Gazze'ye 2010 yılında insani yardım taşıyan Mavi Marmaragemisine İsrail askerlerince düzenlenen saldırıya ilişkin davada verdiği kararın yankıları sürüyor.

Mahkeme, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi hakkında yakalama kararı vermiş, ayrıca haklarında yakalama kararı verilen sanıklar hakkında "kırmızı bülten" çıkarılması için Interpol'e yazı yazılmasına hükmetmişti.

Mavi Marmara baskını davasında İstanbul 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin dört eski komutan hakkındaki tutuklama kararına İsrail'den gelen ilk tepki alınan kararın ‘siyasi nedenlerle lekelendiğini’ yönünde oldu.

KARAR NE ANLAMA GELİYOR?

Mahkemenin vermiş olduğu karar, söz konusu komutanların Türkiye’ye giriş yapmaları halinde tutuklanacağı anlamına geliyor. Komutanlar ayrıca Türkiye’yle iade anlaşması bulunan ülkelere girmeleri durumunda da tutuklanabilecek.

Interpol’ün Türkiye’nin uluslararası tutuklama talebine olumlu yanıt vermesi halinde de dört İsrailli komutan Interpol’e üye ülkelerden birine giriş yaptığında tutuklanma riskiyle karşı karşıya olacak.

İSRAİL'DEN INTERPOL'E ÇAĞRI

Karar üzerine İsrail, Interpol'ü Türkiye'nin uluslararası tutuklama talebini reddetmeye çağırdı. Ma'ariv gazetesinin haberine göre, alınan kararın "siyasi nedenlerle lekelendiğini" iddia eden İsrail, Interpol'ü Türkiye'nin uluslararası tutuklama talebini reddetmeye çağırdı.

Dışişleri Bakanlığı'ndan kaynaklar, Maariv gazetesine yaptıkları açıklamada "Interpol, siyasi gelişmelere göre çalışmayan profesyonel bir yapılanmadır" dedi.

İsrail Savunma Bakanı Moshe Yaalon da, Ürdün Vadisi'ne düzenlediği gezi sırasında Türkiye'de alınanMavi Marmara kararını değerlendirdi. "Tabii ki bu karardan ötürü memnun değiliz, bu hukuki olmaktan çok siyasi bir karar gibi duruyor" diyen Bakan Yaalon, kararın Türkiye-İsraililişkilerini olumsuz etkileyeceği imasında bulundu. Bakan Yaalon, "Türkiye'yle işleri yoluna koymaya ve ilişkimizi düzenlemeye hazırdık. Ancak maalesef Türk tarafında böyle bir olgunluk göremiyorum. Bu olay da diğerleri gibi Türkiye'nin kendi iç siyasetiyle ilgili yürütülen kampanyanın bir parçası" dedi.

BUNDAN SONRA NE OLACAK?

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Şen, bundan sonra yaşanacak süreci değerlendirdi. Prof. Dr. Ersan Şen, mahkemenin kırmızı bülten çıkartılması kararının Adalet Bakanlığı aracılığıyla Interpol'e gönderileceğini, Interpol'ün Türkiye'nin talebini uygun görmesi halinde kırmızı bülten çıkaracağını söyledi.
Türkiye'nin hazırladığı kırmızı bülten tutanağını uluslararası sözleşme çerçevesinde İnterpol'e göndereceğini ve Interpol'ün, bu talebi uygun bulması halinde kırmızı bülteni çıkararak dünyada üyesi olduğu bütün devletlere dağıtacağını söyleyen Prof. Dr. Şen, bu şahısların yurt dışına çıkmaları halinde ise yakalandıkları yerlerde gözaltına alınıp Türkiye'ye iadelerinin yapılması gerektiğini ifade etti.
Prof. Dr. Şen, “Bence Interpol, burada İsrail dahil yakalama bülteni çıkaracak. Çıkarmazsa Türkiye Interpol ile ilişkilerini gözden geçirir. Interpol bir uluslararası sözleşmenin sonucudur. Türkiye bu sözleşmenin bütün yükümlülüklerini bugüne kadar yerine getirdi. Arananları yakalıyor, iade ediyor, yargılıyor, tepkisiz kalmıyor. Bu nedenle Interpol de Türkiye'nin talebini dikkate alacaktır" dedi.
Interpol'ün yakalama kararı çıkarılmasını kabul etmesi halinde komutanların Interpol'e üye olan herhangi bir ülkede yakalabileceklerini kaydeden Şen, düşüncelerini "Uluslararası polis örgütünün bir gücü vardır. O güç devreye girer. Her ülke bu taahhüt altındadır. Bu kişileri yakalayıp, Türkiye Cumhuriyeti'ne iade etmek zorundadır” cümleleriyle aktardı.

“İSRAİL ŞAŞKIN”

Foreign Press Review editörü Bahadır Koç ise, bu kararın İsrail tarafından büyük bir şaşkınlık ile karşılandığını belirtti. Koç'a göre iki ülke arasında anlaşmaya yakınlaşıldığı düşünülürken alınan bu karar aynı zamanda büyük bir hayalkırıklığı da yarattı.

Koç, bu kararın İsrail tarafından iki farklı boyutta algılanabileceğini söyledi. Türkiye'deki hukuk sisteminin yabancı ülkelerdeki imajının olumsuz olduğunu belirten Bahadır Koç, bu durumun, “kararın siyasi etki altında alınmış olduğu” iddialarına neden olduğunu belirtti.

Bahadır Koç'a göre bu karar iki ülke arasındaki ilişkiler açısından da önemli. Bu karar ile İsrail'e bir anlamda gözdağı verilmiş oldu. Başka bir ifadeyle bu karar İsrail'in işini zorlaştırdı ve İsrail'i Türkiye ile anlaşmaya zorunlu bıraktı.