Ben senden sonra…
Yok…
Yok…
Aslında yazacağım hiçbir kelime yeterli olmayacak
ardında bıraktığın enkazı anlatmaya…
Birlikte yok olmak yerine Ayrı ayrı var olmayı deneyebiliriz değil mi?
Eğer içindeki ses hala benim adımı söylüyorsa sana inatla..Hayatında bir ilki yap..
SUS…
VE…
BENİ DİNLE…
Evet.. ben senden sonra sığamadım sokaklarına
İSTANBUL’ UN..
Sokaklar dar geldi..İkimizin diye adlandırdığım bu şehrin sokaklarında gülemedim bir daha..
Yürüyemedim sokaklarda..Arkamı dönsem görüverecekmişim gibi seni..
Ne o çok sevdiğim yağmur rahatlattı beni..
nede esen rüzgar..
Kendimi taşıyamayacak kadar çok büyüdüm..bir o kadarda kaybolacak kadar küçüldüm..
En çok adını dilime yasak eden dostlar üzüldü halime..
Geçer dediler..unutursun dediler..
ama ben hiçbirini duyamadım..
Gözyaşlarımdan etrafı göremeyecek hale geldiğimde gözbebeklerime asılı kalan o metro istasyonundaki
dönüp arkanı öylece tek başına bıraktığın
halin geldi gözlerimin önüne
..Kahroldum…
CANIMDIN ya…
ilk görüşte aşk’tın, daha ilk celsesinde imkânsızlığa dönüşen!
Hep senden sözediyordum gerekli gereksiz herkese..
Durmadan sana şiirler yazdım..yazılar yazdım..belki okudun belkide okumadın..ama hiç yoktan hissettirmişimdir…boş kağıtlara..duvarlara..senin o çok sevdiğin gecelere anlattım ben seni..Yalnız kalmak istedim..kalabalığın arasında kaybolmak..ikiside yetmedi..Geçmişi düşündüm..seni beklediğim soğuk Ankara gecelerindeki 3-5 nöbetlerimi..
Neredeyse dakika dakika seninle yaşanan herşeyi yeni baştan yaşadım..
Kötü olanları atlayarak…
Seninle herşey güzeldi belki..
Belkide ben güzel sandım
O kötülükleri ben kendim yarattım..mucidi benim bu zehr aşkın..ben yaşattım..ben mahvettim..
Biliyormusun..Biri bana içimdeki acıyı..İçimdeki seni söküp atabileceğimi söylese…bunun aslında mümkün olduğunu anlatsa..
Düşünmeden bir kalemde silerim seni
Aslında kurtulmak istediğim halde..o acıyı yaşamak için
direndim durdum ..
Acısıda mutluluğuda senden bir parçaydı..ve yaşadım..
Herkesi sana benzetip..kimseyi senin yerine koyamadım..Tabir-i caizse YERİNE KİMSELERİ SEVEMEDİM…
Hiçbirşey avutmadı beni..ikimizin diye adlandırdığın şarkıları dinledim ardarda..Ve senin hiç yara almadığın o şarkılarda ben kimbilir kaç kez vuruldum..Uyumak zor..uyanmak ise alışılmışın dışında kolay oldu..Sabahları iple çektim..bazende hiç güneş doğmasa dedim..Ne geceler rahatlattı beni nede gündüzler..ölmeyi isteyip..
ÖLMEDİM öLMEYECEĞİM…
Gerçek olmasını istediğim rüyalar gördüm..senle dolu olan..Sıçrayarak uyandığımda senin adını söylediğimi farkettim…Telefonumun çalmasını bekledim..aramayacağını bile bile..her çaldığında sen sanarak koştum..hiç aramadın.. Şimdi gitmek adına yan yana gelmiş harflerini hangi işportacıdan aldığının hesabını bile soramayan, lal olmuş bir yürekle çıktım karşına. Biliyorsun bir gülüşüne kurban ederdim kendimi ve giderdim. Ama şimdi bak yüzüme ve söyle “beni kime kurban ettin ey yaarrr…”
Ne kadar ilginç değil mi sana göre benim yaşayamayacağım şeyler bunlar..Senin düşüncene göre ben seni sevmemiştim ki..
ilk defa sana tutuldum..
Nedense aşkın kitabını yazan ben sana bunu bir türlü anlatamadım..ne sözlerimi dinledin..ne yazdıklarımı..Benden önce tanıdığın ne yüreği nede aklı müsait olmayan bir takım soysuzların bu muhteşem sevgi üzerinde tepinmelerini sağladın…
Seni esmer kafanın alamayacağı kadar bir sevgiyle soludum bunca zamandır..Her insanın bir cenneti vardır bir cehenneminin olduğunca..sen benim hem cennetim..hem cehennemim oldun..
hep ben yok oldum
İsabetsiz atılmış kurşunların izleri duruyor kayalarda
Namlulara küsmüş mermiler… adını verdim bu şehre,
bütün güvercinleri senin gözlerinle, senin parmaklarından yön buluyor ömrümün bütün kuşları caddeleri senin renginle boyuyorum şafak vakti bir baştan bir başa..
Yüreğindeki türküleri acılara..ayrılıklara yol ver artık..Seni sevmelerin sıfır noktalarında gönlüm.