Birgün Hoca'nın yolu, Bir mahalleye düşer.
"Gelmişken bir kişiyi, Ziyaret edeyim, der.
Biri beni gördükçe, Ne kadar çok sevinir,
Şimdi beni görünce."
Hoca böyle hüsnüzân, ederek o adama,
Gelir hüsnüniyetiyle, Kapıya kadar Hoca.
Kapıyı çalar Hoca;
Görünür pencereden, Adamın başı, fakat.
Kaybolur sonra birden..
Hoca merhum kapıda, Öylece bekleriken,
Adamın hizmetçisi, Kapıyı açar birden;
"Hoş geldiniz efendim, Sefalar getirdiniz,
Ne kadar memnun olduk, Bize şeref verdiniz.
Ve lâkin, Ne yazık ki, Şimdi çıktı ağa da.
Ne kadar üzülecek, Bunu duyduğu anda."
Hoca da cevabında;
"Yâ Öyle mi?" diyerek, Giderken şöyle söyler,
Biraz sitem ederek;
"Efendine söyle ki;
Çıkarken dışarıya, Başını içeride unutmasın bir daha."