Bayrak Sairi
Arif Nihat Asya
Bayrak Sairi
Arif Nihat Asya
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnını değer . .
Varlığından şu güzel ülkeyi kurtarsak da;
Adımından kalan izler, lekedir toprakta!
Arif Nihat Asya
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnını değer . .
Çocuk ve ağac
Çocuk, çok sevdi ağacı...
Verirdi ona, her kış
Çiçekleri olaydı!
Ağaç, çok sevdi çoçuğu...
Öperdi altın saçlarından
Dudakları olaydı!
Ve ona öptürmek için,
Eğilirdi yerlere kadar;
Yanakları olaydı!
Dökerdi önüne hepsini
Gümüşten, altından, sedeften
Oyuncakları olaydı!
Ve çoçuk gittikten sonra,
Böyle kalır mıydı ağaç?
Ne olurdu onun da
Bacakları olaydı,
Ayakları olaydı!
Arif Nihat Asya
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnını değer . .
Biz,kısık sesleriz...minareleri,
Sen,ezansız bırakma Allahım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma Allahım!
Mahyasızdır minareler...göğü de,
Kehkeşansız bırakma Allahım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allahım!
Bize güç ver...cihad meydanını,
Pehlivansız bırakma Allahım!
Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma Allah'ım!
Bilelim hasma karşı koymasını,
Bizi cansız bırakma Allah'ım!
Yarının yollarında yılları da,
Ramazansız bırakma Allah'ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah'ım!
Bizi sen sevgisiz,susuz,havasız;
Ve vatansız bırakma Allah'ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah'ım!
Arif Nihat Asya
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnını değer . .
Fetih Marsi
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektirilen, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle sûrun dişleri sökülecek!
Yürü; hâlâ ne diye oyunda, oynaştasın?
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden
Senin de destanını okuyalım ezberden
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden
Elde sensin, dilde sen; gönüldesin, baştasın
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
Yüzüne çarpmak gerek zamânenin fendini!
Göster: kabaran sular nasıl yıkar bendini!
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini!
Şu kırık âbideyi yükseltecek taştasın;
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın
Bu kitaplar Fâtih'tir, Selim'dir, Süleyman'dır;
Şu mihrab Sinânüddin, şu minâre Sinân'dır;
Haydi, artık uyuyan destanını uyandır!
Bilmem, neden gündelik işlerle telâştasın
Kızım, sen de Fâtihler doğuracak yaştasın!
Delikanlım! işaret aldığın gün atandan!
Yürüyeceksin! Millet yürüyecek arkandan!
Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan'dan!
Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın
Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın?
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
Arif Nihat Asya
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnını değer . .
Fırat
Şu mavi dağların uzaklarında
Bir akar suyun adıdır 'Fırat'
Ve sevdiğim çocuğun dudaklarında
Sevdiğim bir türkünün adı...
Türkünün tadına karışır
Söyliyen dudakların tadı.
Ey beyaz çocuk, sarışın çocuk,
Dilinde her şey güzelleşen
Cana yakın çocuk...
Kızım, kardeşim...
Günler, geceler ötesi,
Gelirse beklediğim
Masal gecesi;
Şu fani dünyada her murad olsun
Ve senden doğacak kızımın
Adı 'Fırat' olsun!
Arif Nihat Asya
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnını değer . .
Güzellik
Hastalık, sevgisizlik, öksüzlük...
Neler geçirdim ben!
Çıkabilseydi bir, 'güzel' diyecek
Güzelleşirdim ben!
Arif Nihat Asya
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnını değer . .
Gericilik
Tarihlere,destanlara yol bulabilsem
Hiç durmadan düşünmeden geri giderim...
Buna şaşma ki geçmişte yaşamayı ben,
Gelecekte yaşamaya tercih ederim.
Arif Nihat Asya
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnını değer . .
Hisse
Onlar, almakta parsadan hisse...
Bize kalmakta kıssadan hisse!
Arif Nihat Asya
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnını değer . .
ikizler
Biz böyle bir gün için gelişmiş ikizleriz;
Boyundan öpme çürür, öpülecek bizleriz...
Arif Nihat Asya
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnını değer . .
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)