Hayat Bekle Beni! Şu andan itibaren yanındayım ve hiç olmadığım kadar mutlu olmaya kararlıyım.
Çok hızlı yaşarsın, yavaş git derler.
Yavaş yaşarsın, ölü gibisin derler.
Orta halli yaşarsın, monotonsun derler.
Gülersin, ne gülüyor bu deli gibi derler.
Ağlarsın, bunalım derler.
Susar dinlersin,dilini mi yuttun derler.
Konuşursun, sus bi artık derler.
Çalışırsın, amele derler.
Yatarsın, beleşçi derler.
Kısacası derler de derler...
İnsanı candan ederler.
Sonra anlarsın ki gelmiyor artık geriye geçen günler.
Ona buna kulak vermeye bir son ver,
Yoksa onun bunun lafına baktı böyle oldu derler...
Aynı şarkıyı arka arkaya dinleme manyaklığı olan,
sabah suyu yüzüne çarparken suyun bileklerden dirseklerine akmasına sinir olan,
buzdolabını açıp boş boş baktıktan sonra kapayan,
kulağında mp3 ile gezerken klip tadında yürüyen,
ellerini,ayaklarını bir türlü ısıtamayan,
çift bölmeli çakmakta her iki tarafta gaz seviyesini dengeleme ihtiyacı duyan,
girdiği kapalı bir mekanda ilk önce çıkış kapısının nerede olduğunu arayan,
masaya oturduğu zaman ilk olarak bacak bacak üstüne attığında ayaklarının kimseyi rahatsız etmeyeceği bir pozisyonu arayan,
küçükken radyodan kaset dolduran ,
milimetrelik iki eli birden doluyken elektrik düğmesini burnuyla açıp kapayan,
otobüsü kaçırınca gurur yapıp arkasından koşmayan,
yere para düşürürse yanlış anlaşılır diye eğilip akmayan,
eşşek kadar kızların 3 yaşındaki kızlar garip bir çocuk konuşmasıyla şımarıklık yapmalarına sinir olan,
yolda giderken kaldırımdaki karo taşların çizgilerine basmamaya özen gösteren,
bahar yağmurlarında çıplak ayakla sokaklara fırlayıp ıslanmaktan büyük keyif alana,
sadece gülünmemesi gereken yerde gelen gülme krizinin verdiği haz ve acıyı birçok kez yaşamış olan,
bir türlü insanlara güvenmemesi gerekirken her defasında aynı hataya düşen,
kazanmışlıkları ve kaybettikleriyle güçlenen,
hayatı sil baştan yaşamayı seçen
'' koca dünyanın bir nedeni de ben olayım'' diyen bir insanım ben...
Bunları neden mi yazdım?
Bilmem....
Adımı bildiğiniz kadar,hikayemi de bilin istedim belki...
En iyi değilim,
en kötü de.
En cömert değilim,
en cimri de.
En kibirli değilim,
en mütevazı da.
Hiç kimseyi kandırmamış değilim,
herkesi aldatmış da.
Kimseyi yarı yolda bırakmamış değilim,
herkesi satmış da.
Hep iyiliğimden kaybetmiş değilim,
kötülük yapa yapa kazanmış da.
Çok başarılı olduğum günler de oldu,
dibe vurduğum da.
Sevgi dolu değilim,
nefret dolu da.
Barışçıyım,
biraz da savaşçı.
Biraz güçlüyüm,
biraz zayıf.
Biraz iyiyim,
biraz kötü.
İyi, kötü…
İnsanım sadece…
SUSKUN SANIYORLAR BENİ; değilim.
Anlaşılmadığım ve anlamadığım bir dünyada kelimelere küsüm sadece.
YALNIZ SANIYORLAR BENİ; değilim,
kimsenin kalabalığı olmadım ve kimseyide kalabalık edemem bundan sonra dünyamda, bu da benim tercihim.
AŞIK SANIYORLAR BENİ; değilim,
Sadece ara ara sırtımda bir el,yaslanabileceğim bir omuz arıyorum.
KAHRAMAN SANIYORLAR BENİ; değilim,
Sadece hayata karşı, hayatın silahlarıyla kendimi koruyorum.
GÜVENSİZ SANIYORLAR BENİ; değilim.
Sadece kendi içimde kendime göre bir dengem var, ve bir daha kırılırsam toparlanamama endişesi taşıyor yüreğim.
Bu yüzden şimdilik sadece kendime güveniyorum.
Benim anlamakta zorlandığım bir dünyada, beni anlamalarını zaten beklemiyorum...
BEN BÖYLE İYİYİM...!
Sorularım mı çoğaldı bu aralar, kendime mi cevapsız kaldım bilmiyorum……
İğne deliğinden geçiyormuş gibi zaman, ağır aksak
ve ben
pür telaş koşuşturmacalarda dikmişim gözlerimi olacakları bekliyorum.
Onca gayretime rağmen o kadar kaybediyorum ki bu aralar,
beni,zamanı,yeri,insanları…..
bana bile fazla gelen bir sessizlikte, artık denemekten vazgeçtiğimi sandığım yollardan tekrar başa geri dönüyorum.
Yalnızlığım mı ağır geldi bu aralar, kendime mi yetmez oldum bilmiyorum…..
Suspus oturup kalmışım yaşamın kıyısında bir yerlerde,
elimde sararmış eski zaman fotoğraflarından oluşmuş bir albüm.
Küçük küçük ölümler birikmiş belleğimde
Ve büyük büyük yaralar yüreğimde…
Bu kargaşanın ortasında hayat tutunuyorum,
Hayatın ortasında kargaşayaç
İkisi de dalgalı ve soğuk bu aralar...
Sahi,ben en çok hangisinde boğuluyorum?..........
Korkmuyorum artık hiçbir şeyden…..
Bahçedeki erik ağacının bu yıl meyve vermemesinden,
Yazın hiç gelmeyeceğinden,
Dışarıda saatte 90km.hızla esen rüzgardan,
Yaslandığım duvarların,
Ağladığım omuzların güvenilirliğinden,
Korkmuyorum hiçbir şeyden,…….
Zorlukların hiç bitmeyeceğinden,
Hayatın bana hiç gülmeyeceğinden,
Vuslatın gelmeyeceğinden,
Cebime aldıklarımın geride bıraktıklarıma değip değmeyeceğinden,
Korkmuyorum artık hiçbir şeyden…….
Sadece neye,kime,nasıl bir geleceğe doğru götürüldüğümü bilmek istiyorum
Başka bir kadın olmak istedi bir gün o…….
Yoruldu rolünden……
İçindeki diz çökmüş,kırılgan çocuğu herkesin yüzüne vurmak istedi,
Kırılgan küçük bir kız çocuğuydu aslında o,
Yüreği cam kırığı,
Bütün duygulardan önce öğretmişlerdi ayrılığı,yalnızlığı,
‘’Azı karar olmamıştı’’ hiç sevmeleri’’hep çoğu zarar’’kadar sevmişti.
Saldırgan demişlerdi ona,
Soğuk demişlerdi,
Ürküyorlardı gözündeki ateşten,dilindeki zehirden,
Ürküyorlardı gözü kara cesaretinden,gücünden.
Kazıdı üzerindeki katmanları,kırdı sert kabuğunu,
‘’İşte asıl ben buyum’’dedi.
Görsünler artık istedi onun da ağlayabildiğini,
Zayıflığını,
Aşık olabildiğini,
Terk edilebildiğini,
Acı çekebildiğini,
Kendi dışında,binlerce kere gözlemlediği kadınlardan biri olmak istedi,aralarına karışıp kaybolmak,
İnanmadılar.
’’Bu günler de geçer,normale dönersin yine ‘’ dediler,
Halbuki onların normali onun anormaliydi,
Anlamadılar,
Öldürdü bir kez daha o kırılgan çocuğu,
İçine diz çöktü yine………
Ta ki bütün katillerin yaptığı gibi tekrar suç mahalline geri döneceği güne kadar
Hayat kafama vura vura öğretti bana sonunda:
aynada gördüğüm yabancıyla uzlaşmayı,
içimdeki ben'e başkaldırmayı,onu yok sayıp hayata devam etmeyi,
kendime tahammül edebilmeyi,
çarklara balıklama atlayıp egolarımı törpülemeyi,yanlışlara karşı bilenmeyi,
önce düşünmeyi sonra düşünceleri kalıplar içine sıkıştırmaya çalışmayı,
kendi biyografime sığdıramadığım biriktirdiklerimle standart bir biyografi olmayı,
yaşanan bazı anların zihinleri dağladığını,ömür boyu bir mühür gibi taşınacağını,
sevilmeden sevmeyi,
sevilip de sevememeyi,
hiç bir şeyin geldiği gibi gitmediğini,
içimdeki dinmez yaşam ağrısıyla kendi uçurumlarımın kenarında dimdik ayakta durabilmeyi,
tarihin tekerrür olduğunu,
doğumun hayatın bitmeye başladığı ilk an olduğunu ve onun mutlu veya mutsuz geçmesinin sadece senin elinde olduğunu,
sevdiklerini zamanı geldiğinde bilinmezliklere uğurlayıp bununla yaşayabilmeyi,
düştüğümde yeniden hayal kurabilmek için tekrar tekrar minnacık umutlar bulabilmeyi,
Ve kafama vura vura öğretti sonunda,
Tanrı'nın en büyük yazar olduğunu ve hepimizin onun yazdığı romanın kahramanları olduğumuzu
Yoruldum bu aralar yine kendimden,aynadaki görüntümle bile küstüm.
Başka bir ben arıyorum içimde şimdi,
O ben ,daha az düşünsün,daha az konuşsun istiyorum,daha güzel ve sevinçli baksın gözleri,heyecanla karşılasın gelen günleri,
unutabilsin arada bir,bitkin düşmesin yaşamaktan,herkes gibi olmaya çalışmaktan,
az da olsa gülsün aynadaki yansıması,didişmesin yaşamın sert kurallarıyla,olduğu gibi kabul edebilsin her şeyi,
geçmişin anıları,geleceğin soruları olmasın beyninde,
geriye bakıp gitmiş olanları hatırladığında gidecek olanları da düşünüp korkmasın şimdiden,
kimse için üzülmesin,kimse onun için üzülmesin,
kimseye yalan söylemesin,kimse ona yalan söylemesin,
günahlar,özlemler,hayata geçirilememiş çılgınlıklar,kavgalar olmasın içinde,
ruhu bedenine dar gelmesin,
ölümler,ihanetler,kederler,kurulamamış cümleler,yaşanamamış aşklar olmasın hayatında,
dışında olup bitenler onu bu derece etkilemesin,
üç maymun olsun,görmesin,duymasın,konuşmasın,
birileri çok sevsin onu,o da birilerini
Yani o ben………
Ve mutlu olsun
Şu anda 30 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 30 misafir)