Herkes geçer diyor, geçer mi ?
Herkes ne bilir acımı.
Herkes ne bilsin acımızı.
Yaşar gibi yapmaktan, özlemez gibi yapmaktan, iyiymiş gibi yapmaktan, nefes alıp onu içimde tutmaktan, o nefeste boğulmaktan sıkıldım.
Herkes geçer diyor, geçer mi ?
Herkes ne bilir acımı.
Herkes ne bilsin acımızı.
Yaşar gibi yapmaktan, özlemez gibi yapmaktan, iyiymiş gibi yapmaktan, nefes alıp onu içimde tutmaktan, o nefeste boğulmaktan sıkıldım.
"Başka insanlardan üstün olmanın asil bir tarafı yoktur. Asıl asalet önceki yaşamında olduğundan üstün biri haline gelmekte yatar."
Bu hayatta şunu öğrendim;
Ne olursa olsun oluruna bırakacaksın.
Fazla düşünmek,
Fazla sevmek,
Fazla önemsemek her zaman seni yaralar ve yıpratır.
Ne kadar az düşünüp, umursamaz davranırsan o kadar güçlüsün.
Ve duygularını ne kadar az belli edersen o kadar değerlisin.
Gittiysen hiç nedensiz..
Sorgulamam..
Sana neden diye sormam..
Bittiyse ve istenmiyorsam yüreğinde,
Yansada liğme liğme olsada yüreğim,
Kırılsada kalemim,
Tükensede mürekkebim lafını dahi etmem..
Bilirim kulağına gelir her halim..
Oyüzden güçlü görülsede her halim içten içe ölürüm...
Öyle işte
“Kimseyle konuşmuyorum.
Böyle daha iyi oluyor sanki.
Bir anlamı olduğundan değil.
Konuşamadığımdan da değil.
Canım istemiyor sadece.
Aslında canım isterse bir saksı bitkisiyle hava durumu hakkında bile konuşabilirim.
Ama hiç canım istemiyor işte.
Sahiden de hiçbir şey söylemeden susarsam ne demek istediğim anlaşılabilir mi ki?”
Nasıl olurdu acaba , umursamadan yaşamak hayatı.
Dalga geçmek...
Takmamak kafaya hiç bir şeyi.
Gülmek kahkahalarla katılırcasına , gözlerden yaşlar gelircesine...
Hayatı bayram tadında yaşamak , dünya ve minare tadında...
Kimse uğraşsada üzemese beni...
Bir şekilde cezalandırılsalar üzmeye çalışanlar...
Masallardaki gibi.
Cezalarını çekerlerken görebilsem hepsini tek tek.
Nasıl keyifli olurdu....
Okuma yazma öğrenirken yirmidokuz harfi ileride bu kadar kapsamlı kullanılabileceğim aklıma gelmemişti,
Mutluluk , hüzün , şaşkınlık , çaresizlıik ve daha bir çoğu,
Her harfde ince ince duygularımı işleyeceğim aklıma gelmezdi.
Bazen yanyana gelen harflerin beni sular seller gibi ağlatacağını yada kahkahalara boğulacağımı...
Alfabedeki bazı harflerin yan yana geldiğinde benim vazgeçilmezim olacağı ve beni en derinden yaralayacağı...
Yirmidokuz harfle neler yapılacağı...
Neler ifade edeceği...
Hiç aklıma gelmemişti harflerle yeni tanıştığımda...
İçimde çılgınlar gibi yazma isteği...
Yazılanlar sadece sana.
Neler yaptım?
Neler yapabilirim daha?
Bekle ve gör.
Yazacağım son nefesime kadar...
Şımarık ve haylaz bir ruhum vardı,
Seni tanıyana kadar.
Beni sevmen hoşuma gitmişti ilk başlarda.
Ben beni sevmeni sevmiştim , o kadardı.
Ötesi yoktu...
Böylesine bir vurgun imkansızdı benim için.
Şimdi kalbinin duvarlarına çarpa çarpa yaşıyorum.
Belkide seni senden çok seviyorum.
Sonbaharda çiçek açmaya çalışan bir ağaç gibiydim...
Mümkünmüydü?
Yalancı bir güneştin belkide beni aldatan.
O nedenle mümkündü.
Ama soğuk gecelere dayanamamıştı çiçeklerim dökülmüştü...
Şimdi işler tersine döndü , roller değişti.
Benim oldukça tedirgin ve bir o kadar dingin ,
Senin bir o kadar şımarık ve haylaz bir ruhun oldu.
İçime canı sıkılmış bir asi kaçtı bugün.
Oynadı benimle bütün gün...
Kalp kırdım belkide , ama haklıydım kendimce.
Düşününce yapılan konuşmaları , karşı tarafta haklıydı belkide.
İçime kaçan bu asi ile nasıl baş edecektim , eğitebilecekmiydim acaba?
İtaat edecekmiydi bana , kölesi mi olacaktım yoksa?
Yönetecekmiydi beni bugün olduğu gibi?
Savaşacakmıydı benimle bıkmadan , usanmadan...
Zaten bir ucundan yakalamışım paramparça hayatı,
Uzaktan sevmek verilmiş bir cezamıydı ?
İçimdeki asi çekip gidecekmiydi bir gün bu güçsüz bedenden?
Eski sakin , huzurlu günlerime dönebilecekmiyim?
Olaylara daha sakin bakabilecekmiyim?
Mantıklı düşünüp yine kahkahalar atabilecekmiyim?
Çık git bu bedenden sana söylüyorum ,sevmedim seni ben.
Eski beni istiyorum...
Şu anda 32 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 32 misafir)