Yaz aylarında artan buharlaşmayla birlikte göz kuruluğu şikayetleri artıyor. Kış aylarında %41 sıklıkta görülen göz kuruluğuna rastlama oranı yaz aylarında %59’a yükseliyor. Gününün büyük çoğunluğu klimalı ortamda geçirenler için göz kuruluğu daha da büyük bir risk oluşturuyor. Özellikle ofis çalışanlarında, menopoz sonrası kadınlarda gözlerinde sık sık yanma, batma, yabancı cisim hissi ve bulanıklık gibi şikayetlere rastlanıyor. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Eğrilmez, göz kuruluğunun yaşam kalitesini belirgin biçimde etkileyen bir göz yüzeyi sorunu olduğunu ifade ediyor.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Eğrilmez, “klimalar, ortamdaki nemli havayı çeken, soğuk kuru hava üfleyen sistemlerdir, ortamın kurumasına neden olarak gözyaşının buharlaşmasını hızlandırır, kuru göze yol açarlar. Gözyaşı, gözün sağlıklı kalmasını ve göz kırpma hareketini yaparken rahat hissetmemizi sağlar. Bazı insanlarda gözyaşı üretimi azalır veya üretilen gözyaşı kalitesinde bozulma meydana gelir. Bu durumda ortaya çıkan rahatsızlık Kuru Göz olarak bilinir. Yaygın olmasına karşın Göz Kuruluğu çok sayıda insanı etkileyen fakat en az bilinen göz rahatsızlıkları arasındadır. Birçok kişi, göz kuruluğu belirtilerini yanlış olarak alerjilerle, iklim koşullarıyla ya da basitçe göz zorlanmasıyla açıklar. Bunların hepsi göz kuruluğu belirtilerini şiddetlendirebilmekle birlikte, asıl neden bunlar değildir” diyor.
Göz kuruluğu nasıl tedavi edilir?
Toz, Duman, kimyasallar ve klima en önemli risk faktörleri. Eksik olan gözyaşı suni gözyaşları tarafından tamamlanabilmektedir. Bununla birlikte bulunduğunuz ortam nemli tutulmalı, sıcak ortamlardan kaçınmalı, sigara dumanından uzak durulmalıdır.
Göz doktoruna giderek göz kuruluğunun sebebinin anlaşılabileceğini ifade eden Prof. Dr. Sait Eğrilmez, “çeşitli önerilerle hastaların yaşam kalitelerinde çok ciddi düzelmeler sağlamak mümkün” diyerek etken olan sebebe göre alınabilecek önlemleri şöyle sıralıyor:
1. Klimanın üfleme yönü kesinlikle yüzümüze doğru olmamalıdır.
2. Gözde yağ bezlerinde bir sorun varsa, ona yönelik tedavi verilmeli, yapım eksikse yapay gözyaşı desteği verilmelidir.
3. Koyu renkli balıklarla beslenenlerde göz kuruluğu daha azdır. Bu nedenle Omega-3 yönünden zengin beslenmeliyiz.
4. Bilgisayar karşısında 20 dakikada bir 20 saniyelik molalar, 45 dakikada bir 15 dakikalık molalar vermeliyiz.
5. Kontak lens kullananlar ve refraktif ameliyat geçirenlerde yanma-batma olmaksızın, görme kalitesinde bozulma ve kızarıklıklar olabilir. Yapay gözyaşı damlatarak bunu engelleyebiliriz.
6. Uyuduğumuz oda nemli olmalı. Ayrıca uçuş kabinlerinde nem oranı son derece düşüktür. Uçağa bindiğinizde yapay gözyaşı damlatmak gözü rahatlatır.