Acaba sarımsaklasak da mı saklasak samanı,
Sarımsaklamasak da mı gelir zamanı,
Sarımsaklamasak da gelirse zamanı,
Niye sarımsaklayalım o zaman samanı.
Adem madene gitmiş. Adem madende badem yemiş.
Madem ki Adem madende badem yemiş, niye bize getirmemiş.
Al bu takatukaları takatukacıya takatukalattırmaya .götür, eğer takatukaları takatukacı
takatukalatmazsa takatukaları taktukacıya takatukalattırmadan getir.
Aliş'le Memiş mahkemeye gitmiş, mahkemede mahkemeleşmişler mi mahkemeleşmemişler mi?
Be birader buraya bak, başı bereli burma bıyıklı bastı bacak bayan berberiyle bizim Bedri bey
birlikte bir pirinci birinci buluşta birbirine dizip Bursa pazarına indi.
Bir berber bir berbere "Bre berber, gel birader, biz beraber Berberistan'da bir berber dükkanı
açalım." demiş.
Bir pirinci birinci buluşta bir inci gibi birbirine bağlayıp, Perlepe berberi bastıbacak Bedri ile
beraber Balıkesir pazarına parasız giden bu paytak budala, babası topal Badi'den biberli bir papara
yedi.
Bu çorbayı nanelemeli mi de yemeli, nanelememeli mi de yemeli?
Bu ekşi eski ekşi.
Bu mumcunun mumu umumumuzun mumudur.
Bu pikap, şu pikap, o pikap.
Cüce çinici Celali Hoca gizlice marpuççular içindeki züccaciyecilere gidip içi Çince yazılı cicili
bicili cam çubukları cepceğizine indirmiş.
Çatalca'da başı çıbanlı topal çoban, çatal sapan yapar satar.
Değirmene girdi köpek, değirmenci vurdu kötek; hem kötek yedi köpek, hem kepek yedi köpek.
Dört deryanın deresini dört dergahın derbendine devrederlerse, dört deryadan dört dert, dört
dergahtan dört dev çıkar.
El alem ala dana aldı aladanalandı da biz bir ala dana alıp aladanalanamadık.
Eller bazlamalandı da, biz bazlamalanamadık.
Gökten bir damla düştü, şıp benim alnıma, şıp anamın alnına, şıp benim alnıma, şıp anamın alnına...
İki kel kör kirpinin yırtık kürkünü dişi kel kör kirpinin yırtık kürküne eklemişler.
İndim dereye sarul seke teke çepiç tek otlarlar.
Dedim niçin sarul seke teke çepiç tek otlarsınız?
Dedi bizim sorumuz sopumuz torumuz topumuz sarul seke teke çepiç tek otlarlar.
İt iti itti, bit iti itti, it biti itti. Bit gitti, it gitti. İtti, bitti, gitti.
Kartal kalkar dal sarkar, dal sarkar kartal kalkar.
Kırk küp, kırkının da kulpu kırık küp.
Kırk kanatlılardan Kırklarelili kırkayak kıkırdayarak kırık kırak yerken kırık kanadına kırıntılar
döküldü.
Sizin damda var beş boz başlı beş boz ördek, bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek. Sizin
damdaki beş boz başlı beş boz ördek; bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe: "Siz de bizim
gibi beş boz başlı beş boz ördeksiniz." demiş.
Şemsipaşa Pasajı'nda sesi büzüşesiceler.
Şu duvarı badanalamalı mı badanalamamalı mı?
Şu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, ortada su şişesi.
Şu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak sarımsaklamasak da mı saklasak.
Tomarzalı topal Şaban, yapar çatar satar saban.
Üç tunç tas has hoş hoşaf.
Üstü üç taslı taç saplı üç tunç tası çaldıran mı çabuk çıldırır,
yoksa iç içe yüz ton saç kaplı çanı kaldıran mı çabuk çıldırır.