Kimi eski sevgili saten kumaşlarla, kurdelelerle süslenmiş düğün sandalyesi gibidir, örtüsünü kaldırdığında altından plastik sandalye çıkacağı gerçeğini görmezden geldiğin.
Kimi eski sevgili aşk filmlerindeki gerçeküstü mükemmel adamlar gibidir, hiçbir ortak noktaları olmadığı halde yine de ısrarla benzetmek istediğin.
Kimi eski sevgili en sevdiğin romantik komedi filmin gibidir, hiçbir şey bulamadığında kendini neşelendirmek için oturup baştan izlediğin, ama replikleri ezbere söyledikçe sıkılıp, sonunu getiremediğin.
Kimi eski sevgili dandik korku filmleri gibidir, katilin kim olduğunu baştan beri bildiğin halde, sırf haklıymışım işte demek için sonuna kadar izleyip, vakit kaybettiğin.
Kimi eski sevgili bir hevesle beğenip de aldığın işe yaramaz biblolar gibidir, önce salonda en güzel yere koyduğun, kırılır diye gözünün içine baktığın, sonra mobilyalarınla uyum sağlamıyor diye rafa kaldırdığın, kalabalık etmeye başladıkça çekmeceye tıktığın, günün birinde de eski gazetelerle birlikte çöpe atıp, ben bunu hangi akla hizmet almışım ki diye kendine kızdığın.
Kimi eski sevgili televizyon karşısındaki üçlü koltuk gibidir, eski ama rahat pijamalarınla kaygısızca uzanabildiğin, kollarında güzel düşler görüp, zamanı kaybettiğin, hani şu sabaha karşı aydığında gözü yarı kapalı kaçıp gittiğin, bir daha sen(d)/(l)e uyumak mı asla deyip, ilk yılgınlık hissinde kendini yine yanında buluverdiğin.
Kimi eski sevgili düğmeleri kapanmayan kot pantolonun gibidir, modası geçmiş, bir gün zayıflayacağın ya da yeniden moda olacağı yanılsamasından atmaya kıyamadığın ama bir türlü üstüne olmayan, olsa bile bir an önce üstünden çıkarma hissi uyandıran.
Kimi eski sevgili naneli sakız gibidir, çiğnemeye başladığında aromasıyla seni mutlandıran, vaktinden çok ağzında tuttuğunda çeneni yoran, çıkarıp attığındaysa ayakkabının altına yapışan.
Kimi eski sevgili bozuk bir kumanda gibidir, sen kanal değiştirmeye yeltendikçe sesini yükselten, yanlışlıkla kanal değiştirebildiğinde ise reklama giren.
Kimi eski sevgili bir daha binmeye tövbe ettiğin ama unutup yeniden bindiğin Lunapark’taki Kamikaze gibidir, seni baş aşağıya çevirdiğinde adrenalinini yükselten, indiğin vakit mideni ağzına getiren.
Kimi eski sevgili beş liraya satılan dandik şemsiyeler gibidir, ikinci kullanımda kendine hayrı olmayan, yağmur altında uğraşırken seni daha da ıslatan.
Kimi eski sevgili adi pop parçaları gibidir, sözünün mü, bestesinin mi, yorumunun mu daha kötü olduğuna karar veremediğin, farkında olmadan sağda solda duyup, bir boş anında ezbere söylediğinde kendinden nefret ettiğin.
Kimi eski sevgili her fasılda istek parçanı söylerken uda, kemana eşlik ederken kendi sesini dünyanın en güzel ezgisine benzettiğin, o şarkının kesinlikle onun için yazılmış olduğuna yeniden kanaat getirdiğin.
Kimi eski sevgili köşe kapmacada gizli bir köşe, kimisi körebede seni gözü kapalı bulan ebe, kimi ortada sıçan, kimi çanak çömlek kıran, kimi sek sek, kimi yerden yüksek, kimisi ise uzun eşek.