Erkekler sevgi konusunda kadınlar gibi değildirler. Onlar sevilip sevilmedikleri ile pek ilgilenmezler. Kendilerinin seviyor olmaları yeterlidir.

Kadın ise sevmekten çok, sevilmek ve sevildiğini bilmekten mutlu olurken, onlar sevilip sevilmediklerine bakmaksızın, sevdiklerine sahip olmak ve öylece mutlu olmak isterler. Hedefleri, sevdikleri ile birlikte olmaktır.

Bir delikanlı kızı sevdiğinde, çoğu zaman; “Sen de beni sever misin?” diye sormaz.

Halbuki bir kadın için, bir erkeği sevmek yetmez, onun da kendisini sevmesini ve bunu kendisine söylemesini arzular.

Hiçbir kadın, kendisini sevdiğinden emin olmadığı bir erkeğin yanında mutlu olamaz, onu eşi olarak da görmek istemez.

Kadın için, “sevildiğini bilme ihtiyacı” evlendikten sonra da devam eder ve kocalarına; sık sık; “Bana, beni sevdiğini söyle!” derlerken, erkeğin buna benzer bir soru sorduğu görülmez.

“Yıllardır senin ağzından bir sevgi sözcüğü duymadım; bana, en son ne zaman beni sevdiğini söyledin?” diye sitem eden kadınlar çoktur.

Eğer bir kadın, bunu kocasından istemiyorsa çok aşağılanmış, kırılmış, eşinden soğumuş ve artık kendisi için onun sevgisinin bir önemi kalmamıştır.

Erkeğin ise, birini sevip sevmediğini, kendisinin biliyor olması yeterlidir. Bundan ötesi anlamsızdır. Bu sebeple, bir erkek, eşine; “beni seviyor musun?” diye sormaz. Onun böyle bir ihtiyacı yoktur. Bu onun için çok saçma bir soru olur. Çünkü erkekte sevgi tek yönlüdür. Seviyor olması ve sevdiğine kavuşması kendisini mutlu hissetmesi için yeterlidir.