Doğum tarihi kesin olarak bilinmiyor. 1494-1495 yılları sanılıyor. Asıl adı Mehmed, lakabı Bekar Memi. Vardar Yenicesi’nden. Genç yaşta şiir yazmaya başladı. İstanbul’a gelip kalenderi oldu. Tasavvufu Baba Ali Mest-i Acem’den öğrendi. Yüksek eğitim görmedi. Ama şiire olan yeteneğiyle kısa sürede şöhrete ulaştı. Kanuni Sultan Süleyman’ın himayesine girdi. Öyle ki döneminin şairleri Kanuni’nin Hayalî’ye olan ilgisini kıskandı. Aşık Çelebi, Hayalî için, "Padişah avucundan yemini yiyen ve onun kolunda gezen bir şahin" ifadesini kullandı. Kendisine 100 bin akçeden fazla zeamet verilmesini de yine dödeminin şairlerinden Taşlıcalı Yahya eleştirdi. 1557’de Edirne’de yaşamını yitirdi. Bâkî’nin çıkışına kadar döneminin en büyük şairi sayıldı. İç zenginliği, kalender yapısı, kayıtsız yaşayışı ve sadeliğiyle özellikle gazel türüne yeni bir hava ve ses getirdi.
GAZEL
Cihân-ârâ cihân içindedür arayıbilmezler
O mâhîler ki deryâ içredür deryâyı bilmezler
Harâbat ehline dûzah azâbın anma ey zâhid
Ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-ı ferdâyı bilmezler
Şafak-gûn kan içinde dâgını seyr etse âşıklar
Güneşde zerre görmezler felekde ayı bilmezler
Hamîde kadlerine rişte-i eşki takub bunlar
Atarlar tîr-i maksûdu nedendür yayı bilmezler
Hayalî fakr şâlına çekenler cism-i uryânı
Anunla fahr ederler atlas ü dîbâyı bilmezler
GAZEL
Dimen Mecnûn’a fenn-i aşkı tekmîl itdi kâmildür
Benüm yanumda ol dîvâne bilmez nesne câhildür
Anunçün habs ider peykânunı dil ey kemân-ebrû
Ki ol bir kâfir-i bî-dîn elinden geldi bir dildür
Gönül uslu isen ol vâlih ü şeydâsı bir hûbun
Şu kim dîvânesidür bir perînün rind ü âkıldür
Dögünsem n’ola taşlarla bugün ol Yûsuf-i hüsnün
Kefine kim direm korsa terâzu-vâr mâildür
Hayâlî rûze-i gamda hilâle döndügi bu kim
Senün îd-i cemâlün görmedi ey mâh bir yıldur
GAZEL
Âyine her gün koyar dil-dârı tenhâ koynuna
Nâz ile Yûsuf girür gûyâ Züleyhâ koynuna
Çıkmadu yârun lebi fikri dil-i ağyârdan
Aldı ol lâ’li dirîgaa seng-i hârâ koynuna
Râh-ı gül-zâr-ı vefâda cismini eden gubâr
Rûzigâr ile girür bi verd-i ra’nâ koynuna
Dâmenine seng alub kûh-sâr ceng etmek diler
Koyduguyçün makdemün nakşını sahrâ koynuna
Nice göz yaşı Hayâlî aşk içinde oldu mahv
Girdiler ırmaglar gûyâ ki deryâ koynuna