1898 'de İstanbul'da doğdu. Babası, Orman ve Maadin Nezareti memurlarından, Süleyman Nazif Beydir. İlk ve orta öğretimini Bakırköy Rüştiyesi ile Hadika-i Meşverette yaptıktan sonra Tıp Fakültesine girdi ise de, bitirmeden ayrılarak, gazeteciliğe başladı. Bu sırada şiirlerde yazıyordu. İlk şiiri 1915 de, ilk şiir kitabı "Şarkın Sultanları" da 1918 de çıktı. Şarkın Sultanları şiirinden bir bölüme yer verelim.


Bütün eşyaya hazan indi. Sular dermansız.
Şimdi bir gölgeyi bekler, gezerim ben yalnız...
Solgun arzın deliyor kalbini matemli bir ok,
Gök bulutlandı... Boş evler zira yok, ses yok.
Mavi bir sis çiziyor bahçeler üstünde sabah,
Geziyor gölgeli sahilde hazin bir seyyah.
(Şarkın sultanları)


Beğenilen ve çok verimli olan şair, bir yıl sonra, ikinci şiir kitabı olan "Dinle Neyden" (1919) i yayımladı. Bunu, aynı yıl "Gönülden Gönüle (1919)" takip etti. 1912 de Kayseri lisesine edebiyat öğretmeni oldu. Böylece genç şair, İstanbul'dan ayrılıp Anadolu'ya geçmiş ve Milli Mücadelenin canlı havasına girmiş bulunuyordu. "Han Duvarları" gibi çok başarılı ve çok sevilmiş manzumeler ve Anadolu köylüsünün ızdıraplarını tiyatro edebiyatımızda ilk defa dile getiren ve kuvvetli bir realizm-lirizm kompozisyonu taşıyan "Canavar" (1924-1926 1944-1965), bu yılların mahsulleridir. 1924 de, Kayseri'den Ankara İlk Öğretim Okulu edebiyat öğretmenliğine geçti. 1932 ye kadar kaldığı Ankara'da, yeni kurulmakta olan Türkiye'nin büyük dinamizmi içinde yaşadı. 1926 da "Çoban çeşmesi", 1928 de de "Suda Halkalar" adlı şiir kitaplarını neşretti.


ÇOBAN ÇEŞMESİ
Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,
Ey suyun sesinden anlayan bağlar,
Ne söyler şu dağa Çoban Çeşmesi?


Gönlünü Şirin'in aşkı sarınca
Yol almış hayatın ufuklarında
O hızla dağları Ferhat yarınca
Başlamış ağlamaya Çoban çeşmesi...
...
Vefasız Aslı'ya yol gösteren bu,
Kerem'in sazına cevap veren bu,
Kuruyan gözlere yaş gönderen bu...
Sızmadı toprağa Çoban çeşmesi
...
Ne şair yaş döker, ne aşıklar ağlar,
Tarihe karıştı eski sevdalar:
Beyhude seslenir beyhude çağlar
Bir sola, bir sağa Çoban çesmesi!...


1932'de öğretmenliğini Ankara'dan İstanbul'a naklederek Vefa ve Kabataş liseleri ile Amerikan Kolejinde bulundu. Aynı yıl "Akın ve Öz yurt" piyeslerini; 1933 de de Cumhuriyetin onuncu yıl dönümü marşını yazdı. Aynı yıl "Bir Ömür Böyle Geçti" isimli seçme şiirlerini yayınladı. 1933 de, Atatürk'ü canlandıran "kahraman"piyesini meydana getirdi. 1934 de basılmış şiirlerden yaptığı seçmeyi "Elimle Seçtiklerim" ismi ile yayınladı. 1936 da tek roman olan "Yıldız Yağmuru"nu yazdı. 1937 de "akarsu, 1938 de "Akıncı Türkleri" şiir kitabı takip etti. 1938 "Tatlı Sert", 1945 "Yayla Kartalı"nı neşretti. 1946 da İstanbul millet vekili seçildi. 1959 da "Heyecan ve Sükun" u yayınladı. 1960 daki hükümet darbesine kadar millet vekilliği yaptı ve yassı adaya sürüldü. Bir buçuk yıl sonra suçsuzluğu anlaşılarak serbest bırakıldı. 1967 de "Zindan Duvarları" nı, 1969 da "Han Duvarları"nı bastırmıştır.


YASSI ADA
Bilmiyor gülmeyi sakinlerin binde biri;
Bir vatan derdi birikmiş bir avuçluk karada
Kuşu hicran getirir, dalgası hüsran götürür;
Mavi bir gölde elem katrasıdır Yassıada
(Zindan Duvarları)


Şiire Birinci Dünya Savaşı yıllarında aruzla basladı. Duygu ve düşünceyle bir arada yürüten, romantik ve realist konu ve hayatları işleyen şiirleriyle kendisine yaygın bir ün sagladı.


Heceyle ilk şiirleri de gene 1918-1921 yılları dergilerinde çıktı. Hecenin Beş Şair' inden biri olarak bilindikten sonra da zaman zaman aruzla yazdı. Özellikle son şiirleri hep aruzladır.
Şair her iki vezni de ustalıkla kullanmıştır.


Savaş yıllarından sonraki şiirleri Güneş (1927), Hayat (1926-1929) ve daha yeni dergilerde çıktı; Akbaba dergisinde Çamderviren ve Deliozan adlarıyla mizah şiirleri de yazdı.
1933 yılında Anayurt adında haftalık bir sanat dergisi de çıkarmıştır.


20 yüzyılın en usta şairlerinde Faruk Nafız Çamlıbel 8 Kasim 1973 'te Akdeniz'de bir gezideyken gemidekalp yetmezliğinden vefat etmiştir.


"Faruk Nafız şiirini 1925-1935 yıllarında geniş kalabalığa götüren, bir bakışta anlaşılabilir olması, ilk okunuşta okurun dünyasıyla ilinti kurabilecek dış öğelerden yararlanmasıdır... Buna karşın, Yenilik Edebiyatımızın geçiş döneminde dili, tekniği ve romantik İstanbul'lu kişiliğiyle de olsa, Anadolu gerçegine açılması özellikleriyle dilimizin gelişme aşamasında yeri yadsınamaz.''


Faruk Nafiz Çamlıbel birinci dünya savaşı yıllarında Milli Edebiyat Hareketinin İçinde yer almıştır. Faruk Nafiz, son çıktığı bir yurt gezisinde, 8 Kasım 1973'de vapurda ölmüştür.


ŞİİR KİTAPLARI


Şarkın Sultanları (1918)
Gönülden Gönüle (1919)
Dinle Neyden (1919)
Çoban Çeşmesi (1926)
Suda Halkalar (1928)
Bir Ömür Böyle Geçti (1933)
Elimle Seçtiklerim (1934)
Akarsu (1937)
Tatlı Sert (Mizah Şiirleri, 1938)
Akıncı Türküleri (1938)
Zindan Duvarları (1962)
Han Duvarları (Seçme Şiirler, 1969)


OYUNLARI
Canavar (1925)
Akın (1932)
Özyurt(1932)
Kahraman (1933)