Her adımın acıyacak gözlerinde... yüreğine çiviler saplanacak her yürüyüşünde... ellerin yumruk yumruk kapanacak acıdan, gözlerinden demir kokan sıcak ağlamalar damlayacak; yinede durmayacaksın, durmak istemeyeceksin, yürümek zorunda hissedeceksin kalbini ve canın acıya acıya adım atacaksın o zaman... yada canını acıta acıta söküp atacaksın onu... her adımında aynı eski hatıralar ile aynı acılara ......sızılara dalıp, yüreğine kendi ellerinle çiviler saplayacaksın; çünkü her adımında, ayağının altındaki o acının yokluğunu farkedeceksin.. ve sevdiğine giden o sızılı adımlarında yürüdüğün yollarda ayağının altında hissedemediğin o acıları özleyeceksin... ve bu söküp atılan nasırlı sevdanda bu yokluk, nasıl daha büyük bir acı olarak alev alacak yüreğinde hiç anlamayacaksın...
Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasırdır... doğru... yangın yangın alevlerin içinde yanıp kıvranırken tenin yar'a bakarken, içinde ta derinlerde bilmediğin bir zirvesinden göklerin, ruhuna karların düşmesidir... ellerin cayır cayır yanarken avuçlarının üşümesidir aşk... yanan teninde üşüyen yürektir ...