Bir gün hayatınıza ummadığınız anda biri çıkar. İlk önce hafife alırsınız. Ve bu hafife aldığınız kişi ile he rgün görüşürsünüz, görüştükçe o sizde bağımlılık yapmaya başlar. Ama bunu siz fark edemezsiniz. Günler, haftalar, aylar geçer yine fark etmezsiniz. Tek fark ettiğiniz ona her geçen gün daha bir sıcak olmanız , daha da bi yakınlaşmanız olur. Öyle bir hal alır ki mutluluktan havaya uçarsınız.... Yatma saatiniz akşam 9 ise, onu tanıdıktan sonra bu saat gece 2 olur 3 olur. Ama bu durum veya uykusuzluk, yorgunluk hiç bir şey sizi ırgalamaz. Aksine yorulduğunuzda veya uykusuz kaldığınızda, onunla konuşursunuz ve bütün yorgunluklar, uykusuzluklar hatta sanki hayatın bütün dert ve meziyetleri sizden gitmiş gibi kendinizi öyle mutlu hissedersiniz ki, içiniz, içinize sığmaz. Sabahları iple çekersiniz, sabırsız olursunuz onu görmek için sesini duymak için. Sanki hayatın varlığının sebebi oymuş gibidir, sanki ömrünüz bu birliktelikle geçecek gibidir. Dünya gözünüze toz pembe görünür. Ondan ötesini yok sayarsınız.
Ama aylar veya yıllar geçtikte hayat kendisini göstermeye çalışır. Sorumlulukları ile iki tarafın hayata bakışı ile veya iki ayrı dünyanın insanı olduğunuzu dahi göstermeye başlar. Hayatı ondan öte bilmediğiniz kişide veya ondan başkasını görmeyen aşkın kör ettiği gözler yavaş yavaş açılmaya başlar. Bu kez hesaplar yapmaya başlarsınız. Evlilik üzerine, iş üzerine veya gelecek üzerine. Kurduğunuz her hesap ne yazık ki bu hayata bir türlü uymaz. Ve anlarsınız ki imkânsız olanı sevmişsiniz. Üzülürsün, ağlarsın, mutlu olursun, yeri gelir gülmeyi unutursun, yeri gelir mutluluktan havaya uçarsın ki o sırada dünyanın en mutlu insanı olabilirsin. İmkansız aşkta özlemlerin en büyüğünü sen duyarsın. Çünkü zordur. Görmen, dokunman, hissetmek çok zordur. Yeri gelir günlerce, yeri gelir aylarca, yeri gelir yıllarca göremeyebilirsin. Uzak olursun. Gün olur elini uzatsan dokunabileceksindir ama elini uzatamazsın. Çünkü adı imkansız aşktır. O dokunamamak insandan bir ömür bile alabilir. Birlikte olamayacağınızı anlarsınız, en acı olanda budur. Bu sefer sevdiğinizi başka biri ile hayal etmeye başlarsınız bu da sizi içten içe kemirmeye başlar. Hayatta ki bütün hedeflerinizi, ideallerinizi ona bağlamıştınız oysa. Yaşanılan aşk kolay değil. Sabahları iple çektiğiniz günler aklınıza gelir ve bu kez sabahlar olmasın diye dua edersiniz. Geceler hüznünüzün ortağı gibi olur. Her insanın kaldıramıyacağı bir yük vardır üstünüzde. Gece uykunuz gelmez, gündüz neşeniz olmaz Bazen çok yemek yersiniz, bazende günlerce yemezsiniz. Unutmak istersiniz çaba sarf edersiniz. Acaba başka biriyle tanışsam unuturmuyum diye içten içe söylenirsiniz. Başka biri ile tanışsanız bile onun her hareketi size batar. Çünkü siz kalbinizde olan kişinin her hareketine aşıksınız. Onun size yaptığı kötü hareketler eylemler dahi size hoş geliyordu.
Ey uğruna herşeyimi, bütün benliğimi feda edeceğim güzel bakışlı adam. Sen imkansızsın, seni sevmek delilik, seninle olmak bir hayal, seni görmek zor, dudakların ateş, gözlerin uçurum, sözleri azrail olan sevdiğim. Biz gerçek aşkı bütün dünyada nadir yaşayanlardanız .Seni sevmek, seninle olmak bir lütuf. Aşkımızın üzerine yemin ederim ki sen benim olacaksın, dersiniz.
Ama nafile. Derdinizi anlatacak dost ararsınız bulamazsınız. Bulsanız da sizi anlayan olmaz. Ne onunla olursunuz, ne de onsuz olursunuz. Sürünür gidersiniz...