Seninle ne kadar mesafe olursa olsun aramızda Hep Dua'larımdasın Ve Her Zaman Allah'a Emanet Ettiğimsin.
Seninle ne kadar mesafe olursa olsun aramızda Hep Dua'larımdasın Ve Her Zaman Allah'a Emanet Ettiğimsin.
Küçük bir görüştü
Ve nazlı bir oturuş…
O an pembe hayaller başladı
Pembe gittikçe koyulaştı
Tozpembe oldu
Yolculuk başladı hayaller diyarına
İstek oldu, arzu oldu,
Sensiz olmaz oldu…
Arzular seni arzuladı
İstekler seni istedi
Gözler seni aradı…
aSk var ...aSIK OLMAK VAR ...Birde aSkin sen hali var ....
aSkin her hali Sensin benim icin .... cogu zaman mutluluk ....kimi zaman Heyecan ....Herzaman vazgecilmez ....ve en cokta Huzur aSkin sen halleri ....
Iyi ki seninleyim ....ve iyi ki sen benim aSkimin tek tanimisin
Sen aSkimin her halisin ... iyi ki Varsin ...
Ben senin bana olan sevgini ...seni ve bana boyle sevebilmenin var oldugunu gosteren ruhunu ....yuregini seviorumm
Bir dil olsa da anlatabilsem bendeki sancıyan yeri. Nasılda kesip atmak istiyorum bir bilseniz, göğsümde taşıdığım şu yarayı. Öyle acımasız bir yara ki bu, nereye gitsem benden önce varıp mahvediyor orayı. İşte bu yüzden kendimden başka kimseye gidemiyorum. Çünkü ne zaman birini sevmeye yeltensem, yaram hemen beni bana çağırıyor.
Keşke unutmak üzerine bir ilaç olsa, koysam onu yüreğimin üstüne. Ama ne mümkün, kalbim kendine böyle düşmanken.
Derdimin içinden çıkamadığım günlerde, başka insanlardan yardım istediğim de oldu. Dostlarıma, arkadaşlarıma ve hatta hiç tanımadığım yabancılara anlattım; senin benden gitmeyişlerini. Yaramı terk etmeyişlerini. Ama kimse bilmiyordu acıyan yerimin nasıl iyileşeceğini. Anlaşılan senden kurtulmak için yalnız sana ihtiyacım vardı. Yalnız seninle yalnız kalmaya.
Gel,
Beni bana iade et,
Kendimde ölüp sende yaşamaktan yoruldum artık...
İyi ki sevdin ve gittin!
Eğer beni sevmeseydin, kendimden habersiz yaşayacaktım. Kalbimin vücudumun neresinde olduğunu bilmeyecektim. Gülmeyi hastalık sanacaktım.
Ve sonra beni terk etmeseydin, ölümden habersiz yaşayacaktım. Mutsuzluğun Türkçe anlamını bilmeyecektim. Şiiri yabancı dil sanacaktım.
Gittiğin yerden acıyorum şimdi. Gittiğin yerde acıyor musun bana? Acıma.
Çünkü ben sevgisinden utanmayan, yaşadığından pişman olmayan ve hatırasını başının üstünde taşıyanlardanım. Beni yormaz senin hiçbir şey olmamış gibi gitmelerin. En fazla gitmiş olursun.
Neyse, sen bakma benim böyle sitemli şeyler yazdığıma. Bana şair diyorlar. Eğer öyleysem, eğer şairsem ve eğer seni sevdiysem sana kızamam, kötüleyemem seni. Orada uzakta sana bir şey olsa, canını acıtsalar, canını en çok acıttığın benim canım acır burada.
Şair olmak hiç kolay değil sevgilim. Sevdiği zaman büyük seviyor insan. Öyle sıradan, öyle herkes gibi sevemiyor. Onu tabiatın güzelliklerine, doğanın ihtişamlı tablosuna sığdıramıyor. Alfabeden büyük seviyor şair.
Sen beni terk ettiğin zaman, takvimlere kızmadım. Kötü anmadım adını. Namusunu kirletmedim ağzımla. Sana dair ne kaldıysa, bir anıt gibi durdu şehrimin ortasında. Bana bırakmadığın her şeyini içimde sakladım.
Sakın üstüne alınma, sana değil, yarım kalan hikayemize kırgınım. Yaşanan neyimiz varsa, pişman değilim hiçbirinden. Başa sarsa takvim, saatler geriye aksa kaldığım yerden severim seni.
Birlikte aynı düğünün başrolü olamadığımıza, "evlilik aşkı öldürüyor" diyenlere ağzının payını veremediğimize, deniz kenarında bir karavanda uyuyamadığımıza ve sandalda şarkılar söylemediğimize üzülüyorum. Bizsiz yaşanan her şeye avaz avaz küfür ediyorum içimden.
İşte böyle iki gözüm. Kalsan mumlar yakar, şaraplar içer, susarak konuşurduk. Gittin, başkasına şarkı, bana şiir oldun. Gittiğin yere mutluluğumu vücudunla beraber götürdün. Bana sensizliğin yalnızımsı tadı kaldı. Aşklıktan ölüyorum şimdi.
Ama bilirsin;
İşçi ekmeğini taştan çıkarır,
Ben de seni sevmeye çalışan bir işçiyim.
Elbet ekmeğimi kalbinden çıkarırım.
Ve bilirsin;
Şairler ölmez,
Onlar hep ağır yaralıdır.
Kolay değil, sen de bir şairi sevdin.
Adressiz mektup gibi dolaşırım halk arasında.
Ve gün olur bir şiir olur çıkarım karşına.
Sana yazdıklarımı sen okumasan bile,
Elbet çocuğun okur sevdiğine...
Bir pazar sabahı,
Yanımda uyanmalısın.
Yüzüme açılmalı gözlerin,
Yatak senin ten sıcaklığında olmalı.
Çarşaf dün geceden yorgun düşmeli,
Güne sevdiğimiz şarkılarla başlamalıyız.
Yalnızlığımıza yardım eden kahveyle vedalaşıp,
Aynı demliğin çayını içmeliyiz...
Eğer sen benim sevdiğim kadınsan,
En çok bana açacaksın iç kapılarını. En çok bana üşüyecek ellerin ve en çok beni arayacak parmak uçların telefonda.
Haber aldığın hüznünü, içine sığdıramadığın mutluluğunu veya suspus olduğun mahremini sadece bana anlatacaksın, bütün içtenliğinle.
Ben senin sevgilin, erkeğin, kocan. Ben senin abin, baban. Ben senin bu hayatta ait olduğun adam. Toz tanesi kadar bile mesafe olmayacak aramızda.
Korkudan kaçarken veya sevince koşarken ilk bana geleceksin. En çok sevdiğin adama.
En çok bana yürüyecek ayakların, en çok beni bilecek kalbinin hafızası.
Ve en çok beni öldüreceksin kendinden önce.
Çünkü ben senden sonra yaşamayı cümle içinde bile kullanamam.
Ben senin yolculuğun, sen benim son durağım...
Şu anda 6 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 6 misafir)