Ben en çok seni "özleyince" yoruluyorum...
Ya içi sızlıyor kemiklerimin.!
Ya da gözleri doluyor cümlelerimin...
Ben en çok seni "özleyince" yoruluyorum...
Ya içi sızlıyor kemiklerimin.!
Ya da gözleri doluyor cümlelerimin...
Ve görüyorsun ki....
Alnımıza yazılanla....
Gönlümüze kazınan bir
olmuyor…
Nerde Kalmıştık ?
Pencerene Sığdığı Kadardır Gökyüzü...
Beklemeyi Bıraktığında Daha Güzeldir Hayat...
Yaşamı anlamaya başladığın andır,durabilmek ayak üstünde sorun bu zaten..başkasıyla olmak,başkasının olmak değil...
Kendi başına başkasıyla,başkasıyla kendin olmak...
Zaman, cengaver bir atlı sanki
Devirip geçiyorken ömrün mevsimlerini,
Vakitsizliğin vaktinde yokluyor seni.!
Derisi yüzülen zaman,
Hayatın kendisi değil mi?
Yağmur öncesi an gibi tekliyor;
Bulut bulut akan kalbim..
Usulü Aksak..bir türkü misali…
Harfler uçuşuyor adına benzer,
Sevda dokunuyor, acıya benzer..
Sonra bırakıyorum kendimi bir duanın içine;
Birden, gökyüzünün çatısı altında
Yokluğunu kokluyorum, yazdan kalma yeşilliklerde..
Dua bu ya.. Yâr’e yol alıyorum!
susuyorum, susuyorum…
Seviyorum…seviyorumm…
… Ve son bir çay daha söylüyorum,
bırakıyorum kendimi sensizliğin senle dolan demine…
amannn çekemeyenler hasetlerinden kudurup kendi kendilerini yesinler.
:D
Şu anda 16 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 16 misafir)