OTİZME EŞLİK EDEN DURUMLAR


Otizm, birçok hastalıkla ilişkilidir. Henüz herhangi birinin otizmi ortaya çıkaran temel bir hastalık olduğu kanıtlanmamıştır.
Dikkat edilmesi gereken noktalardan biri otistik bozukluğun en ağırdan en hafife giden çok farklı şiddette biçimlerinin varlığıdır. Çok ağır biçimlerinde epilepsi, saldırganlık, uyku sorunları gibi ek sorunlar daha sıktır. Bu olgularda sıklıkla otizme eşlik eden ve neden olan başka hastalıklar vardır.
1-Zeka Geriliği
Zeka özürlü bazı çocuklar tüm kriterleri karşılamamakla birlikte, otistik özellikler gösterebilirler. Aynı zamanda, otistik çocukların bir çoğunda zeka geriliği görülmektedir. Bireyin otizmden etkilenmesi zeka düzeyi, çocuğun konuşma yeterliliği ve zihinsel yetilerindeki bilişsel esneklikle; yani öğrendiklerini genelleyebilme yetisi ile ilgilidir. Büyük Britanya’da 2001 yılında 26 otistik çocuk üzerine yapılan araştırma, %30’nun zekasının normal düzeyde (IQ 70’in üzerinde) olduğunu,%50’sinin orta derecede zeka geriliğine, %20’sinin de aşırı zeka geriliğine (IQ’su 35’in altında) sahip olduğunu göstermiştir. Aynı çalışma YGB ile Asperger Sendromu olan 65 çocuğun yaklaşık %94 ‘ünün normal zeka düzeyine sahip olduğunu göstermiştir.
Ağır otistiklerde tüm belirtiler olanca şiddetiyle görülürken, hafif otistikler zamanla konuşabilirler, göz teması kurarlar ve yaşıtları düzeyinde normal eğitim alabilirler.
2-Dikkat Eksikliği ve Konsantrasyon Bozukluğu
Dikkat eksikliği, bireyin yaşıtlarının düzeyinde konsantre olamama halidir. Genellikle belirtiler 7 yaş öncesi başlar, bazen de farklılık gösterip ergenlik döneminde ortaya çıkar. Bu tür kişiler çocukluk döneminde oyuna konsantre olmazlar, uzun süre dersi dinleyemezler, yazıları takip edemezler, ödevleri akılda tutamazlar, günlük programları organize etmekte güçlük çekerler, yazılı sınavlarda sık sık hata yaparlar. Tek başlarına verilen ödevi yapamazlar. Normal faaliyetten çabuk sıkılır; bir etkinlikten bir diğerine atlarlar. Ortak dikkat yoktur. (Çocuğun bir başka kişi ile bir nesneye ya da bir faaliyete odaklanamaması durumudur.) İlerleyen yaş döneminde unutkan, dalgın, konsantre olmayı gerektiren işlerde dikkati toparlamada zorluk çeken, işleri erteleme huyu olan, kısa sürede bir işten sıkılan kişiler haline gelebilirler. Buna benzer özellikler sizin çocuğunuzda da varsa gözlemlerinizi çocuk ve ergen psikiyatristleri ile paylaşın.
3-Epilepsi
Otizmin seyrine ait diğer ilginç bir durum da otistik regresyondur. Otizm tanısı alan çocukların en az 1/3’ünde otistik regresyon görülür. Otistik gerileme bazen epilepsi nöbetleriyle ilişkilidir. Otistiklerin %30’unda epileptik nöbetler vardır. Bu nöbetler, yetişkin yaşa kadar ortaya çıkar. Ergenlik ve genç erişkinlik çağındaki otistik çocukların üçte biri en az iki epilepsi nöbeti geçirir. Çocukluk yaşlarında nöbetlerin yüzdesi daha yüksektir. En sık başlama yaşı ise bluğ çağıdır. Nöbetlerin varlığı, merkezi sinir sistemindeki örselenmeyi gösterir. Bebeklikte başlayan ‘bebeklik nöbeti’ olarak anılan nöbet türü de otistik belirtilere neden olur.
Rapin (1998),180 otistik çocuk ile bir araştırmada, %30 çocukta nöbet görüldüğünü, bunlardan %11’ine epilepsi tanısı konulduğunu, %17’ sinin epilepsi tanısı olmadan nöbet geçirmiş olduğunu, geri kalan %5’ inde nöbetin uyarıldığını bildirmektedir.
Elektroensefalografi (EEG) beyin hücrelerinin oluşturduğu elektriksel aktivitenin saçlı deri üzerine yerleştirilen elektrodlar aracılığı ile çocuklara hiç bir zararı olmaksızın kaydedilmesi ve incelenmesidir. Bu yöntemle otizmi olan çocuklarda beynin temel biyoelektriksel aktivitesi gösterilebildiği gibi, epilepsiyle ilişkili ya da ilişkisiz anormallikler de saptanabilir.
Otistik çocuklarda her nöbet tipi görülebilir. Nöbeti olan çocuklardan uzun süreli uyku EEG’si yapılanlarda 3. ve 4. uyku aşamasında birçoğunun “belirsiz epilepsi” geçirdiği saptanmıştır.
4-Öğrenme sorunları
Otistik çocuklar genel öğrenme sorunları sergilerler ve tipik olarak bir alanda gelişip başka bir alanda gerilik gösterebilirler. Otizmi olan çocuk bazı alanlarda, örneğin hafıza gücü ve müzikal yeti gerektiren alanlarda çok başarılı olabilirken, okuma, bisiklete binme gibi başka alanlarda başarısız olabilir. Otistik bir çocukta ek özür olarak ayrıca işitme ve görme özrü olabileceği, bedensel engelli birinde otizmin de varolabileceği unutulmamalıdır. Bekleme sorunları vardır. İyi programlanıp yapılandırılmamış bir zamanı geçirme konusunda zorluk yaşarlar. Öğrendiklerini genellemede zorlanırlar. Genellemek için sürekli yönergeye gereksinim duyarlar. Motor yanıtları başlatmada gecikme olabilir. Başarılı oldukları alanlarda bazen kötü, kötü oldukları alanlarda ise bazen iyidirler. Bazılarında gelişmiş okuma yetisi vardır. Buna hiperleksi denir. Otistiklerin %10-20’sinin hiperleksik olduğu bilinir. Bu otistik çocuklar çok küçük yaşta, örneğin 2-3 yaşlarında kendi kendilerine okumayı öğrenirler ancak okuduklarından anlam çıkaramazlar. Ham bellek gerektiren veya uzak geçmişe ait bellek yetileri gerektiren işlerde başarılıdırlar.
5-Hiperaktivite
Dikkat kontrolünün tam gelişmemiş olduğu, özellikle zor gelen ya da zevk vermeyen durumlarda, dikkat üzerindeki denetimin iyice zayıfladığı durumların başında “hiperaktivite” gelir. Otizmli çocukların bazıları aşırı hareketli olabildikleri gibi, bazıları hiperpasif denilecek ölçüde hareketsiz ve durgun olabilmektedir. Birçok otizmli çocukta hiperaktivite ile birlikte dikkat dağınıklığı da görülebilir. Otizimde de başlıca sorunun dikkati sağlayan sistemlerde olduğu sanılmaktadır. Hiperaktivite özellikle iki yaş civarındaki çocuklarda çok belirgindir. Bazı çocuklarda uzun süre devam eder ve başlıca sorunlardan biri olur. Aşırı aktif dönemleri zamanla hareketsiz etkinlik dönemleri izler. Bazende sadece belli ortam ve durumlarda aşırı hareketlilik görülür. Her hareketlilik hiperaktivite olarak görülmemelidir. Hiperaktive özellikleri taşıyan bireye örnek olabilecek davranışlar:
Detaylara dikkat etmekte zorluk çeker veya dikkatsizce hatalar yapar.

  • Oyun aktivitelerine veya kendisine verilen görevlere dikkatini vermekte güçlük çeker.
  • Kendisiyle konuşulduğunda dinlemezmiş gibi davranır.
  • Sıralı verilen görevi yerine getirmede ve etkinlik bitirmede zorluk yaşar.
  • Elleri, ayakları kıpır kıpırdır.
  • Sakince oturmada, sessizce oynamada güçlük çeker.
  • Çevresinden gelen ses yada hareketle kolayca dikkati dağılır.
  • Soru cümlesi bitmeden cevap verir.
  • Aşırı konuşur.
  • Grup etkinliklerinde sıra beklemede güçlük çeker.
  • Kişilerin konuşmalarını böler.
  • Yaşıtlarının oyununa/etkinliğine dahil olamaz, oyunlarını bozar.
  • Gün içinde sürekli telaşla koşuşturur, etkinliklerden çabuk sıkılır.
  • Enerjileri hiç bitmez.

DSM-IV göre hiperaktivite kriterleri aşağıdaki gibi belirtilmiştir. Çocuğunuzda bunları gözlemliyorsanız bir uzmana danışın.
(2) AŞAĞIDAKİ HİPERAKTİVİTE-İMPULSİVİTE SEMPTOMLARINDAN ALTISI (YA DA DAHA FAZLASI) EN AZ 6 AY SÜREYLE UYUMSUZLUK DOĞURUCU VE GELİŞİM DÜZEYİNE GÖRE AYKIRI BİR DERECEDE SÜRMÜŞTÜR:
HİPERAKTİVİTE
(a) Çoğu zaman elleri, ayakları kıpır kıpırdır ve ya oturduğu yerde kıpırdanıp durur.
(b) Çoğu zaman sınıfta ya da oturması beklenen diğer durumlarda oturduğu yerden kalkar.
(c) Çoğu zaman uygunsuz olan durumlarda koşuşturup durur ya da sağa sola tırmanır.
(d) Çoğu zaman, sakin bir biçimde, boş zamanları geçirme etkinliklerine katılma ya da oyun oynama zorluğu vardır.
(e) Çoğu zaman hareket halindedir ya da sanki bir motor takılıymış gibi davranır.
(f) Çoğu zaman çok konuşur.
6-Tikler
Tik, aniden ve irade dışı ortaya çıkan, tekrarlayıcı özellik taşıyan kaslarda görülen hareket bozukluğudur. Kısa sürelidir. Zamanla şekil ve sıklığı değişkenlik göstermektedir. Göz kırpma kafa sallama, ağız-burun hareketleri, el-kol hareketleri, kompleks sesler, omuz oynatma vb. hareketler tiklere örnek olarak gösterilebilir. Tikler genellikle yüzde başlar daha sonra tüm bedene yayılabilir. Tikler bazen kullanılan bazı ilaçların yan etkisi olarak da ortaya çıkabilir. Tiklerin bazen “stereotipi” adı verilen tekrarlayıcı hareketlerden ayrılması zor olur. Tiklerin ne sıklıkla görüldüğü, bireyin hayatına etkileri gözlemlenip bir psikiyatriste başvurulmalıdır.
7-Efektif Mutizm
Efektif mutizm çocuğun yaşına uygun ve normal bir dil gelişimi olmasına karşın çeşitli ortamlarda konuşmayı reddetmesi durumudur. Otizmle karşılaştırıldığında normal dil gelişimi olduğu halde çocuğun seçkili ortamlara göre konuşmayı reddetmesi, yineleyici davranışların olmaması ve sosyal iletişimin otizmde gözlenen oranda bozulmamasıdır.
8-Takıntı
Otistik bireyler, yineleyici ve sınırlı davranışın birçok türünü gösterirler.
Stereotipi, el çırpma, kafa ve vücut sallama gibi amaçsız hareketlerdir.
Kompulsif davranış, isteyerek yapılır ve nesneleri belirli bir düzende dizmek gibi rutin kuralları vardır.
Tekdüzelik, değişikliklere karşı direnç gösterir. (Örn: Mobilyalaların yerinin değişmesi, yaptığını yarıda kesme gibi…)
Ritüel davranış, günlük etkinlikleri her zaman aynı şekilde yapmak istemedir. (Örn: Aynı yemekleri yeme, aynı giysileri giyme, aynı yoldan gitme vb.)
Sınırlı davranış, ilgi ve etkinliklerde sınırlı olmaktır. (Örn: Tek bir kitabı okuma isteği, tek bir oyuncakla oynama isteği vb.)
Kendini yaralama, kişiyi yaralayan ve kendini ısırma gibi yaralayabilecek hareketleri içerir.
Saplantı, kişinin isteği ve arzusu dışında gelen, kişide tedirginlik doğuran ve zihinden uzaklaştırılamayan ardı sıra tekrarlayan düşüncedir. Kişi bu düşünceleri zihinden uzaklaştırabilmek için çeşitli istem dışı tekrarlayan hareketler yapabilir. Buna “zorlantı”adı verilir.
Otizmli çocuklarda da nesneleri bir düzene dizme, farklı renk ve şekildeki cisimleri gruplama, çeşitli anlamsız düşünceleri zihninden atamama gibi çeşitli saplantılar görülmektedir. Bunun yanı sıra, bazı nesnelere aşırı bağlanma davranışı da otizmli çocuklarda göze çarpmaktadır. Bazen, aynı konuya yada bir ayrıntıya takılırlar ve saatlerce bu konu hakkında konuşmak isteyebilirler. Sokak levhaları, araba plakaları, alfabe, sayılar, köprüler gibi birçok şey konu olabilir.
9-Korkular
Otistik bireylerin, özel ve uygunsuz korkuları olabilir. Bazen son derece tehlikeli bir durumda korkusuzca davranırken (Örn: Pencere’nin kenarında yürümek gibi) çoğu kez de tamamen zararsız bir durumda (Örn: Sinekten korkma, mikser sesi gibi) aşırı korku ve panik olma durumunu yaşayabilirler. Bu durumun bazen geçmişte yaşanan bir olayla ilişkili olduğu görülür. Çocuk geçmiş olayın bir görüntüsünü ve bir anını duyguyla birlikte tekrar yaşar, yeni durumun o olayla ilgisiz olduğunu fark etmez.
10-Psikiyatrik Bozukluklar
Otizm başka ruh hastalıklarına yatkınlık sağlar. Yani otizmde eskiden bilinenlerin aksine başka psikiyatrik hastalıklara yakalanma olasılığı sıktır. Depresyon, mani, obsesif-kompulsif nevroz, panik atak sık görülür. Bu sorunlar ergenlik çağı ile birlikte daha belirginleşmektedir. Seyrek olarak otistiklerde daha sonra şizofreninin geliştiği görülür. Ama otizm ve şizofreni temelde birbirinden farklı hastalıklardır.
11-Yeme Sorunları
Otizmli bireylerde yemek yeme problemleri katı yiyecekleri yemeyi red etme, çiğneme yerine biberon ile beslenme yada pure şeklinde beslenmeyi tercih etme, çok seçici ve kısıtlı yiyecekleri yeme, sürekli aynı besinleri yemek isteme (pilav, köfte, makarna, patates kızartması vb.) olabileceği gibi nadiren de aşırı yiyebilirler. Yararlı yiyeceklere tutkun olmaları beklenmez. Buna karşın çerez, cips gibi şeylere bayılırlar. Otizmin temel bir özelliği olan yeniye direnç gösterme yiyecekler için de geçerlidir ve yediklerini çeşitlendirmek uzun süre olanaksız olur. Tat konusundaki hassasiyetleri o kadar çoktur ki içtikleri suya veya yedikleri gıdaya karıştırılacak en küçük bir maddeyi bile fark ederek yemekten vazgeçebilirler. Ancak çocukların duygusal bağla bağlı olan anneler için hele de bizim kültürümüzde mücadele etmek çok zordur. Bu durumun üstesinden gelebilmek için sabırlı olmak gerekir. Yapılacak işlerden biri yemek zamanları dışında yemesi istenmeden önce çocuğa sırasıyla yiyeceklerin gösterilip tanıtılmasıdır. Yiyecekleri gözönünde tutarak besine alışması sağlanabilir. Çocuğun o yiyeceği eline alması incelemesi istenebilir. Ağzına götürmesi, tatması vb. teşvik edilebilir. Ama kesinlikle yemesi istenmez veya ima edilemez. Yani onun için panik yaratan duruma dereceli olarak alışması beklenmelidir. Yemek yeme problemlerinin birçoğu da çocukların masa başında oturarak yemek yemeyi istememesinden kaynaklanabilir. Bunun için sevdiği yiyecekleri masa da oturarak yemesinden başlanabilir. Kısa surely olan oturma süreleri gittikçe uzatılmalıdır.
Ayrıca otizmli bireylerde PİCA denilen, yenilmez şeyleri bazen dışkılarını yeme görülebilir.
12-Uyku Bozuklukları
Otistiklerde uyku sorunları çok olur. Sık uyanma, uyandıktan sonra durdurulamayan ağlama nöbetleri, geç yatma veya geç kalkma veya gibi sorunlarla karşılaşırlar. Geç yatıp çok erken kalkma veya sürekli anneyle yatmak isteme gibi değişik sorunlar görülebilir.
Uyku öncesi rutinlerine sıkıca uyun. Hatta uyku saati gelmeden az önce ona haber verin. “Pijamalarını giymene beş dk kaldı “ gibi size suistimal etmesine izin vermeyin. Bir masal yerine iki masal olabilir ama üçüncü ve dördüncü olmamalıdır.
Zamanında hazırlanıp yatağa gittiği zaman onu kutlayın. Ona ödül verebilirsiniz ya da onun sevdiği şeyi yarın ki ödülü olarak kutlayıp uyuması için motive edebilirsiniz.
13-Duyu Sorunları
Çeşitli duyu sorunları görülür. Otizmi olan çocuklar bir veya birkaç duyudan (tat,dokunma,işitme,görme gibi) gelen uyarılara karşı bir tepki verebilirler veya tepkisiz kalabilirler, örneğin bir çalar saatin yumuşak sesinden dehşete kapılabilir fakat bir araba kornasının sesinden hiç rahatsızlık duymayabilirler. Bazı otistik çocuklar ve erişkinler ağrıya karşı ileri derecede duyarsız yani acıya karşı çok dayanıklı olabilirler. Çok kuvvetli bir ışığa uzun süre gözlerini dikip kalabilir ya da çok hafif bir sesi saatlerce dinleyebilirler. Hareket eden, dönen ve parlak nesnelere uzun süre bakabilirler. Bazen ışıkla karşılaştıklarında gözlerini kapatırlar. Bazen kulaklarını tıkarlar. Bazen dokunmayı bazen dokunulmayı severler. Bazen de her iki durumdan da ileri derecede kaçınırlar.
Derin duyu sistemi; eklem, kas ve beden farklılığını kapsar. Otizmli çocuklar, genellikle büyük kas ve küçük kas becerilerinde yetersizlik yaşarlar. Bu beceriler derin duyu sistemi içine giren bozukluklardır. Otistik çocukların bir çoğu, bedenlerinin uzayda nerede olduğunu
bilmezler. Buna bağlı olarak, bir traplen üzerinde zıplamayı ya da salıncakta sallanmayı rahatlatıcı bulabilirler.Otizmli birçok çocuk, becerileri ve davranışları günlük hayatlarına genellemede zorlanırlar.
14-Öfke Nöbetleri
Öfke nöbetleri,otizmli çocukların çoğunda iki-beş yaş arasında belirginleşmektedir. Küçük otistik çocuklar istediklerini ifade edemedikleri için, kendini anlatmanın verdiği zorlukla çoğunlukla öfke nöbeti geçirirler. Nöbet, çocuğun bir isteğinin yapılmaması ya da ortamda istemediği bir durumun oluşmasıyla açığa çıkabilir. Bazen öfke nöbetleri nedensiz ya da çok önemsiz görünen bir olaydan dolayı açığa çıkar. Çocuklar büyüdüklerinde öfke nöbetlerinin kontrol edilmesi daha güç olabilir. Çocuğun fiziksel gücündeki artış,onlara bakan ve eğitimleri ile ilgilenen kişiler için tehlike yaratabilir. Bazen periyodik olarak her gün aynı saatlerde gelebilir ve ne yapılırsa yapılsın teskin edilmesi söz konusu olmayabilir. Kararlı ve akılcı davranışlarla öfke nöbetleri önlenebilir veya sıklığı-şiddeti azaltılabilir. Sık öfke nöbetlerinde EEG yaptırılması gerekebilir. Öfke nöbeti geçiren çocuğa sakinlikle yaklaşmak ve onu sakinleştirmek çocuğun kişilik temeline olumlu katkı sağlayacaktır. Elbetti ki normal gelişim göstermeyen çocuklarda durum oldukça farklıdır. Yoğun öfke nöbeti, bir takım gelişimsel bozukların habercisi ya da belirtisi olabilir. İkincil kazanç öfke nöbetiyle, patolojik öfke nöbetini birbirinden ayırt etmek gerekir.nHer anne babanın kolaylıkla bunu ayırt edebilmesi için, öfke nöbetlerinin sürelerine bakmaları, çocukların kendilerine fiziksel zarar vermeleri, herhangi bir nesneye saatlerce bağlanıp o nesneden kopamama durumlarına bakmalarını önerebiliriz. Eğer bu davranışlar saatlerce sürüyorsa ve çocuğun sakinleşmesi zaman alıyorsa anne ve babalarının bilmesi gereken şey, bu öfke nöbetinin çocuk tarafından ikincil bir kazanç sağlamak için yapılmadığı anlaşılmalıdır. Bu aşamada ebeveynler gerekli tedbir ve sağlık desteğini ilgili kişilerden almalıdır.
15-Saldırganlık
Bazı otistiklerde saldırganlık belirgin bir davranış olabilir. Bu saldırganlık genelde aile yakınlarına ve kardeşlerine vurma, saç çekme şeklinde olabilir. Genellikle bir nedeni vardır. En çok görülen davranış problemlerinden biri de, kendisine zarar verici davranışlardır. Bu tip davranışlar; genellikle çocuğun kızdığı, endişelendiği ya da başarısız olduğu zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Böylesi bir gerilimin çocukların ilişkilerini bozması, çevresindekileri çaresiz bırakması hatta korkutması da kaçınılmazdır. Ayrıca bu davranışlar otistik çocuğun öğrenme yaşantılarını da olumsuz etkileyecektir. Unutulmamalıdır ki, otizmli bireye fiziksel şiddet (vurma, dövme vb.) uygulanırsa, çocuk da aynı şekilde tepki vermeyi öğrenecektir. İlerleyen zaman diliminde kazanılmış olan bu davranış, karşımıza herkese vuran, saldırgan ve fiziksel şiddet uygulayan bir birey olarak karşımıza çıkmasına sebep olup bireyin toplumdan soyutlanmasına sebep olacaktır.
16-Motivasyon ve Dikkat Problemleri
Otizmli çocuklarda motivasyon problemleri sıklıkla görülür. Bu çocukların öğrenmeye motive olma ile ilgili problemleri akademik ve sosyal yetersizliklerden kaynaklanmaktadır. Otizmli çocuklarda, motivasyon problemlerinin yanı sıra dikkat ile ilgili problemler de vardır. Özellikle kendini uyarıcı davranışlara yöneldiklerinde, dikkatlerini bir noktada toplamaları oldukça güç olmaktadır. Dikkat sürelerinin yetersizliği ve dikkat dağınıklığı, yetersiz motivasyon ile yakından ilişkilidir. Dikkat problemi olan çocuklar, küçük bir detayı fark edebilirken, bütünü kavramakta zorlanabilirler. Bu çocukların dikkati aşırı seçicidir. Aşırı seçiciliğin diğer bir örneğini ip uçlarının kullanımında yaşanan zorluklarda görürüz. Bu çocuklar karşılarındaki kişinin ifade etmek istedikleri görsel ve işitsel ip uçlarını anlamakta güçlük çekebilirler. Kişilerin yüz ifadelerini, jest ve mimiklerini anlamakla ilgili güçlükler yaşayabilirler.
Hiperaktivitenin üç tipi vardır:
1-Dikkat eksikliğinin ( Dikkatsizliğin) Önde Geldiği Tip
2-Hiperaktivite-İmpulsivitenin ( dürtüsellik) Önde Geldiği Tip
3-Dikkat eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu, Birleşik Tip(Her ikisinin bir arada görüldüğü tip)
DSM-IV-TR’E GÖRE Dikkat eksikliği/ Hiperaktivite Bozukluğu
Aşağıdakilerden (1) ya da ( 2)vardır:
(1) AŞAĞIDAKİ DİKKATSİZLİK SEMPTOMLARINDAN ALTISI (ya da daha fazlası) EN AZ 6 AY SÜREYLE, UYUMSUZLUK DOĞURUCU VE GELİŞİM DÜZEİNE GÖRE AYKIRI BİR DERECEDE SÜRMÜŞTÜR:
DİKKATSİZLİK
(a) Çoğu zaman dikkatini ayrıntılara veremez ya da okul ödevlerinde, işlerinde ya da diğer etkinliklerinde dikkatsizce hatalar yapar.
(b) Çoğu zaman üzerine aldığı görevlerde ya da oynadığı etkinliklerde dikkati dağılır.
(c) Doğrudan kendisine konuşulduğunda çoğu zaman dinlemiyormuş gibi gözükür.
(d) Çoğu zaman yönergeleri izlemez ve okul ödevlerini, ufak tefek işleri ya da işyerindeki görevlerini tamamlayamaz.
(e) Çoğu zaman üzerine aldığı görevleri ve etkinlikleri düzenlemekte zorluk çeker.
(f) Çoğu zaman sürekli mental çabayı gerektiren görevlerden kaçınır, bunları sevmez ya da bunlarda yer almaya karşı isteksizdir.
(g) Çoğu zaman üzerine aldığı görevler ya da etkinlikler için gerekli olan şeyleri kaybeder.
(h) Çoğu zaman dikkati dış uyaranlarla kolaylıkla dağılır.
(i) Günlük etkinliklerinde çoğu zaman unutkandır.
(2) AŞAĞIDAKİ HİPERAKTİVİTE-İMPULSİVİTE SEMPTOMLARINDAN ALTISI (YA DA DAHA FAZLASI) EN AZ 6 AY SÜREYLE UYUMSUZLUK DOĞURUCU VE GELİŞİM DÜZEYİNE GÖRE AYKIRI BİR DERECEDE SÜRMÜŞTÜR:
HİPERAKTİVİTE

(a) Çoğu zaman elleri, ayakları kıpır kıpırdır ve ya oturduğu yerde kıpırdanıp durur.
(b) Çoğu zaman sınıfta ya da oturması beklenen diğer durumlarda oturduğu yerden kalkar.
(c) Çoğu zaman uygunsuz olan durumlarda koşuşturup durur ya da sağa sola tırmanır.
(d) Çoğu zaman, sakin bir biçimde, boş zamanları geçirme etkinliklerine katılma ya da oyun oynama zorluğu vardır.
(e) Çoğu zaman hareket halindedir ya da sanki bir motor takılıymış gibi davranır.
(f) Çoğu zaman çok konuşur.

İMPULSİVİTE(DÜRTÜSELLİK)

(g) Çoğu zaman sorulan soru tamamlanmadan önce cevabını yapıştırır.
(h) Çoğu zaman sırasını bekleme güçlüğü vardır.
(i) Çoğu zaman başkalarının sözünü keser ya da yaptıklarının arasına girer.
DSM-IV-TR’E GÖRE DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE TİPLERİ
Hiperaktivitenin üç tipi vardır:
1-Dikkat eksikliğinin ( Dikkatsizliğin) Önde Geldiği Tip: Son 6 ay boyunca A1 tanı ölçütü karşılanır, ancak A2 Tanı ölçütü karşılanmaz.
2-Hiperaktivite-İmpulsivitenin ( dürtüsellik) Önde Geldiği Tip: Son 6 ay boyunca A2 tanı ölçütü karşılanır, ancak A1 tanı ölçütü karşılanmaz.
3-Dikkat eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu, Birleşik Tip(Her ikisinin bir arada görüldüğü tip): Son 6 ay Boyunca hem A1, hem A2 tanı ölçütü karşılanır.
Çocuğunuzda yukarıdaki belirtileri gözlemliyorsanız bir uzmana danışın.
17-Kendini Uyarıcı Davranışlara Yönelme
Otizmli çocukların çoğunda, tekrarlayıcı stereotipik davranışlar vücudu döndürme, sallanma, el çırpma, başını sallama, nesnelere hafif vurma ve çevirme, ışığa gözünü dikip bakma ve sürekli aynı şeyleri tekrar etme gibi vardır. Bu hareketlerin içinde bulundukları koşullardan bağımsız yaparlar ve başkalarının varlığında da bunlardan vazgeçmezler. Bu tür davranışların nedeni tam bilinmemektedir. Ancak sıkıntının arttığı durumlarda çoğalmakta bazen de neşe ve sevincin ifadesi olarak yorumlanmaktadır. Stereotipiler zeka düzeyi düşük otistiklerde daha sıktır. Bazı otistiklerde görülmeyebilir, bazılarında da yaşla azalır. Eğitimle azalabilir ama yoğun stereotipi, eğitimin yapılmasına da engel olur ve bazen ilaçlı müdahale gerekebilir.
18-Diş Gıcırdatma (Bruksizm)
Uyurken diş gıcırdatma üç- on yedi yaş arası çocukların % 15’inde görülmektedir. Diş gıcırdatmanın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bunaltı ve sıkıntı sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Otizmli çocukların büyük bir bölümünde diş gıcırdatma bazen geçici, bazen de devam eden bir özellik gösterebilir.