Rüya ve amel
Rüya Kur'ân'ın sahip çıktığı bir bilinçaltı olayıdır. Kur'ân'da yedi yerde 'rü'yâ' kelimesi geçer. Ayetlerin içinden de rüyanın anlamı ve tanımı yer alır "Allah Resûlünün gördüğü rüyayı hak ile tasdik etti" 1 ifadesiyle "Sen rüyanda emrolunana uydun" 2 cümlesinde 'sâdık-doğru rüya' anlatılır ve asıl rüyanın bu 'rüya' olduğu belirtilir.
Peygamberimizin de tanımıyla rüya bir müjdedir. Bazen açık bazen de yoruma müsait bir biçimde gelecekle ilgili bazı aydınlık manzaralar üizer. Asıl olarak rüya inanan insanın hayatındaki yerini tespit eder. Bunun için bir mü'min gürdüğü bir rüya sonucu hayatına çekidüzen verebilir ibadet ve takvasını geliştirebilir.
Bir seferinde Abdullah bin Ömer rüyasında iki melek gürür. Melekler kendisine "Namazı da çok kılsan ne iyi adamsın sen" derler. Gider rüyayı kız kardeşi ve Efendimizin de hanımı olan Hz. Hafsa'ya anlatır Hz. Hafsa da Peygamberimize arz eder.
Peygamberimiz de "Gece namazını çoküa kılsa Abdullah gerçekten salih bir kuldur" buyurarak tabir eder. Hz. Abdullah'ın talebesi olan Hz. Nâfi der ki: "Bundan sonra Abdullah gece namazlarını artırdı." Sahabilerin hayatında da bu tarzda uygulamayı gürüyoruz.
Bir zât Hz. Ümer'e gelir rüyasında ay ile güneşin birbiriyle savaştıklarını gürür. Hz. Ümer "Sen hangisiyle beraberdin?" diye sorar. Adam "Ay ile" diye cevap verir. Hz. Ümer "Sen mahvedilmiş âyetle (ışığı kendinden olmayan bir gükcismi ile) beraberdin; asla bir iş üstlenemezsin" der ve rüyayı gören adamın karakter yapısını dile getirir.
Bu hadisi ve rivayeti nakleden İslâm hukuku usulcüsü eş-Şâtibî şu bağlayıcı açıklamayı getirir: "Bu çeşit rüyalarla amel edilebilmesi için aranan şartların üzerinde durmak gerekir. Sadece rüya ile değil keşif ve ilham gibi yolların dikkate alınıp onlarla amel edilebilmesi için de mutlak surette dinî bir hükme veya şer'î bir kurala ters düşmemesi gerekir. "Üünkü dinî bir kuralı ve hükmü bozan bir şey hak olan bir şey değildir. Bu açıdan rüya ya hayalî bir şeydir ya bir vehimdir veya şeytanın bir telkinidir.
Bu rüyalar hak bir unsuru bazen içinde taşıyabilir hiçbir şey taşımaz. "Bu durumda bu rüyaların dikkate alınması doğru olmaz. Çünkü dince belirlenen bir şeye ters düşmüş oluyor. Şöyle ki: Hz. Peygamberin getirmiş olduğu dinî hükümler geneldir özel değildir; esasları bozulamaz. Durum böyle olunca dinin belirlediği esaslara ters düşen her şey sakat kabul edilir.
"Bu konuya verilecek misallerden biri de İbn Rüşd'e sorulan bir sorudur. Bir hâkim kendisine gelen bir davada doğru sözleri ve dürüstlükleri ile bilinen iki şahidin şahitlikte bulunmasından sonra rüyasında Hz. Peygamberin kendisine 'Bu şahitlikte hüküm verme çünkü o batıldır' dediğini görür. "Bu durumda ne yapacaktır? İşte böyle bir rüya dinî kurallardan birisiyle (yani adaletli şahidin şahitliği prensibine) ters düşmüş oluyor ve dinî bir hükmü yürürlükten kaldırıyor." 3
Rüyanın hayale kapısı açıktır. Çünkü üyle rüyalar vardır ki gürüntüsü hayırlı iken bazen tam tersi çıktığı için kötü rüya olarak değerlendirilir insanı ümitsizliğe düşürür. Nice rüyalar da vardır ki gürünümü korkunü ve kötü oldukları halde yorumu güzel çıkar.
Bu açıdan sâdık rüyalar bile dinî bir meseleyi hükme bağlamaz ve bu mânâda onunla amel edilmez.