Yaz sıcakları pek çoğumuz için deniz, kum, güneş anlamına geliyor. Özellikle çocuklar soluğu deniz, havuz, park ve bahçelerde alıyor. Yaz aylarında hareketin de artmasıyla birlikte düşmeler ve buna bağlı olarak kırık ve çıkık sayısı da artıyor. Çocuk kemiklerinin elastik olduğunu, bu yüzden de düşme, çarpma gibi olası bir travmada oluşabilecek kırığın hemen fark edilmediğini söyleyen Liv Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü El ve El Bileği Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ayhan Kılıç “Bazı kırıklar hafif şişlik, üzerine basmakla gelişen hassasiyet ve Ağrı dışında bulgu vermez. Yaşanan travma sonrasında el ve ayak hareket ettirebilse de bu kırık olmadığı anlamına gelmez. Düşme sonrasında topallama ve ağrı varsa, bunu kırık olarak kabul edip atele alarak birkaç gün sonra tekrar muayene edilmesi ve röntgenin tekrarlanması gerekebilir” diyor.

Çocuklar yaralanmalara karşı savunmasızdır

Çocukların kemik ve eklem yapıları erişkinlerden oldukça farklıdır. Doğal olarak yaralanmaları ve bunlara karşı gelişen reaksiyonları da… Bedensel denge gelişiminin devam ediyor olması, oyuncu ve araştırmacı doğaları onları yaralanmalara karşı daha da savunmasız kılar. Bu bakımdan kemiksel bütünlüğün bozulması maalesef sıkça görülür.

Özellikle kırılan kemiğin büyümeye devam etmesi ve hatta kırığı izleyen aylarda büyümenin daha da hızlanması nedeniyle çocuk kırıkları erişkinden oldukça farklıdır. Çocuk kemikleri daha elastiktir bu nedenle akordeon gibi kendi içine katlanabilir. Torus tipi olarak adlandırılan bu kırıklar genellikle hafif bir şişlik, üzerine basmakla gelişen hassasiyet ve ağrı dışında bulgu vermez. Eller ve ayaklar gibi vücudun uç organları kullanılabilir, hareket ettirilebilir. Yine kemiği saran zarımsı örtünün daha kalın olması nedeniyle gelişen yeşil ağaç tipi kırıklarsa erişkinlerinkine göre daha az ayrışırken, torus kırıklarına göre daha belirgin şişlik ve ağrı oluşur. Ancak yine de uç organlar hareket ettirilebilir.

İhmal edilirse kısalık oluşabilir

Kemiği saran kalın örtünün hücreden zengin yapısı aynı zamanda kaynamanın da kısa sürede olmasını sağlar. Örneğin, yetişkin birinde 3-4 aydan önce kaynamayan uyluk kemiği kırığı yeni doğan bebekte 2-3 haftada kaynayabilir. Bu nedenle çocuk kırıkları sıklıkla cerrahi dışı (alçı, atel, splint, bandaj vs.) yöntemlerle tedavi edilirler. Öte yandan ihmal edilen ve büyüme kıkırdağının etkilendiği kırıklarda şekilsel bozukluklar, dönüklük (rotasyon) ve kısalık oluşabilir. Yanlış veya kötü kaynama olarak adlandırılan durumlar erişkinlerden daha iyi tolere edilse de çoğu zaman cerrahi ikincil girişimler müdahaleler kaçınılmaz olur.

Çocukla iyi iletişim kurmak gerekir

Travma geçirmiş çocuğun değerlendirilmesi güçtür. Yaralanma birden fazla yerde olabilir. Çocukla iletişim kurmanın zorluğu sebebiyle bazı kırıklar gözden kaçabilir. Çocuk kırıkları bazen çekilen radyografilerde bile görülemeyebilir. Özellikle yüksekten düşme sonrası ayak ya da ayak bileğindeki ayrılmamış kırıklar çekilen grafilerde tam olarak izlenmeyebilir. Unutulmamalıdır ki, eğer bir çocuk düşme sonrasında topallıyorsa ve ağrısı olduğunu belirtiyorsa bunun kırık olarak kabul edilerek atele alınıp birkaç gün sonra tekrar muayene edilmesi ve filmin tekrarlanması gerekebilir. Geç çekilen grafilerde kırık hattı belirgin hale gelir ve tanı konması kolaylaşabilir.

Tedavi sonrası takip gerekir

Bununla beraber çocukluk dönemi kırıkları tedavi sonrasında da dikkatle takip edilmelidir. Bazı kırıklar ise daha en başından cerrahi düzeltme ve tespit gerektirir. Açık(kanlı) veya kapalı(kansız) ameliyat gerektiren bu kırıklardan bazıları şöyledir; ayrışmış humerus kondil (makara) kırıkları, suprakondiler humerus (dirsek üstü) kırıkları, radius alt uç veya baş-boyun kırığı, kırıklı çıkıklar, bazı uyluk ve kaval kemik kırıkları, eklemleri ve epifizi(büyüme tabakası) ilgilendiren kırıklar.