Kaçtiğin Şehir mi, Yoksa Yüreğin mi?
Hani gitmeler vardır ya,gidersin,
gidersin ama yeniden aynı yere dönersin.
Çare değildir gitmeler.
Şehirden kaçarsın ama kendinden,
yüreğinden,sevdandan kaçamazsın.
Şehir geride kalmıştır ama sevdan aynı yerde durur.
Şehri koparıp attığın gibi atamazsın içindeki yaralı sevdayı.
Bir kez daha gözlerin dolar,
ardına bakıp geride bıraktığın sevgiliye son bir kez bakarsın.
Son bir vedadır,yolun sonunda geride kalan.
Son bir elvedadır,kanayan yürekte tek kalan geriye.
Yollar gidilir... Şehir geride kalır....
Ama yara hep kanar.
Sıcacıktır asla kabuk bağlamaz.
Vurmuştur bir kere soğuk bir el keskin hançeriyle.
Sevda girmiştir zehir gibi kanına.
Şehir geride kalır ama zehir hala kanında akar.
"Kaçtığın sevgili ya da şehir değildir asla kaçtığın kendi yüreğindir aslında."
Adı kaçmakta olsa;
köşede yine seni bekleyen bir sevda ve kanayan bir yara vardır...
Sorarsın kendine kaçtığın şehir mi yoksa yüreğin mi...