Şahittir duvarlar divaneliğine, gitmelerine,yaşanmışlıklara.
Her kafadan bir ses çıkarken, kafanın içindeki seni kışkırtan vesveselerin çığlıkları, duvarlara vurmalarla nihayete erer. Duvarlardır; en sahici halinle sana eşlik eden.
Bir dost gibi seni dinleyen, bıkmadan ve tam da senin istediğin gibi muhalif bir ses çıkarmadan. Canının parçalanacağı anda yumruklarını sıkıp vurduğun acımasızca; bir köle gibidir bazen.
Duvarlardır;
Acınası halinde seninle birlikte ağladığını hissettiğin. Zira duvarlar o anda sormaz; merakı sinsiliğinden ileri gelen hadsizler gibi: ‘Ne oldu?' diye.
Bekler duvarlar. Seninle sessizce.
Sonra gücünü toplayıp, kendini iyi hissettiğin anda kalkıp gidersin. Hem de hiç arkana bakmadan.
Sadece bakakalır ardından duvarlar. Dostça, seni beklercesine.