Farkındalığın farkında mısınız? Evimizde hemen her gün kullandığımız, elimizin altında bulunan kişisel bakım ürünlerinin içindeki tüm kimyasallara karşın cildimizin nasıl tahriş olmadığını biliyor musunuz? Temizlik malzemelerinin bir kısmının (çamaşır suyu, ovalama kremleri, çamaşır deterjanları, parfümler, kozmetik ürünleri v.s) siz kullanmadan önce bir başka canlının üstünde defalarca denendiğini…



İnsan, var olduğu andan itibaren nedensiz bir kibirle kendini diğer tüm canlılardan üstün görmüş, sadece tüketmek için yaşamış, yaşadığı her an zarar vermiş ve kendi türünü bile yok etme noktasına gelmiş tek canlı.


Toplumsal statülerimizi yükseltmek ve doymak bilmeyen egomuz yüzünden yaşayan tüm canlılara saygı göstermeyi unutmuş haldeyiz. Sokak hayvanlarına yardım etmek ya da barınakları düzenli aralıklarla ziyaret etmek bazen yeterli olmayabiliyor. Zaman zaman insanların “hayvanlarla uğraşacağınıza insanlara yardım edin!” dediğine şahit oluyorum. İnsanlara yardım etmek hayvanlara zulüm etmeyi mi gereksiyor? Bile bile, göre göre nasıl bir vicdan kaldırır bu denli bir katliamı? Susuz bırakılan, ısıtılan, dondurulan, aç bırakılan, çeşitli kimyasallarla boğulan, ilaç bağımlısı olan, radyasyona maruz kalan, elektrik şoku verilen milyonlarca hayvanın evinizi paylaştığınız evcil hayvandan ne farkı var? Deney hayvanlarının sadece kobay fareleri olduğunu düşünüyorsanız ufak bir araştırmayla hangi hayvanların nerelerde denek yapıldığını öğrenebilirsiniz. Kediler, köpekler, maymunlar, atlar, balıklar, tavşanlar… Hayvan deneylerine alternatif 450 farklı deney seçeneğinin olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Yazının başında sorduğum soruyu tekrar sormak istiyorum; farkındalığın farkında mısınız?


Her gün kullandığınız şampuanı iyice koklayın. Plastik kapağını açın, avucunuza dökün. Doğa da hiç böyle bir temizleyici gördünüz mü? Saçlarınızı yıkarken hemen köpüren şampuanın denendiği hayvanı düşünün şimdi de… Saçınızı yıkayabileceğiniz kıvama gelene kadar milyar işlemden geçen şampuan, o milyar işlem sırasında kaç hayvanın canını aldı sizce?



Deneyleri durdurmak için yapılabilecek şeylerin olmadığını düşünüyor olabilirisiniz. Tek başıma ne yapabilirim ki düşüncesi sizi üzmekten başka bir yere götürmeyecektir. Sosyal medyanın günümüzde ayaklanmaların, karşı duruşun, protestoların organize edilip duyurulduğu bir yer olduğunu unutmayın. Sosyal medyada yayılan ve güvenliğinden emin olduğunuz kampanyalara katılabilirsiniz. Yakın çevrenizde paylaşımlarınızdan en az birini gören, diğer kişileri haberdar edecektir. Bu zincirleme iletişim sistemi sonucunda daha bilinçli ve ”farkında” olan bir toplumun üyesi olacaksınız.



Büyük şirketlerin laboratuar bölümüne girip, yapılan deneyleri görüntülemek gerçekten cesaret isteyen bir durum… Dünyanın çeşitli yerlerinde imza kampanyaları düzenleniyor. Tek yapmanız gereken imza vermek ve olabildiğince kimyasal üründen kaçınmak. Doğal ürünlere yönelim ruhunuza ve bedeninize iyi gelecek…





Hayvanları Koruma Kanunu değişikliği gündemi ile toplanan TBMM Çevre Komisyonunun son toplantısında konuşulan maddeler şunlar:

- Tüm sokak hayvanları sokaklardan toplanacak

- Toplanan hayvanlardan uygun olanları (!) deney merkezlerine satılacak


- Evde hayvan beslemek için belediyeden izin alınacak


- Yunus parkları kapatılmıyor. Yunus parklarında esarete, işkenceye ve ölümlere devam…


- Sirkler yasaklanmıyor sirklerde işkencelere, ölümlere devam...


- Hayvanat bahçeleri kapatılmıyor, aksine teşvik ediliyor, işkencelere devam...




Haber: Pınar Aksu