Ateş düştüğü yeri yakar. Sende üzülürsün ama canı yanan kadar değil. Ne umutla gittiler ve hayalleri vardı. Artlarında o kadar gözü yaşlı canlarını bırakarak.
Vatan borcu namus borcu diyip gittiler hayır dualarını alarak. Hepsinin hayalli birdi görevlerini yerine getirip gelmek.
Bu aralar televizyon ve gazetelerden kaçıyoruz. Görünenler ve yazılanlar bir umutların yıkılışı ve hayatın acı gerçekleri ile karşı karşıya gelmekten kaçıyoruz sanki
Yürekleri yananlarımız ne yapsın? O acı onlarla nereye kaçsınlar. Yanan yüreklerine kimlersu serpecek kim onları teselli edecek ve en önemlisi bu acılar ne zaman dinecek.
Dünyaya geldi ama babasını tanıyamadı. Daha kırk günlüktü hiç bir şeyden haberi yoktu. Ne umutla beklenen bebekti babasının onun için ne hayalleri vardı. Şimdi o bir tarafı eksik büyüyecek ve eksik tarafı hiçbir zaman doldurulmayacak ama o yalnız değil onun gibi niceleri var. Babalarını görmeyen ve mezar taşına sarılan ve babalarını anlatılana göre tanıyan.