İki kelimeyi bir araya getirip yazı yazmak öyle kolay bir iş değildir. Daha doğrusu her yiğidin harcı değildir. Çünkü her iki kelimeyi bir araya getiren yazmış değildir yazar değildir.



Hani hep denir ya düşünce özgürlüğü yok bu ülkede diye; evet gerçekten yok. Hiç kimse düşüncelerini fikirlerini özgür ve rahat bir şekilde dile getiremiyor. Ya birilerinin işine gelmiyor türlü bahanelerle kişilere istediklerini yapıyorlar. Ya kendilerine uymayan görüşteki kişilere bol bol hakaret ediyorlar. Ya da en iyisini kendilerinin bildiklerini düşünüyor akıl vermeye kalkışıyorlar.

Eli kalem tutan herkes kardeşlikten dostluktan söz ediyor ama bahsedilen sadece yazılardakalıyor İş eyleme gelince ne kardeşlik kalıyor ne de dostluk. Bir savaştır alıp başını gidiyor....


Bir dostum yazdığı iki yazı dolayısıyla aylarca soruşturma geçiriyor. Kendisi bana göre siyasi yazarlar içinde hakaret etmeden akıl vermeden en ılımlı şekilde yazan ender yazarlardan birisi. Belki de soruşturulması gereken enson kişi. Ama olmuyor... Eleştiriye kapalı kişiler yüzünden anında sindirilmeye korkutulmaya çalışıyor. O kadar üzüldüm ki arkadaşımın yaşadıklarına teselli bile edemedim. Hatta o beni teselli etti. 'Hep yaz yılma' dediğimde 'sen de' dedi. Yazmak istemediğimde kızdı. İşte böyle büyük yürekli bir insan. Saygıyla güzel insan...

Düşünme düşünürsen dile getirme dile getirdin madem yazma! Yazarsan...

Neyse başladım madem yazmaya bari sın günlerde dostlarımla tartıştığım bir konu var onu yazayım.

Bundan bir ay önce Hanefi Avcı'nın Haliçte Yaşayan Simonlar isimli kitabını okudum. Açık olmak gerekirse beğenmedim. Daha doğrusu çok samimi bulmadım. Fakat kitabın içinde bir şey dikkatimi çekti. O da PKK'lıların ve Kürtlerin bilinenin aksine bol okuyan ve araştıran öğrenen kişiler olduğuydu. İşte o an kendimden utandım ve hiçbir şey bilmediğimi çok cahil bir insan olduğumu gördüm. Konu her ne olursa olsun hiçbir şekilde adam gibi araştırmadığımı öğrenmek için her hangi bir çaba harcamadığımı hayatı gelişi güzel yaşadığımı hep birileri okurhep birileri araştırır öğrenir yapar'ı tercih ettiğimi gördüm.

Ve son iki gündür özel kanlın ana haber bülteninde gördüklerim bu durumumu ve durumumuzu kanıtladı. Spiker halkın arasına indi ve sordu: WIKILEAKS nedir? Cevaplara bakın At kestanesidir eşofman markasıdır muhalefet ve hükümetin arasında ki tartışmadır vs.. Cevabı kim bildi biliyor musunuz Van'lı bir amca bildi... Hani o küçümsenen beğenilmeyen insanlardan biri... Benim çağdaş akıllı modern insanım ise bilemedi...

Dün bir soru daha soruldu: MEHMET HABERAL kimdir? Cevap: Haber Spikeridir köşe yazarıdır eleştirmendir vs... Ve yine cevabı yaşlı ve yine doğudan bir amca bildi....

İşte şuan sözün bittiği yerdeyim...

Hep akıllı geçinen diyen köylüyü doğuluyu küçümseyen modernlikten dem vuran o insanların dünyadan bir haber yaşamaları gerçekten acınası bir durum. Hiç mi televizyon izlemez hiç mi gazete okumazsınız? Bu tarz insanlara söylenecek o kadar çok söz var ki ama söylemeyeceğim kim bilir belki birilerinin canını sıkar alırız başımıza belayı...


Ve işte bu yaşanılanlar cahil olduğumu cahil bir toplumun içinde yaşadığımı bilmek düşüncelerimi kendime saklamam söylemememyazmamam gerektiğini bilmek içimdeki yazma aşkını bitirdi...


Öyle bir toplumuz ki; hep kendi doğrularımıza inanıyor ve bu inançlarımız doğrultusunda ilerliyoruz. Birileri bu inançlarımıza ters bir şey söylediğinde o kişinin hakkından gelmek için elimizden geleni yapıyoruz. Yazılan yazıların tümüne bakmak yazar gerçekten ne demek istemiş onu görmek yerine içinde bir kelime bir söze takılıp kıyametler kopartıyoruz... Saplantılı insanlarız. Karşıt görüşlere eleştirilere tahammülsüzüz...

Araştırmayan öğrenmeyen çaba sarf etmeden hazıra konmayı seven Aman canım nasılsa birileri okur birileri yapar birileri bizim yerimize konuşuru tercih ettiğimiz için bom boş insanlarız... Sabit düşünceliyiz olaylara çok yönlü bakmak yerine tek bir yönden kendi istediğimiz yerden bakıp ona göre değerlendirip hüküm veriyoruz.


Ve biliyor musunuz hepimiz kardeşiz... Bu ülkede kardeş gibi yaşamak için de birbirimizin gözünü oyuyoruz...


Oof off söylenecek yazacak o kadar çok şey var ki: ama yazamıyoruz çünkü zaman dile pranga vurma zamanı. Sus düşünmeyaşanılanları unut deyim yerindeyse hayvan gibi yaşa...