Müzakereci ve Toparlanıyoruz Hareketi lideri Kudret Özersay’ın vergi affı konusunda hükümete çağrı yaparak bu aftan yararlanacakları şeffaf şekilde açıklaması durumunda bugün yaşanan tartışmada kimin haklı kimin haksız olduğunun ortaya çıkacağını vurgulaması üzerine CTP-BG Milletvekili Birikim Özgür Özersay’a cevap verdi.
Özgür, bunu açıklamanın mümkün olmadığını söyleyerek hükümetin uygulamalarını savundu ve Cumhurbaşkanı adayı olarak Özersay’dan kendisinin beklentisini açıkladı.
Buna cevaben Kudret Özersay’ın yazdığı uzun yanıtsa tartışmanın siyasette verilen sözlerin tutulmamasına ve Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarına kaymasına yol açtı.
Toparlanıyoruz lideri Özersay’ın sosyal paylaşım sitesine “Bu meselenin çözümü kolay. VERGİ AFFI'ndan kimler ne oranda yararlanacak onu detaylı olarak açıklayın, herkes NE OLDUĞUNA ya da OLMADIĞINA kendisi karar versin...” yazması ertesinde Birikim Özgür’den gelen yanıt ve Kudret Özersay’ın cevabi açıklamaları şöyle:
Birikim Özgür:
Kudret hocam konuya duyarlılığına teşekkür ederim. Çok önemsediğim bir konu olduğu için katkı yapma ihtiyacı hissettim. Biliyorsun ülkemizde çok yüksek oranda bir kayıt dışılık var. Şirket ve bireylerin (mükelleflerin) yarıdan fazlasının kazancı oranında Anayasa'da yer alan "vergi ödevi" maddesine uygun şekilde vergi ödemediği bir sistemde yaşamaktayız. Hedef, kayıt dışılığı azaltmaktır. Bu bir devlet politikasıdır ve tek bir yasa ile değil kararlı, ilkeli ve uzun erimli bir mücadele sonucunda istenen sonuçlara ulaşılabilecektir. Vergi ile ilgili geçtiğimiz yasama döneminde pek çok yasa geçirilmiştir. "Vergi affı" diye tabir edilen ancak özünde hiç vergi ödemeyip de ülkedeki vergi adaletine olumsuz etkisi bulunan mükelleflere dönük çeşitli açılımları içinde barından kanun gücünde kararname ile devletin hiç ulaşamayacağı bilgilere ulaşma ve kamuya olan hiç ödenmeyecek borçların ödenebilmesinin sağlanması hedeflenmiştir. Geçmiş hükümetler "vergi affı" uyguluyordu neredeyse 6 ayda bir. Bu yapılan ise vergisini ödemeyenlere SÜRELİ bir ödeme imkanı ve hemen ardından da devletin çok daha etkin biçimde haciz, vs gibi yöntemleri devreye sokabileceği GEÇİCİ bir uygulamadır. Dolayısı ile haddime düşmese de benim senden şahsi beklentim kayıt dışılıkla mücadeleye desteğin yanı sıra kamuoyunda yaratılmaya çalışılan olumsuz algıların ötesini de halka anlatmamıza yardımcı olman ve dahası madem ki bilgi talep etme mantığı üzerinden bir sorgulama yapılacaksa da bu yasanın serüveninin daha detaylı bir şekilde kavranmasına katkıda bulunmak maksadıyla örneğin Cumhurbaşkanı'nın niye devletin tespit etmiş olduğu ödenmemiş vergilerin alenen affedilmesine dönük bir tavır içerisinde olduğunu DA sorgulamandır. Ayrıca şunu da belirtmek durumundayım; devlet kimsenin vergi borçlarını ya da ödediği vergileri istediği zaman açıklamayamaz. Dönem sonlarında bu açıklama yapılır ancak gerek bu kararname gerekse diğer vergi yasalarından kimlerin hangi miktarlar oranında faydalandığına ilişkin bir açıklama yapılması mümkün değildir. Ancak somut gerçeklik şudur: Bu yasa sayesinde hiç ödenmemiş hatta devletin tespit etmekte aciz kaldığı vergiler tahsil edilmektedir. Halk yararına, örneğin batma aşamasına gelmiş esnafa veyahut da belediyelere ciddi miktarda borcu olan yurttaşlara dönük ciddi bir avantaj gündeme gelmişken, dar bir çevrenin siyasi mülahazalarla ve tam manasıyla suyu bulandırmak, hükümetin bu alandaki kararlılığına ve potansiyel başarısına gölge düşürmek ve kim bilir belki de bazılarının tespit edilmiş vergi borçlarının affedilmemesinin öcünü almak için başlattığı bir çabaya paralel, tek boyutlu bir sorgulamanın ötesinde vizyoner, ülkenin geleceği adına söz söyleyen, popülizm yapıyor algısı yaratmayacak biçimde, kayıt dışılıkla mücadelenin başarıya ulaşmasından memnuniyet duyacağını vurgulayan, kamu gelirlerinin artırılmasının önemini işaret eden bir gönderi ile partili partisiz herkesin takdirini hak edeceğini düşünmekteyim. Bilhassa ismin Cumhurbaşkanlığı adaylığı için gündemde iken ve adaylığının olası olduğunu açıkladığın bir aşamada benim şahsi düşüncem odur ki sağduyu sahibi toplum çevrelerinin senden beklentisi de bu yöndedir. Çalışmalarında başarılar dilerim...
Kudret Özersay
Sevgili Birikim, yorum yazarak düşüncelerini paylaştığın için teşekkürler.
1. Kayıt dışı ekonomik faliyetlerin kayıt altına alınması konusunda bugüne değin hazırlanan raporları yakından takip etmekteyim ve kayıt altına alma girişimlerini ilke olarak benim de desteklediğimi belirteyim. Hatta bu konuda raporlarda kalacak fikirler yerine, bunları hayata geçirecek somut adımlarınız olacaksa her nevi katkıyı koymaya hazır olduğumu bilmeni isterim. Ancak bunun ne şekilde yapıldığı son derece önemlidir, yani bunun ülkede giderek daha da hızlı bir biçimde erozyona uğrayan adalet duygusunu bir o kadar hırpalayacak adımlarla/yöntemlerle yapılmasını doğru bulmam.
2. Ama daha da önemli bir nokta şu: Kanun hükümde kararname kabaca 2007 - 2011 yılları arasında vergi borcu olanlara yönelik düzenlemeler öngörüyor. Yani KAYITLI ve fakat tahakkuk eden vergisini ödemeyen kişi/kurumlara dönük bir açılım yapılıyor. Tahakkuk eden vergi borcunun faizi veya belirli bir miktarı SİLİNEREK, zaten kaydı bulunan kişi ve kurumlar nasıl olup da “kayıt altına alınacaklar” anlamak güçtür. Kayıt dışılıkta kazandığını beyan etmeyen, gizleyen, yanlış beyanda bulunan kişi/şirketler bir nevi vergi hırsızlığı yapmış olurlar (başka bazı yasadışılıklar hariç). Örnegin özel ders veren bir ögretmen, kaçak taksicilik yapan bir şoför, boş zamanlarında elektrik işleri yapan bir memur, başka tür kayıt dışılık örnekleri yanında, kayıt dışı ekonomiye örnektir. Bu ve benzeri kayut dışılıklarla mücadele etmenin yegane ve en etkili yolu DENETİM’dir. Yani bizde olmayan şey!
3. Vergisini ödemeyen, ödeyemeyen, kaçıran kişi ve işletmelere yaptırım uygulamak, ceza vermek, haciz yolu ile tahsil, ticaretten men gibi bir çok ülkede uygulanan yollar varken seçilen yol, bu verginin faizinin silinmesidir, affedilmesidir. Ben vergi affı denilen şeyin her durumda yanlış olduğunu düşünen birisi değilim (ki o hallerde kara paranın sisteme dahil edilip ‘yıkanması’ riski de vardır ve çok dikkat edilmesi gerekir), ancak bunun çok şeffaf, kamuoyunu çok iyi bilgilendirerek, önceden hazırlayarak ve tüm kesimleri ikna ederek adalet duygusuna ve devlete olan güveni zedelemeyecek bir sürecin sonucunda hayata geçirmenin şart olduğunu düşünürüm ve ancak bu şekilde “popülist olmayan” bir yaklaşım ortaya konulmuş olunacağına inanırım. Zaten tam da bu nedenle yukarıda okuduğun post’ta “açıklayın ki herşey bilinsin” ve böylece bu tartışmada kimin ne yapmaya çalıştığı da ortaya çıksın diyorum. Bence “bunları açıklamak mümkün değildir” demek kolaya kaçmaktır. Bugün BRT’de sayın Mungan’ı da dinledim. Mesele A firması ya da B kişisi şu kadar vergi verecekti ama şu kadar silinecek meselesi değildir. Daha genel anlamda hangi sektörden kaç firma, kaç kişi, hangi oranda aftan yararlanabilecek, devletin toplayamadığı bu miktarların kağıt üzerindeki toplam miktarından ne kadarı affedilmiş/silinmiş olacak, ve çok büyük miktarlarda silme durumundan yararlanan şirketlerin sayısı en fazla ne olabilir gibi genel rakamlar elbette açıklanabilmelidir. Sadece bunlar bile, spesifik isim vermeden (eğer hükümet haklıysa ve kimseye bilerek yahut bilmeden özel bir kıyak geçilmiyorsa) pek çok şeyin netleşmesine ve pek çok iddianın düşmesine yardımcı olacaktır. Yukarıdaki postta söylenen de budur. Kaldı ki her yıl belirli dönemlerde basında çarşaf çarşaf vergi ödeyenlerin isimleri ve vergi miktarları yayınlanmaktadır. Bu ölçüde detaya girilmeksizin, şirketin cirosu ve karı üzerinde durulmaksızın toplam vergi borcu ve yararlanabileceği toplam af/silme ne kadardır kamuoyu ile neden paylaşılmasın? Yasal engel varsa bunun değiştirilmesi için neden adım atılmasın? Burası ölçek olarak küçük bir ülkedir, vergi gibi yaşamsal bir konuda olası söylentilerin, spekülasyonların önüne geçmenin en ideal yolu bu türden adımlardır diye düşünüyorum.
4. Öte yandan hükümet yetkililerinin sürekli olarak bunun bir “af” olmadığını söylemesinin, teknik bir isimlendirme yoluyla geçmişte verilmiş olan bazı sözlerin ya da söylenmiş olan bazı şeylerin tam tersini yapıyor duruma düşmemek kaygısından kaynaklandığını düşünüyorum. İşte tam da bu nedenle kısa süre önce CTP-BG’nin Temmuz 2013 tarihli "Toplumsal Vizyonumuz Sosyal ve Ekonomik Programımız" belgesinde yer alan cümleyi herkese hatırlatma ihtiyacı duymuştum. Orada sizler kısa bir süre önce “Ödeyene ceza ödemeyene ödül şeklindeki uygulamalara neden olan, VERGİ ve diğer kamu alacaklarında uygulanan AFLARA DERHAL SON VERİLMESİ"den bahsediyordunuz (Stratejiler, 3.3.1, sayfa 137). Oysa şimdi bunun tam tersini yapıyorsunuz. Görüşleriniz değişmiş olabilir, buna saygı duyarım. Ancak bunu çıkıp kamuoyuna da “daha önce bu şekilde düşünüyorduk, yanılmışız” diyerek vizyon değişikliğine gidiyor olduğunuzu söylemeniz gerektiğini düşünüyorum. Tam da bu nedenle sizlerden aslında o yazdığım yazıya bir cevap bekliyordum (tabi görmemiş de olabilirsiniz). Demem şu ki, geçmişte bir vizyon olarak vergi konusunda ortaya koyduğunuza ters bir adım atıyor olduğunuzu “aslında bu bir AF değil” diyerek geçiştirmemeniz gerektiğini, aksi halde bana yazmış olduğunuz yorumda belirtilen “popülist” bir yaklaşımın ortaya çıkacağını, senin gibi genç bir siyasetçinin de bundan rahatsız olması gerektiğini düşünüyorum. Sen mesajını samimi yazdığın için ben de bu kadar açık ve samimi olarak yazıyorum.
5. Öte yandan Toparlanıyoruz Hareketinin girişimiyle bu konu ile ilgili olarak biri vergi, bir diğeri ise ekonomi uzmanı iki gönüllü arkadaşımızın şu anda bir değerlendirme hazırlamakta olduklarını, ona dayalı olarak daha farklı soruları da gündeme taşımaya kararlı olduğumuzu bilmeni isterim. Dikkatini çekmiştir herhalde, şahsen ben bu ana değin vergi affı konusunda sadece iki şey söyledim. Bunlardan ilki siyasetin iç tutarlılığı bağlamında daha önce partinin verdiği bir sözü hatırlatmaktı. İkincisi ise, kim ne oranda bundan yararlanacak bilgisini paylaşırsanız kimin haklı kimin haksız olacağı ortaya çıkar yönündeki düşüncemdi. Popülist davranma ya da başka açılardan kişisel menfaati olan başka isimlere hizmet etme yolunu seçmiş olsaydık vergi affı konusundaki açıklmalarımız inan çok daha farklı olurdu. Geçmişte eleştirilen re’sen vergi uygulamasına bugün de devam edilmesi, sonra da adeta bir at pazarlığına gidilerek insanların huzurunun bozulması ve diğer hususlara bu aşamada hiç girmiyorum.,
6. Gelelim Cumhurbaşkanı Eroğlu’na dönük sorgulama beklentine. Toparlanıyoruz Hareketi kısa bir süre önce Cumhurbaşkanına, Meclis Başkanına, Bakanlar Kurulu’na ve siz sayın vekilerimize mektuplar göndererek mal beyanı konusunda sorular sormuştur (bu konuda erken zamanda yanıt veren ender vekillerden olduğunuz için sizi kutluyorum bu arada). Şu anda da gelen yanıtlar konusunda farklı yasal adımları hayata geçirmek için bir sürecin içerisindedir, konuyu takip etmektedir. Meclis Başkanlığı’nın verilen mal beyanlarını yasada belirtilen şekilde karşılaştırmalı olarak denetlemediği, yasaya uygun davranmadığı ve bu nedenle, Cumhurbaşkanı’nın mal beyanı da dahil gerekli denetimin yapılmadığı düşüncesindeyiz ve şu anda bunun takibini yapıyoruz. Bunu şunun için yazıyorum. Biz Toparlanıyoruz Hareketi olarak belirli bir kişi yahut makamı ayırmıyoruz. Yazında belirttiğin şekilde “Cumhurbaşkanı'nın niye devletin tespit etmiş olduğu ödenmemiş vergilerin alenen affedilmesine dönük bir tavır içerisinde olduğunu DA sorgulamandır” ifadesine ilaveten daha somut bilgi verirsen onun da, ayırmaksızın, ayrı muamele yapılmaksızın takibinin yapılacağından emin olabilirsin. Bu konuda senden haber bekleyeceğim.
7. Toplumun farklı kesimlerinin beklentilerini bana hatırlattığın, üstelik de bunu olası Cumhurbaşkanlığı adaylığım bağlamında hatırlatma gereği duyduğun için teşekkür ederim. Önemli olan adaylıklarımız, seçilmemiz ya da seçilmememiz değildir. Bizim, bir seçimden bağımsız olarak bu beklentilerin gereğini yapmakta olduğumuzu, yapmayı sürdürmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Hepimiz bunu hedeflemeliyiz, HEPİMİZ...
Başarılar, kolaylıklar...