Kendinizi haklı görüvermek her zaman kolaydır gerçekten. Haklı olmadığınızı düşünüp karşınızdakine hak vermek önemli olsun sizce. Sevecekseniz gerçekten başta hak vermesini biliniz.”


Pek çoğumuz bir tartışma yanlış anlama veya yetiştirilme biçimindeki farklılıklardan kaynaklanan küçük kırgınlıklara dört elle sarılırız. Kırıldığımız kişi bir dost veya akraba olsun inatla onun bize el uzatmasını bekler onu bağışlamak ve eski ilişkiyi tekrar başlatmak için bunun tek yol olduğuna inanırız.


Ne zaman öfkemize saplanıp kalsak “ufak şeyleri” kafamızda kurup gerçekten “büyük mesele” haline getiririz.


Sanki haklı oluşumuz mutluluğumuzdan da önemliymiş gibi görünür. Oysa hiç öyle değildir. Eğer daha huzurlu bir insan olmak istiyorsanız şunu anlamanız gerekir ki haklı olmak hemen hiçbir zaman kendinizi mutlu etmekten daha önemli değildir.

Mutluluğun yolu yargıları bir yana atıp sevgi elini uzatmaktır.

Bırakın başkaları haklı oluversin. Bu sizin haksız olduğunuz anlamına gelmez. Her şey yoluna girecektir. Siz işin ucunu bırakmanın keyfini yaşayacaksınız. Elinizi uzatıp haklılığı başkalarına bıraktığınız zaman onlar da size karşı daha az savungan ve daha çok sevecen olurlar. Çoğu kez onlar da size el uzatırlar. Ama eğer bu gerçekleşmezse hiç dert etmeyin. Daha çok sevgi olan bir dünya yaratmak için size düşeni yapmanın huzuru yeter