Şu cızırtılı çevirmeli (dial-up) modemleri hatırlıyor musunuz? Ya 1990’larda bilgisayar karşısına oturup sunucuya bağlanmayı beklediğimizi? Bugün kullandığımız internet çok gelişmiş gibi gelebilir. Ama gerçekte o kadar da ilerlemedik. Evet, internet bağlantımız artık çok hızlı. Fakat hâlâ internete girmek için bir bağlantı gerekiyor. Bağlanıp oturum açtıktan sonra da ihtiyaç duyduğumuz bilgiyi aramamız gerekiyor. Bir internet sayfasını bulmak için sık kullanılanlara bakıyor veya bir şeyi araştırmak için arama motoru Google’ı kullanıyoruz.
Ya internet bir parçamız haline gelirse? Etrafımızı sarıp kullandığımız her şeyle iç içe geçerse? Elimizi attığımız her şey sürekli internete, diğer cihazlara, hatta bize bağlı olursa ne olacak? Bazılarının “Etrafımızı saran internet” diye tanımladığı bu senaryo, her şeyi değiştirecek. İnternet şu anda bile dört bir yanımızda. Yıllardır arabaların bilgisayarları vardı, şimdi de internete bağlanıyorlar. Sırada evler var. “Akıllı ağ” elektrik sayaçlarımızı internete bağlayacak. Böylece elektrik kullanımımızı uzaktan takip edebileceğiz. Buzdolabı, derin dondurucu ve çamaşır makinesi çevrimiçi çalışacak. Bant genişliği ve depolama masraflarının sıfıra yaklaşmasıyla her şeyin internete bağlanmaması için bir neden kalmayacak.
İnsan ve makine bütünleşiyor
İnternetten aralıksız bilgi akışı (müzik, haber ve mizah) sağlayan etkileşimli ortam oynatıcıları yoluyla sağlanan veri iletimi, artık televizyonlar, araba navigasyon sistemleri ve billboardlarda akıyor. En büyük atılım ise makinelerle bütünleşip internetin ağına tam düştüğümüzde gerçekleşecek. Bu çılgınca görünebilir. Ama aklı başında pek çok insan o yöne gittiğimizde hemfikir. Bu duruma “tekillik” diyorlar. Yani biyoloji ve teknolojinin birleşmesiyle insan ve makinenin bir bütün olması. Tekillik düşüncesinin en ünlü savunucusu Google’ın finanse ettiği Singularity (Tekillik) Üniversitesi rektörü, yapay zekâ ve bilgisayar uzmanı Ray Kurzweil. Son 20 yıldır tekillik düşüncesinin hayalini kuranKurzweil bu alanda çok satanlar listesine giren kitaplar da yazıyor. Kurzweil 2029’a kadarbilgisayarların insanlardan daha akıllı olacağına inanıyor. Bunun bir nedeni çiplerin giderek daha da hızlanması ve işlem gücünü artırması. Bir diğer nedeni de bilgisayar uzmanlarının insan beyninin işleyişini anlamamıza yardım eden paralel işlem yapma hakkında daha fazla bilgi sahibi olması.Kurzweil, bilgisayarcıların yakında insan beyninden “tersine mühendislik” yoluyla çok şey öğrenebileceğine inanıyor. Böylece 21. yüzyılın ortalarında bilgisayarlar o kadar akıllı olacak ki insanlar ya bilgisayarları beyinlerinin içine yerleştirmek zorunda kalacak ya da evrimin gerisinde kalacak.
"Siber ölümsüzlük mümkün"
Kurzweil öldüğümüzde bilincimizi bilgisayara yükleyip sonsuza dek yaşayabileceğimize de inanıyor. Garip bir siber ölümsüzlük anlayışı... “Mümkün” diyor Kurzweil. Bir de robot teknolojisi, nanoteknoloji ve genetikteki ilerlemeler sayesinde 2045’lerde dolaşım sistemimize milyarlarca minik robot (nanobot) yerleştirilebileceğini ve böylece kanser dahil birçok ölümcül hastalığın engellenebileceğini söylüyor.
Bu kimilerine saçma gelebilir. Fakat Kurzweil bilgisayarların daha küçük ve daha hızlı hale geldiğini vurguluyor. Apple’ın, artık eskiyen 2009 model iPhone’unun işlemcisi 40 yıl önceki dev bilgisayar sistemlerine göre milyarlarca kat daha güçlüydü. Doktorlar bugün bezelye kadar aygıtları Parkinson hastalarının beyinlerine yerleştirebiliyorlarsa, (Kurzweil’e göre) 20 yıl sonra elimizde kan hücresi boyutunda aygıtların olması mümkün gibi. Duruma Kurzweil’in perspektifinden bakarsak -ister bedenlerimizin içine bir sürü bilgisayar yerleştirilsin, ister insan ruhu yüklenmiş bilgisayarlar yaratılsıngelecekte insan ve robot karışımı sibernetik organizmalara dönüşeceğiz. Devamlı ‘online’ kalacak, devamlı bilgi paylaşacağız. Kurzweil’e göre bu sibernetik dönüşümün ne zaman olacağı önemli değil ama gerçekleşecek. Teknoloji engellenemez şekilde gelişmeye devam ediyor. Yani bir gün hepimiz kendimizi internete bağlı değil, internetin içinde bulacağız. Nihayetinde biz internetin bir parçasına dönüşeceğiz, internet de bize...
Yazı - Daniel Lyons