onuşmanın çoktan ihtiyaç sınırlarını aşıp adeta gevezeliğin Viyana kapılarına dayandığı şu günlerde neden gevezeler kadar çok konuşamadığımı hatta yazarken bile neden bir ağız dolusu cümle kurmak yerine kısa cümlelerin can simidi olan bağlaçlara güvendiğimi bulmaya çalıştım.
-Sence bu güzel mi?''
-Evet!
Cevap bir ''evet'' kadar kısa görünse de asıl odaklandığm yer cevabımdan çok sorusu... ''Sence'' diye başlayan bir sorunun cevabı illa herkese göre mantıklı olmak zorunda değildir bir kere... Demek ki bu soru ta en başından bana özgürlüğümü sunmuş. soruyu soran kişi ''güzel mi?'' diye sorduğuna göre demek ki o şeyin güzel olduğu düşünüyor. Düşünmeseydi eğer ''bu çirkin mi?'' diye sorardı. Yani soran tarafından bir yere doğru yönlendiriliyorum. Elimde hem özgürlüğüm var hem de tutsaklığım. İşte bu yüzden benden bu soruya mantıklı bir cevap vermemi beklememeli karşımdaki kişi. Cevabım kısaca: Evet...
Demek ki bazı insanlar cevaplarından çok sorulara ve ussallığa Yani insanları gevezeler ve diğerleri diye ayırırsak ''diğerleri'' grubunun içinde en azından düşüncede geveze olanlar da var.
Geveze insanlarla birlikte iş nedeniyle ki özel hayatımda tercih etmediğim bir gruptur yan yana bulunmak zorunda kaldığımdan mütevellit onları dinleyebilmeye ait tahammül sınırlarımı yeterince genişlettiğime inanıyorum. Ama tabii ki nihayetinde benim de sınırlarım var... Bazen onlar gibi geveze olmaya çalışsam da yaptığım bu kendime bile garip gelen hareketler bir papağanın duyduğu sesleri taklit etmesinden öteye gidemiyor ve her zaman ki gibi taklitler asıllarını yaşatıyor. Yukarıdaki soruyu bir de geveze birisine soralım. İşte muhtemel cevabı:
-Sence bu güzel mi?
-Bu değil de bir önceki sanki daha iyiydi. Aslında geçen hafta bir şey daha almıştın sen o daha güzeldi ama hep aynısından almakta iyi değil tabii. Benim babam aynen böyle devamlı gider aynısından iki üç çeşit birden alır. Ama ben anneme çekmişim Allah'tan...
Gevezelerle yan yana olmanın güzel tarafı onlar konuşurken siz rahat rahat başka şeyleri düşünebilirsiniz. Evden çıkarken kapıyı kilitlemiş miydim? Çayıma kaç şeker acaba iki bir hiç? Sonra ara ara bu dünyaya geri dönersiniz ve bir de bakmışsınız karşınızdaki geveze hala devam ediyor. Olayı ballandıra ballandıra bir dolu nesne ve tümleçle parantez içi açıklamalarıyla anlatıp duruyor... Sakın kesmeyin! Kestiğiniz yerden devam ettikleri gibi kendi gevezeliğiniz yüzünden çektiğiniz işkencenin süresi de uzayacaktır.
En iyisi bazen Mahir gibi olmak:
-hı hı...