Dar zamanlı bir hayatı yaşar insan. Başı sonu olan bir hayatı tüketir. Tükenir. Hayat geçicidir. Geçiciliği fark ederek yaşayamaz her an. An gelir zamanın az kaldığını fark eder.
Zamanın içine sıkışıp
Henüz otuz sekizindedir insan örneğin. Ama kanser hücreleri akciğerini tüketmiş. Kısık kısık nefes almak zamanı yavaşlatır ağırlaştırır. Bir bitiş çizgisini hatırlatır. Her gün bir adım daha çizgiye taşır insanı.
Ya da elli yedisine gelmiştir. Yaratıcıya karşı sorumluluklarını şimdi fark etmiştir. Bir hafta önce ölen kızının ardından. Ya da daha çok gençtir. İki yıl süren günahla dolu bir hayatı nasıl silebileceğidüşünmektedir. Geceleri sık sık uyanarak. Ağlamaklı.
Geçip gitmiş günahkâr zamanları kurtarmak için.
İnsan bir pişmanlığın içine sıkışıp kalır bu sefer. Geçen her an pişmanlıkları hatırlatır. Yapmak isteyip de yapamadıklarını. Ya da yapması gerektiğini yeni fark ettiklerini.
Keşke o ana kadar yaşanmış olan hayat daha iyi yaşansaydı. Keşke Yaratıcı adına Onun için daha çok şey yapılsaydı.
Farklı farklı insanlar farklı farklı nedenlerle bir an dururlar. Havada asılı kalmış buz taneleri gibi donakalırlar. O öyle bir andır ki; dünyanın sadece ve sadece ahiret için bir hazırlık yeri olduğu anlaşılır.
Bitiş çizgisi insanın umudunu keser. Dondurur. Hem zaman hem varlık. Hayat geçicidir. Ancak sonsuz hayat tam da bu geçici hayatla kazanılır. Sonsuz bir hayatla değil. dar zamanda çok işler yapma zamanıdır. Zaman dardır ama insan bu sefer çok işler yapamayacağını da fark eder. Kısık kısık aldığı sayılı nefesler onu hem zamanın hem de bir sınırlılığın içine hapseder. Zaman dardır ama dar zamanda yapılacak çok iş vardır. Yorgun ve çaresiz bir beden buna izin vermez.
Hazırlık için gerekli zamanın peşine düşülür bu kez. Bir telaş alıp başını gider. Az kalmış bitişe yakın zamanlar insanı sıkıştırır. Dar zamanların çok yapmanın zamanı olmadığını anlar insan. Hüzünle. Dar zamanda çok değil çok değerli işler yapmanın zamanıdır. Bitiş çizgisinden önce durakta konaklama zamanında.
Bir saatlik bir ibadette seksen senelik ibadet ömrünü kazandıracak özel zamanlara ihtiyaç vardır artık. Kadir Gecesi gibi yakalandığında bir insan ömrüne ömür katacak zamanlara ihtiyaç vardır. Dakikası bir gün hükmünde bereketli saatlere. Saati iki ay günü birkaç sene hükmünde bir ömr-ü bâkiyi arar insan.
Sonsuz Rahmet sahibi olan Yaratıcı insanın böylesi zamanlara duyduğu ihtiyacı dahi düşünmüştür. Yaratıcı insana bereketli zamanların kapılarını gösterir. Ardı ardına birinden diğerine açılan özel zaman kapıları sunar. Bunun bir örneği üç aylardır. Zaman Recep 1de durur. Recep Allahın ayıdır. Önce Regaip Gecesi gelir. Sonra Peygamberin ayı girer zaman bir başka işler. Miraç Gecesi yitik zamanlarının peşine düşmüş çaresizler için bire karşın yüzlerin kazanılacağı bereketli bir gece olur. Sonra ümmetin ayı çıkagelir. Hele bir de Kadir Gecesi vardır ki. Öyle bir gece ki bin aya denk.
Kaybedenler için Yaratıcı bir kere bin kere daha fırsat sunar insana. Farklı biçimlerde yitirilmiş zamanları olan bizlere sonsuz rahmetini bir kere bin kere daha hissettirir.
Yitik bir geçmişle olmayan bir gelecek arasındaki dar sokakta sıkışıp kalmış bizlere üç aylar ve başka bir sürü özel günle umut serper. Geceleri sessizce kalkılır. Sessizce secdelere varılır. Sessizce oruçlar tutulur. Sessizce Ona yalvarılır. Ondan medet umulur. Sessizce Onsuz geçen zamanlar için ağıtlar yakılır.
Özel zamanlar; aylardan üç aylar günlerden Cuma saatlerden gece ve seher. Bağışlanmış ek süreler gibi. Yitik zamanları yeniden kazanmak için. Köprüden önce tek bir çıkışı olanlar için son çıkış gibidir özel zamanlar.
Her insan için gelecek belirsiz. Yarının olması ile olmaması aynı ihtimal dahilinde. Hangi koşulda olursa olsun hangi yaşta olursa olsun bu yüzdendir ki hepimiz yitirilmiş zamanları olan insanlarız. Birazdan ölüm gelebilir. Öyleyse içinde bulunduğumuz an köprüden önceki son çıkış kapısı son konaklama zamanıdır. İşte bu yüzden özel zamanlar kaybedenler için yitik zamanlarımızı bulmanın özel kapılarıdır.
Sessizce geceler kalkmalı sessizce günahlarımız için ağıtlar yakmalı sessizce secdelere varmalı sessizce gökteki aya bakmalı sessizce yitirilmiş zamanları aramaya koyulmalı ve özel zamanlara Onun mührünü vurup yitik zamanlara karşın mühürlenmiş zamanları bulmalı.