Gözümün güneşi, gönlümün beyazı, ömrümün baharı, ruhumun yazı
Hatırlıyor musun geldiğin yazı?
Hâlâ şiirimin altında duruyor yazdığın yazı!

Ben sana hoş geldin yüreğime demiştim.
Sen gülümsemiş, kalemi eline alıp şiirimin altına hoş buldum yazmış gülümsemiştin.
Sonra da bana dönüp bak senin hoş geldin deyişin kayboldu ama benimki hep kalacak, hep var olacak demiştin.

Ben hâlâ kendi kendime deliler gibi hoş geldin diyorum.
İnadına tekrarlıyor ve hiç bıkmıyorum.
Lakin hiç kimse şiirimin altına hoş geldin yazmıyor.
Aslında yazamıyor. Çünkü izin vermiyorum kimsenin yazmasına.
Sen bitirip gitmiş olsan da, ben o anı hiç bitmemiş gibi yaşıyor yaşatıyorum hâlâ
Bir gün yine şiirimin altına, hoş buldum yazmanı bekliyorum Nerdesin?

En kötüsü de gelmeyeceğini ve bir daha hoş buldum yazmayacağını biliyorum.
Çünkü yazacak olan gitmezdi ve gerçekten hoş bulanın yüreğinde o hoşluk hiç bitmezdi biliyorum
Bazen kendi bildiğini bile yalanlıyor insanın yüreği, belki o da sevdanın gereği
Kaç yanlış bir doğruyu götürür bilmiyorum.
Ben bütün doğrularımı götüren bir tek yanlışla yaşıyorum.
Üstelik o yanlışı bir aşk-ı apolet gibi yüreğimde yana yıkıla taşıyorum.

Anladım ki, yüreği mürekkep, dili kalem yapıp yazılanlar, boşluğa bile yazılsalar, kalemi eline alıp sayfaya yazılanlardan daha kalıcı oluyormuş.
Yani yürekle yazılanlar asla kaybolmuyormuş
Anlamak daha çok acıtıyor canımı ve dünyanın bütün yanılgıları devriliyor üstüme.
Enkazların altında boğulacağımı bile bile
Çığlık çığlığa, haykıra haykıra, yana yıkıla ve hâlâ
Gözümün güneşi, gönlümün beyazı, ömrümün baharı, ruhumun yazı diyorum
Ya sen?

Senin daha gitmeden unuttuklarını, ben gidişinden bunca zaman sonra bile unutamıyorum.
Seni öyle sevmişim ki, soranlara hâlâ o haklıydı ondan gitti diyorum

Şair : İhsan Turhan