Sana diyebileceğim onlarca şey vardı.
Sildim.
Hepsini sildim.
Ve bende silindim kendimden,
bende bir ben kalmadı.
O yüzden gidiyorum.
Az bir şey şiir vardı umutlarımın dibinde.. onları da sende tükettim.
Yağmurlu bir sonbahar akşamı beni hatırla.
Sonbaharda bir kez.
Yılda bir kez olsun an adımı.
Ve de ki;
şiir kokardı elleri bana yazmaktan.
Beni unutma.
Gelebilceğim ihtimalı olsun aklında, gülümse.
Aklına geldikçe ben, gülümse.
Artık tebessümün olabileyim, lütfen.
Gidişimi anlamaya çalışma.
Ben bir kitap değilim, beni okuyup anlayamazsın.
Ancak yarım yamalak bir dizeyim.
Beni anlamaya çalışma.
Beni ancak bir yağmurun altında yanarken anlayacaksın.
Ve ben bunu istemem.
Sen yanma.
Sen beni yak.
Ama sen yanma.
Benimle yanma.
Göğüsümün altındaki kent cehennem oldu.
Ve sen bana bir damla su olamadıysan,
bırak gideyim.
Ben yaşamayı sevmezken, seni yaşayamam.
Hem kendime bile uzakken sana ne kadar yakın olabilirim ki?
Bırak gideyim.
Çünkü ben bu durumlarda başka ne yapılır bilmiyorum