Mersin seyahatinde tören birliğini denetlerken. (20 Mayıs 1938)
Son Eseri: Hatay
Hatay davası günlerinde, onu ebediyen aramızdan alacak hastalığın acıları içindeydi. Yalnız ve yalnız milletini düşünen emsalsiz insan, bu zaferi de başaracaktı, çünkü söz vermişti. Bu söz verişi Hatay’ın bağımsızlığı sağlandığı zaman devlet başkanı olan Tayfur Sökmen şöyle anlatmaktadır:
“Aziz Türk milletinin büyük evladı Atatürk’ü 1921 yılında tanıdım. Ziyaretimizin sebebi; o sırada Fransız delegesi Mösyö Franklen Bouillon ile Türkiye arasında yapılmakta olan anlaşma müzakeresinde Hatay’ın da, Adana, Mersin, Osmaniye, Maraş, Antep ve Urfa gibi ayrılmaz bir parçası olan Türkiye’ye iadesini sağlayacak bir yol bulunmasını istemekti. İşte bu maksatla Atatürk’ü, dört Hataylı arkadaş, heyet halinde, ilk Büyük Millet Meclisi binasında, başkanlık odasında ziyaret ettik. Bizi çok iyi bir şekilde karşıladılar, iltifat ettiler. Her hallerinden, Hatay davasıyla çok yakından ilgilendikleri beliriyordu. Bizi dikkatle dinledikten sonra:
-‘Hatay esasen milli bağlaşmamız sınırları içindedir. Bu itibarla, Hatay’ın yapmakta olduğu silahlı mücadeleyi, adım adım takip etmekteyiz. Bu sefer tamamen kurtaramazsak bile, orası için Fransızlar’dan seçkin ve özerk bir idare sağlarız. Gider, çalışırız, buyurdular.’”1