Ne kadar acıdırbilirmisiniz?
Korkularımız yüzünden kaybettiklerimizi düşünmek...

Yalanlar üzerine kurulan gelecek hatalardan dersler almamak paylaşamamak
dünden kurtulamamak iç çatışmalarla maskelerle yaşamak...
Dün ölüdür.
Şu an tek gerçektir.
Yarın ise kucağınıza doğacak bebektir.
Cesetlerin ve yeni doğan bebeklerin kaygısıyla yaşamı kendimize zehir ediyoruz.
Tek gerçek olan şu anı"şimdiyi" yaşayamıyoruz.
Neden?
Çünkü özgüven yoksunuyuz...
Oturmamış gelişmemiş kişiliklerimizle toplumsal kalıplarımızla kendimizi aşamadan sıradanlıktan kurtulamadan birer robot gibi yaşamaya çalışıyoruz.
Paylaşmaktan korkuyoruz.
Bizi rahatsız eden hatalarla dolu geçmişimizi kendimize bile anlatamıyoruz.
Kalmış ki başkalarına anlatmak düşüncesi bile bizleri ürkütüyor.
Oysa hata yapmak özgürlüğümüzdür.
O doğal olan öğrenmenin temeli sayılan "hata yapma özgürlüğümüz"ü kullanmış olmakla
başka bir ifadeyle acıyı tatmak hissetmek "tatlının" iyi olduğunu da öğrenmek anlamak olduğunu bilmiyoruz.

Üç yaşındaki bir çocuğa elini sobaya vurduğunda canı yanacağını defalarca söylemeniz
birşey ifade etmeyecektir.
Elini sobaya vurarak canın yanması ile sobadan uzak durması gerektiğini yaşayarak öğrenecektir.
Lütfen yaşamaktan korkmayınız!!!


Sevgiyi sevmeyi bilmiyoruz.
En önemlisi kendimizi sevmiyoruz.
Sevgi ilgi ve bilgi ile gelişir. Kendimizi tanımakbilmek değerli görmek "kendini sevme"nin anahtarıdır.
Hangimiz bir aynanın karşısına geçip kendimizle yüzleşme cesaretini gösterebiliyoruz?
Dürüstçe kendisiyle yüzleşebilen insan doğrularını-yanlışlarını görüp kendisini değiştirengeliştiren paylaşmaktan ve gerçeklerden korkmayan bir insan olur.
İnsanlar dünyada benzersiz ve tekdir.
Benzersizliğimizi farketmemiz değerimizinde farkındalığını hissetmemizdir.
Tüm hatalarımıza rağmen değerli ve benzersiz olduğumuzu bilmemiz acımızı hafifletir
özgüveni özsaygıyı ve en önemlisi kendimizi sevmeyi bize öğretir.
Bu da kişisel bütünlüğümüzün temelini oluşturur.
Deneyimlerimiz ve çektiğimizi düşündüğümüz acılar gerçekte kendimizi bulmamızı sağlar.
Yani olumsuzluktan olumluyu yakalamış olmakla biz sıradanlıktan kurtulup
gelişmiş birer insan olarak "insan" olmanın hazzını yaşarız.
İşte o zaman yaşam bir başkadır sevgi saygı güven dostluk bir başka anlam taşır artık..