Yöre: Kayseri / Develi - Gazi kasabası

Kayseri'ye 45 dakika uzaklıkta olan Develi ilçesinin Gazi kasabasında bulunan “Ak Gelin” taşının oluşumu hakkında yöre halkı yıllardır bir ef- sane anlatmaktadır:

Develi'den bir Türkmen obası Erciyes'in güney eteklerinde bir yaylaya çıkar. Bu obada ahlâkî ve fizîkî güzelliğinden dolayı “Ak Gelin” adı verilen bir gelin vardır. Kocası ve iki çocuğu ile birlikte çok mutlu bir şekilde yaşayan Ak Gelin'in kocası savaşa gitmek zorunda kalır. Develi çevresinde yaşayan bir eşkiya, güzelliği ile ünlü bu kadına göz koymuştur. Sahipsizliğini de öğrenince, bir gece obayı basarak Ak Gelin'i kaçırmak ister. Bunun üzerine gece karanlığında ve savaşın ortasında iki çocuğunu ve gelin sandığını yanına alarak kaçmaya başlayan Ak Gelin, Erciyes Dağı'na çıkar. Uçurumun kenarına gelir ve “Allah'ım beni ve çocuklarımı ya taş et ya da kuş!” der. Bunun üzerine duası kabul olur ve taş kesilir.

Güneş doğunca tüm oba sakinleri ve eşkıya; Ak Gelin'i, iki çocuğu ve çeyiz sandığıyla beraber Erciyes Dağı'nda taş kesildiğini görüp hayretler içinde kalırlar. Günler sonra obaya dönen kocası olayı annesinden öğrenir. Koşarak ailesinin taş kesildiği yere gider ve onları orada öylece görür. Derken, uzaklardan bir ses duyar. “Yiğidim namusumu bir eşkiyaya çiğnetmedim, o eşkıyadan ahdımı koma.” Bu ses Ak Gelin'in sesidir. Bunun üzerine delikanlı, taş kesilen ailesine bakarak ”Alırım ahdını koymam Ak Gelin!” diye haykırır. Kocanın eşkiyadan intikamını alıp almadığı belli değildir; ama aşağıdaki ağıtı bu yiğidin yaktığı söylenmektedir:

Sabahtan uğradım ben bir güzele
Güzel ağlatmadı güldürdü beni
Ben güzelden böyle vefa ummazdım
Ak göğsün üstüne kondurdu beni

Ak gelin, sürmelim, sen bilin

Şahin gibi yükseğinden uçarken
Keklik gibi engininden kaçarken
Ab-ı Kevser ırmağından içerken
Susuz pınarlarda kandırdı beni

Ak gelin, sürmelim, sen bilin

Ak gelin indim ola yayladan
Kaşın değil gözün beni ağlatan
Satın mı aldın güzelliğin Mevlâ'dan
Alırım ahdımı koymam seni

Ak gelin, sürmelim, sen bilin

Bu taşla ilgili yöre halkı tarafından oluşturulmuş ve iki rivayete dayanan bir başka efsane daha vardır:

İlk rivâyete göre, 365 yıl önce Gazi kasabasında Rumlar yaşamaktadır. Bölgede savaşın çıkmasıyla kasabadan kaçmaya başlayan Rumlar'dan çocuğu olan bir kadın, yaşlı ve sırtında çocuğu olduğu için kaçmakta zorlanır. Yüksek bir dağın yamacına gelince, diz çöker ve “Allahım, ya beni taş yap, ya da kuş yap!” diye dua eder. Duası kabul olan kadın, oracıkta taş kesilir.

İkinci rivâyet ise şöyledir: Sırtında çocuğu olan bir kadın, dağda develerini otlatırken çok şiddetli bir doluyla tutulur. Dolunun dışında gökten tırtıl ve böcek de yağar. Bu durumdan son derece korkan kadın, kayalıkların dibine sığınarak kıbleye döner ve “Allahım beni ya taş et, ya da kuş et.” diye yalvarır. Duası kabul olan kadın sırtında yavrusu ve ilerideki develeri ile beraber taş kesilir.

Günümüzde anneler, çocuklarını hastalıktan uzak tutacağına inandıkları için kayanın olduğu yerden geçirirler.[1]

Kaynaklar

[1] M. Öcal Oğuz & Petek Ersoy, "Türkiye'de 2006 Yılında Yaşayan Taş Kesilme Efsaneleri - Mekânlar ve Anlatılar", Gazi Üniversitesi Türk Halkbilimi Araştırma ve Uygulama Merkezi (THBMER), Ankara 2007, ISBN 978-975-507-211-1.