Alpamış; Alpamsı, Alpmasa, Bamsı Beyrek ve Boyrek gibi Türk boyları arasında çeşitli söylenişlerle geçmekte, üzerine kurulan hikaye de biraz değişik rivayetlerle anlatılmaktadır.
Bir anlatışa göre; Alpamış (Bay Boyrek) Oğuz'un oğullarından Ay Han'ın oğludur.
Ay Han'ın oğlu olmazdı. Bunun için de çok üzüntülü idi. Birgün yanına veziri (Balçık Han) geliyor. Ay Han'a seyahat tavsiye ediyor. İkisi yola çıkıyor. Bir yerde Hızır ile karsılaşıyorlar. Hızır onlara iki elma vererek kayboluyor. Elmanın birisini Ay Han, diğerini de karisi yiyor. Nihayet bir erkek çocukları oluyor. Adına da Bay Boyrek diyorlar.
Bir anlatışa göre de; Bay Börü ile Bay Sari adındaki iki Türk Beyinin çocukları olmuştu. Bunlar kırk gün Allah'a yalvarıyorlar. Sonunda Bay Börü'nün, Hakem(Alpamış) adında bir oğlu, Bay Sari'nin da (Ay Barcın) adında kızı oluyor. Ayni yasta olan bu çocukları küçük iken nişanladılar, henüz üçer yaşında iken okula verdiler. Alpamış yedi yaşına gelince okuldan alindi. Ona beylik usulleri ile, beyler nasıl hareket etmelidir, gibi isler öğretildi. Ok talimleri yaptırıldı. Nihayet maceralar başladı:
Alpamış Karmuk'larla savaşa girdi. Bu sırada (Askara) adındaki dağın tepesini bir ok atarak uçurdu. Ama yolda bir ak otağda güzel bir kızla uyumakta iken Karmuk'lar bastılar, Alpamış'ı esir ettiler. Götürüp bir zindana attılar. Obur taraftan Karmuk Han'ın kızı Alpamış'a aşık olmuştu. Onu kurtarmak yollarını aradı, bulunduğu zindana uzun bir ip sarkıtarak onu zindandan çıkarttı. Alpamış'ın Çobar yahut Benliboz adında bir ati vardı. O atı da hazır buldular. Alpamış Atina bindi. Tekrar Karmuk'lara hücum ederek onları perişan etti. Bundan sonra memleketine dönünce sevgilisi Aybarçın'ı kölelerinden birinin almak üzere olduğunu öğrendi. Düğün hazırlıklarının yapıldığı sırada ve eğlenceler devam ederken, Alpamış bir ozan kıyafetine girerek Aybarçın'ın bulunduğu çadıra yaklaştı. Elindeki sazı çalarak çadıra doğru şiirler söylemeye başladı. Bu sırada çadırda Bademca adında bir kadın vardı. Biraz kekeme idi. O da Alpamış'a şiirle cevap verdi. Alpamış tekrar söyledi. Sonunda gelinin bulunduğu çadıra alindi. Orada eğlenceler, oyunlar devam ederken, bir köşede yaslar içinde bulunan gelin Alpamış'ı tanıdı. Bundan sonra ikisi de birbirine atıldı. Herkes şaşırdı. Alpamış da sevgilisini alarak babasının yanına gitti, onu yerine geçti.
Kaynak: "Türk Mitolojisi", Murat Uraz. Düşünen Adam Yayınları, İstanbul, Şubat 1992.