aslanlar-hakkinda-genel-bilgi-300x242.jpgAslanlar ile ilgili bilgilere geçmeden önce, ilginç ve bütün dünyada onlar hakkında kullanılan yanlış bir ifadeyi düzeltmek istiyoruz. Şunu belirtmek gerekir ki, aslanlar ormanlarda yaşamaz, dolayısıyla onlara atfedilen " Ormanlar Kralı" sıfatı yanlıştır.
Kedigiller familyasından olan aslanın bilimsel adı "Panthera leo" dur. Derisi açık kahverengi ve sarı karışımıdır. Koyu kahverengi renge sahip aslanlarda vardır ancak bunlar diğerlerine oranla çok daha seyrek bulunur. Erkeklerin, omuzlarına kadar dökülen, heybetli bir yelesi bulunur. Yeledeki kıllar sert ve dayanıklıdır. Koyu ve görece daha büyük yeleye sahip erkeklerin, dişi aslanlar tarafından eş seçiminde tercih edildiği düşünülmektedir.
Ağırlık ve boyları cinsiyete göre değişiklik gösterir. Erkek aslanın ağırlığı, yaşadığı çevreye bağlı olarak 190-280 kg arasındadır. Dişi aslan ise erkeğe oranla daha hafiftir ve ağırlığı 110-150 kg arasında değişir. Boy olarakda, erkekler dişilerden üstündür. Erkeğin boyu 2.4-2.7 m arasındadır, dişilerin boyu ise 2.1-2.3 m civarındadır. Ayakları üstünde durduklarında ise boyları, erkekler 87-93 cm, dişiler 70-75 cm gelir.
Erkek aslan tam bir güç sembolüdür. Omuzları, ayakları ve göğsü son derece kaslı bir yapıya sahiptir. Bir pençe darbesiyle ortalama büyüklükte bir hayvanın omurgasını kırabilir. Bu kadar güçlü yapısına rağmen, özel dizayn edilmiş pençeleri üstünde avına son derece sessiz bir şekilde yaklaşır. Tırnaklar çok keskin bir yapıya sahiptir ve istediğinde içeri çekebilir.
Çok az ışıkta bile ileri bir görüş kabiliyetleri vardır. Böylece, aslanlar geceleri de avlanabilir. Gözlerini bir taraftan diğerine çok fazla hareket ettiremedikleri için, yan taraftaki bir nesneye bakmak için kafalarını döndürmek zorunda kalırlar.
Güçlü bir koklama kabiliyetleri vardır. Bu kabiliyetleri onlara bir çok konuda yardımcı olur. Aslanlar belirli bir alanı kendi alanları olarak görür ve diğer aslanlar bu bölgeye girdiğinde şiddetle karşı koyar. Bölgenin sınırını çizmek, belirli alanlara işeyerek yapılır ve aynı şekilde kendi alana başka bir aslanın girip girmediği de gene koklama yoluyla gerçekleşir. Bu gelişmiş duyu, ona zaman zaman başka bir yırtıcının saklamış olduğu avı bulmak içinde yardım eder. Bu özel koku alma işlevine sahip olmasında, ağzının üst tarafında bulunan jakobson organı önemli işleve sahiptir.
Bir gölgelikte, yatarak derin nefes çekip daha sonra ağzını buruşturan aslan görüldüğünde, aslında onun çevreyi kokladığı anlaşılmalıdır.
Kedigiller arasında kuyruğunun ucunda püskül olan tek kedi, aslandır. Kuyruk önemli bir denge kurma aracıdır, ayrıca dişilerin yavrularla iletişimin için kuyruklarını kullandıkları düşünülmektedir.
Aslanlar söz konusu olduğunda, önemli bir özellikte, çok uzaklardan duyulabilen korku verici kükremeleridir. Onlar, bu hareketi, boğazlarında bulunan iki parçalı özel bir kemik vasıtasıyla gerçekleştirirler. Kükreme, aslanın meydan okuması olduğu gibi diğer aslanlara bir uyarı vazifeside görür.
Aslan yavruları doğduklarında gözleri tamamen kapalıdır ve çevreyi göremezler. Dişiler ortalama olarak 2-4 yavru dünyaya getirir. Ancak bu sayı bazen 8 e kadar çıkabilir. Yavrular ilk dünyaya geldiklerinde ortalama 25-30 cm kadardır. Ağırlıkları ise 400-450 gr gelir. Gözleri 2 hafta sonra açılsa da, görme işlevini yerine getirmek için bir müddet daha geçmesi gerekir.
Yavrular, doğduktan 4 hafta kadar sonra yumuşak yiyecekleri yiyebilir. Süt verme işleminden bir müddet sonra yavru annesi tarafından sürüyle tanıştırılır. Artık yavru sürüye aittir ve süt veren diğer dişileride emebilir. Aslanlar son derece sosyal hayvanlardır ve sürü yaşamı onlar için vazgeçilmezdir. Küçük bir sürü 4-5 dişi aslan ile bir erkek aslandan oluşurken, büyük bir sürüde 15-18 dişi ile 2-3 erkek aslan bulunabilir.
Doğada, yetişkin olanları için doğal düşmanları yok denecek kadar azdır. Diğer hayvanlar tarafından gerçekleşen aslan ölümleri genellikle, avda ( avın boynuzlarından veya çifte atmasından) gerçekleşir.