Biz diye bir gelecek ancak geçmişten ibaret,
Ömrümün geri kalanını seninle kaybederek yitiremem ben!
Kaldıki seni sevmeyi bırak, silmeye bile layık görmüyorum ben! “
Diyerek gitmişti…
Anlatımın kolaylığıyla anlamının zorluğu şakağıma boşalan iki cümlelik şarjördü.
O an biz diyerek başlayan bir cümlenin ben diyerek bitmesiydi aşk.
Keşke söyleyebilseydim
Söylesene kaç yüreğe sığıyor benliğin?
Ne de çok hayat kokuyor üzerin.
Ben seninle ömrümün önsüzünde yalnızlığımı bölüşürken,
Senbeni yalın ayak ateşte yürütüyordun
Kendi içinde mizan kurup, beni hep idam ediyordun.
Ben seni sevdiğime pişman değilim
Yinelense yüreğim yinede seni severim
Çünkü benim yüreğim;
Aklıma hür, vicdanıma kelepçeli sevgilim.
Sana o kadar çok şey sustum ki
Hayatına yazdığın her satırla eskittin beni
Şimdi yerime açtığın yeni sayfalarına bir bak
Birde şu eskiyen adama
Kim bilir ne çok şey kazandın kaybettiklerinin yanında
Ve ne çok şeyden vazgeçtin bu yolda
Gitme diyorken ben,
“Seni seviyorum” dan sonra söylediğim en içten cümleydi
Nereden bilebilirdim ki gidipte dönmeyeceğini
Keşke söyleyebilseydim…
Benim senden sonra yazdığım bir sayfam daha olmadı ki
Islanan bir kâğıda kalem sürülmüyor
ve bu kâğıdı gözlerim hiç kurutmuyor.
Şimdi sana gel diyebileceğim bir sebep bile yokken
Ömrünün geri kalanını yalnızlığımla sana kazandırmaya uğraşıyorum
Ve ben ömrümü senin kazandıklarınla kaybediyorum!
Keşke söyleyebilseydim…