Unutulmuşluğa yol alan bütün gemilerin güvertesinde
Her bahar, düşlerin rengi yeniden düşer gönül sularına
Çünkü; kuşların en sevdiği izlencedir köpüklü denizler
Aşk, yürekteki kutsal sudur ve sancısız koklanmaz hüzün
Bölüştükçe suskunluğumuzu öpmek yetmezdi birbirimizi. Tohumduk, göğün karnını deşerek ıslak yağmurlar serperdik doğurgan yüreklerimize. Uzağımızdı Üsküdar. Galata’dan kanat açardık rüzgârsız. Taksimden bir gitar tınısı şişirirdi duygularımızı. Kocaman bir kentte fasıllar yükselir, yarı yarıya bölüştüğümüz umutlara apansız düşler ekerdik. Toprağımıza serkeş divanelikler yükleyerek birlikte İstanbul olur, İstanbul kokardık.
Tozlu raflardan anıları çıkarınca her yürek buruk anımsar geçmişi. Rotası mutluluğa kırılamayan aşk dümenlerinde şiirler ektim sevdalı yüreğime. Her liman meyhanesinde uğruna şiirler yazar, yokluğunun geçitlerine sönmek bilmeyen küllerini serperdim. Kumsala gülüşlerin düşer, uzaktaki bulutların esrik yalnızlıklarında ellerini tutardım.
İzdüşümünün en görkemli suretlerinde sevda suyunu taşır yüreğinin ipek yolları. Mavidir gönlün ve yeşil saçar aşkının bütün kolları. Her bahar sevincim seni sunsaydı eğer, adına tutkunluğum yıldızlara savaş açardı. Buzlarım yüreğini geleceğe saklar, kraterlerim varlığınla yeni ülkeler kurardı.
Günlerce adına övgüler dizsem, gecelerce aşkına ibadete dursam, sana olan yangını bitmez bu aşk adamının. Çığlığımın suları taşırıp denizlerine sözcüklerimi ulaştırdığı bir sevda gemisi yapıp sana gelmektir yüreğimin tek dileği. Yüzündeki gülücükleri özleyerek gelişini beklemektir o uzak kentlerde seni sevmek. Kokunla dünyanın en güçlü adamı olmaktır varlığına yüreğimi koymak.
Nabzını yüreğimin gövdesine sarınca karaya ulaşır gemilerim. Acıyı sağınca yaşamın memesinden birlikte en çok sessizliğimize sövmek isteriz. Ölümün kol gezdiği yaşam sularında isyan kabartır en çok dalgaları ve yakamozlar küser dolunayına. Işıyan güne, kadife gülüşüne ve kirpiklerindeki öldüren gizeme yolum diyerek sevincini bölüşmek istiyorum. Seni severek bu yaşamın gözesinden kutsal bir su gibi içine akmayı diliyorum.
Eski zaman yolculuklarıydı tanımsız duruşlarımız. Direndikçe yanılgılarımıza somutlaştık dünün alyansında. Yaprağın döşünde, sevdanın düşünde ve yüreğin güneşinde kavrulur aşk. Zamanı gelince toza karışır en hazin korku. Dönektir yaşam ve küreği kirli bir su ayracıdır. Yaşam gözlerinden dökülen gönül sularıdır anlayacağın, bütün kaçışların sorgusunu inadına içinde taşır.
Biliyoruz ki, bazen durdurmak mümkün olmuyor ne zamanı, ne de yaşanılanları. Suskunluk düşlerin kopmuş dizginini bırakmaktır ve sözün ülkesine küsmektir. Karanlık denizler en iğreti dalgaları saklar içinde. Bir çığlık, belki de yüzleşmenin yürekte açtığı oyukları kapatmak zordur. Yabanıl bir yağmur yağar ve esrik bulutlar yağmuru düşürür mavi göklerden.
Yüreğimizin asla doyurulamamış sözcüklerinden eylemlerle, arsız korkularla ve acılarla hesaplarımızı didikleriz hayalet oturuşlarla. Gölgemiz kıyıları döven dalgaları izler, yaşadıklarımızın örgülü saçlarından tutup göçebe yalnızlıklar ekeriz gönül tuvalimize. Oysaki bilgeliğimiz, gecelere ziftlediğimiz şiirlerimiz, ara ara tellerini özlediğimiz kafesimiz ve en çok da gecelerimiz örter içimizin kanlı izlerini.
Öptüğüm dudaklarla, vara yoğa kırılmamla, düzene başkaldırımla, içimde çalan en hüzünlü şarkılarla sırılsıklam yaşarım sevdayı ben her devirde. Güller yarama dokunur, gecelerimde rengârenk laleler düşlerime sokulur ve her bahardan yaşanası bir yaz içimde kalır. Çünkü, kuşların en sevdiği izlencedir köpüklü denizler. Aşk, yürekteki kutsal sudur ve içinde sancı olmadan koklanmaz hüzün.
İçimde büyüyen açlığımsın sen. Yüreğimdeki aşkla büyümüş tüm gülleri bir şafak vakti çaldım. Aşkla göz göze yaşadığım bu sonsuz hayatta balıkçıların kırık ağlarını ördüm. Şiirimdeki tüm renkler mavi, gülüşlerim yeşildir benim. Eskitilen tüm sevdalarımda tanımlarım varsıl gerçeğimi yansıtır, lodosunla kürek çektiğim aşk denizlerinde, ‘senin sevdan’ ömrümün en görkemli baharını yaşatır.
Selahattin Yetgin