Ve deliliğe vurur insan. Nedensizce bazen. Yanlızlığa hapseder kendini. Yalancı gülümsemeler,sahte kahkahalar..
Belki sen de ben de birçoğumuz öyleyiz. Acılarımıza kimi zaman tutsak oluruz kimi zaman ise göz ardı ederiz. Ama gerçek sudur ki acılarımızı mutluluğumuzdan daha uzun süre yaşatırız içimiz de. Öyle olur ki bazen gözlerimizi yumup hayallere daldığımız da bile o bulutların bir yerlerine acılar çoktan çatı kurmuşlardır bile. Ve sonra gök gürültüsü misali bir acı ses belirir taaa içimizin en derinliklerinde ardından gelen sağanak göz yaşı ve umutsuzluk,karamsarlık. Sonrasın da ise becerebiliyorsak eğer umut,mutluluk,huzur,güven,rahatlık,ferahlık ve öz güven adında yedi renkden oluşan bir gökkuşağı oluşturmakdır asıl mesele. Unutmamak gerekir ki hayatın her yanı güzelliklerle dolu ve rengarenk.Yeter gözlerini ve küflü zincirlerle paslanmış kalbini aç. Kimseden ne bir eksiğin ne de bir fazlan var unutma. Sen de mutlu olmak için yaşa. Paslanmıs kalple bir yerlere gelemeyeceğini unutma. Sen aciz biri değilsin. Kendi karakterini ve kişiliğini oluştur ve belirsizlik çemberinden kurtul.Hayata bir adım zaman hayat sana koşarak gelir. Mutlu olmayı asla ama asla ertelemeyin. Çünkü yarına hiçbirimizin garantisi yok...