Bir kadın, ne kadar güzel, kültürlü, zarif, dürüst ve hoş olursa olsun, hırçın, huzursuz ve asabiyse, son derece iticidir.
Hangi erkek, böyle bir kadınla birlikte olmak ister?
Yanınızda, lüzumsuz el kol hareketleriyle, asabi mimiklerle, dişlerini sıkarak konuşan, her an patlamaya hazır bir bomba ile ne kadar huzurlu ve mutlu olabilirsiniz?
Şık giyinmek de önemlidir ama, zerafet, daha önemlidir.
İnsan yaratılış itibarıyla hantal olabilir.
Öyle ölçülü, öyle güzel yürüyen toplu hanımlar vardır ki; onların yürüyüşlerini bile seyretmek, ruha huzur verir.
Hele onlarla yürüyüşe çıkmak, ne kadar mutlu eder insanı! Yere basışlarındaki yumuşaklık, adımlarındaki acelesiz huzurlu tempo ruhu rahatlatır.
Zerafet, kadını şiirleştirir.
Öne yıkılacakmış gibi, asker gibi, omuzları düşük, kambur, boynu, başını taşıyamıyormuşcasına bükülmüş, sallanarak veya sürüklenerek, ya da paldır küldür yürüyen bir kadın düşünün! ..
Ne kadınlar vardır; tesettürlü de olsalar, süzülür gibi, danseder gibi yürürler.
Bir bardak su verirken, bardağı değil, dünyaları uzatırlar, insana! ‘Hizmet’ önemli değildir.
‘Sunuş’ önemlidir. Yumuşak, hoş bir hareketle, gözlerinin içi gülerek, saygı ve sevgi dolu bir bakışla uzatılan bardağın içindeki, her ne ise, mutluluğa dönüşür.