Gece hain bir bıçak keser yüreğini sızlatır yavaş yavaş
Puslu sokaklarda gülüşün çınlar kulağımı deler kanatır yavaş yavaş
Vuslatı beklemesi güzeldir lakin bir usturanın keskin yüzüdür hayat,
Görünmez yaralar açar ömrüne, sonra tuz basar yavaş yavaş
Gözlerin düşünce aydınlanır gece, belalar savrulur yok olur yavaş yavaş
Bense sokak lambasının altında bana bakmayan gözlerine dalarım, ağlarım yavaş yavaş
Aklının almadığı bir zamandır, ana avrat küfürler dolanır dilime söylerim yavaş yavaş
Gece bir yargıçtır, kanayan gönüllere sevda mahkemesi kurulur savunman alınır,
Yazılır yavaş yavaş
Bilmediğin suçlar yüklenir üstüne, beklemek en esaslı işkence beynini tüketir, bitirir yavaş yavaş
En ağır cezadır bana verilen; hukuk kitabının aşk bendi, acı maddesince ömür boyu yalnızlıktır yüreğime giydirilen hüküm sayılı gün değil geçmez yavaş yavaş…
Koğuşum yalnızlarla dolu; Yalnız dalgalar, yalnız karanlıklar ve koğuş mümessili afili yalnız bir uğultu ömrünü tüketir öldürür yavaş yavaş
Bir çukura bırakırlar gömerler yavaş yavaş
Bir hoca, bir kaç tane yalancı seven bekler başında Fatihalar ruhunu yıkar temizler yavaş yavaş
Bu hükmü giymene sebep sevgili, işte ilk o gider oradan yalancı gözyaşlarını siler
Sırıtır yavaş yavaş
Bu satırlar gerçek, bilirim kalbini acıtır parçalar yavaş yavaş
Hayat bu kızma bana alışırsın yaşadıkça alışırsın yavaş yavaş...